Anevrizmalar 4

Anevrizmaların yönetimsel boyutuna bakarken endovasküler çözüm veya cerrahi müdahale gerektirip gerektirmediğine karar vermekte gerektiğini söylemeliyiz. Çünkü bir teşhisi dillendirip çözümünü üretmemek hastalığın variyetini bilip çaresiz kalmaktır. Oysa her hastalığın çaresi vardır anevrizmalarında bir çaresi mutlaka vardır. Sosyolojik anevrizmalarda bireysel vakalardan farklı olarak kişi psikolojisi yerine toplum psikolojisinin değer ifade etmesidir. Ülkemizde yönetimsel anevrizmaları üç esas […]

Yayınlama: 17.06.2017
A+
A-

Anevrizmaların yönetimsel boyutuna bakarken endovasküler çözüm veya cerrahi müdahale gerektirip gerektirmediğine karar vermekte gerektiğini söylemeliyiz. Çünkü bir teşhisi dillendirip çözümünü üretmemek hastalığın variyetini bilip çaresiz kalmaktır. Oysa her hastalığın çaresi vardır anevrizmalarında bir çaresi mutlaka vardır. Sosyolojik anevrizmalarda bireysel vakalardan farklı olarak kişi psikolojisi yerine toplum psikolojisinin değer ifade etmesidir.

Ülkemizde yönetimsel anevrizmaları üç esas altında topladık. Bunlardan birincisi siyaset sistematiği gereği oluşan anevrizmalar Seçim kanunu ve siyasi partiler kanunu merkezli rahatsızlıklar.

İkincisi devlete bağlı devlete kalkan görevini yapabilecek halk ile devlet arasındaki süspansiyon olacak asalet sahibi bütün varlığını devlete borçlu devlet olmazsa olmayacak olan aristokrasinin variyeti.

Üçüncüsü beceri ve idare etme kabiliyeti neticesinde oluşan alınan kararlarda ki ayrıcalıklar ve kuantumları kaos ve kelebek etkileri ile oluşan yönetim anevrizmaları olmaktadır.

Bu gün dördüncüsünü konuşacağız. Yönetime ait kuramsal inançlar, beklentiler, gereklilikler, zaruretler, zorunluluklar gibi sosyal sınıfın devletten beklentileri umutları neticesinde oluşan yönetimsel anevrizmalardan bahsedeceğiz.

Toplumların devlet inancının temelini oluşturan şeyleri daha önce bir başka konumuzda işlemiştik. Toplum ve topluluklar devleti en temel dört ihtiyacının korunması ve ihtiyaca cevap verilmesi üzerine kurulmuştur.  Bu temel dört zaruret;  mal ve can güvenliği, Sağlık, Eğitim, barındığı yerde karnının doymasını sağlamaktır. Yani devlet tersten başlayarak gidecek olursak kişilerin ikamet ettiği yerde karnını doymasını sağlayacak, orada evlatlarının ve kendisinin eğitimini üstelenecek, hastalanırsa sağlığını garanti edecek tedavi merkezlerini kuracak işletecek, ve kişinin gerek kişilerden gerekse diğer toplumlardan malını canını koruyacak olmasını bekleyecektir. Yakın zamana kadar ülkemizde güvenlik konusunda devletin toplumla bir ortaklığı vardı. Güvenliğinin temini için insanlar evlatlarını belirli bir yaşa gelince askerlik görevi ile devletin hizmetine vererek toplumsal güvenliklerinin korumasın da devlete ortaklık ediyordu.

Şimdi bu tamamen değişti. Devlet bir kısım insanı bedelini ödeyince bu görevden men ederken bir kısım insanlara da bu görevi yaptığı için ücret ödüyor. Toplumun dar gelirli ve devletin bütün imkanlarından en az yararlanan üçüncü kesimi ise hala devlete bedelsiz olarak görevini yapmakta ortaklık ediyor.  Aslında artık üçüncü kesimin yaptığı gönüllü ortaklık olmaktan çoktan çıkmış gönüllük yerini baskı ve cebir almıştır. Yani belirli bir kısım askerlik görevini yaparken ücret alıp belirli bir kısımda yapmayarak bedel öderken üçüncü kesim zorunlu olarak askerlik yaptırılır olmuştur.  Artık gönüllü olmak ortadan kalkmıştır. Bu bir nevi derebeylik döneminde toprak sahibi derebeylerine hizmet zorunda olan marabalık sisteminin bir tezahürüdür.

15 Temmuz darbe girişimi esnasında yaşananlar bunun en açık delilidir. Asker halka ateş açtı. Sivillere ateş etti. Şimdi bunu yapanın Türk askeri olmasının; nitelik olarak evet ama nicelik olarak mümkün olmadığını bilerek yazıyorum. Düşünebiliyor musunuz? O asker, vatandaşın savunma görevine ortak olan  evladı olsaydı, sivil halkın üzerine ateş açması mümkün olur muydu? Kendi babasının abisinin kardeşinin üzerine ateş açmasını hangi komutan emretmeye cesaret edebilirdi.

Burada incelediğimiz askerlik sorunu vatandaşın içinde erkek evlatları olan kesimi için değil bütünü için önemlidir. Çünkü vatandaşın devletin savunma gücünde ortak katılımı yoksa ve bu güvenlik para ile satın alınıyorsa ortaya vatandaşla alakası olmayan, emir komuta zincirini asla yargılamayan, verilen emrin sonuçlarını düşünmeyen askerlerin olması doğal sürecin sonucudur.

Şimdi diğer taraftan vatandaşın gönüllü katılımı ile askerlik yapanların durumu ortaya çıkmaktadır. Bunlar o darbe girişiminde darbecilere isyan eden subay astsubay ve onlarla birlikte hareket eden ücretsiz ve bedelli askerlik yapacak parası olmayan zorunlu askerlerle birlikte o darbe girişiminin ihtişamlı gücüne sadece imanı ile müdahale eden insanlar. Eğer onlar olmasaydı darbe mutlaka ki gerçekleşirdi. Çünkü sokaktaki kalabalığın üzerine devletin verdiği silahlarla ateş etmekten çekinmeyen bunu bir görev olarak kabul eden paralı askerler kendilerine direnen diğer askerleri muhatap olarak aldı. Güçleri gönüllü askerleri geçmedi direnen ve gerektiği gibi silahla müdahale eden gönüllü askerler darbeyi yendi.

Ortaya çıkan tablo halktan gizlenerek işin iç yüzü aktarılmadan askerlik kurumunu yine aynı şekilde dizayn eden milli olmayan unsurların görevde kalmasını sağlayanlar iktidar olarak devam etti. Paralı askerlik belki vatandaşın iş bulmakta sıkıntı çeken evlatları için bir çare gibi gözükse de işin esasında gönüllü olmayan askerlik halkını tanımaz. İşte gençlerine iş bulma imkanı bulamayan devletin  iş imkanı olarak askerliği açması milletin evladının halkından uzak zorunlu olarak gelir kapısını ön planda tutmasını sağlayacak olmasının sebebidir.

Bu aslında devletin bir kısım ayrıcalıklı insanını bedelli olarak askerlik yaptırmazken onların yerine tamamen iktidara bağlı halkına ateş edebilecek elindeki silaha göbeğinden bağlı bir gücün oluşturulması çalışmasının ürünüdür ve bu tam da yönetimsel anevrizmanın sebebidir.

Bu anevrizma halka karşı kullanılan yani yönetimin bünyesine karşı kullanacağı bir güç olduğu gibi zaman zaman 15 Temmuz da görüldüğü gibi anevrizmal sebeplerden iktidara karşı da kullanılan bir güç olarak devreye girebilecektir…

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.