Liderlik Patikaları – Beni Anla

Bulunduğumuz dönemde geçmişteki genel kabul gören yönetim tarzları başkalaşmaya devam ediyor. Geçmişte dikilen kıyafetler artık bedenlere uymuyor. Bu dönemde nelerin değiştiğini anlatan bu yazı dizimizin ilk bölümünün başlığı ise “Beni Anla”. İnsanlar bulundukları şirketlerde yönetim kademelerinde görev almaya başladıkları andan itibaren mevcut kuralların üzerine yenilerini getirmeye devam ettiler. Bu kurallardan bazıları insana dokunup insandaki yeteneği […]

Yayınlama: 12.07.2020
A+
A-

Bulunduğumuz dönemde geçmişteki genel kabul gören yönetim tarzları başkalaşmaya devam ediyor. Geçmişte dikilen kıyafetler artık bedenlere uymuyor. Bu dönemde nelerin değiştiğini anlatan bu yazı dizimizin ilk bölümünün başlığı ise “Beni Anla”.

İnsanlar bulundukları şirketlerde yönetim kademelerinde görev almaya başladıkları andan itibaren mevcut kuralların üzerine yenilerini getirmeye devam ettiler. Bu kurallardan bazıları insana dokunup insandaki yeteneği ve verimliliğini olumlu yönde harekete geçirirken bazıları ise kısıtlayıcı, zorlayıcı ve emredici oldular.

Size emir verilmesinden hoşlanır mısınız?

Sizce bir durum karşısında kuralları göstererek kapağı kapatan yöneticilerle size direkt emir verilmesi arasında fark var mı?

Sizi liderlikte farklı bir seviyeye getirebilecek en önemli durumlar bu soruların içinde gizli. Genel yönetim alışkanlıklarına baktığınızda kurallara uyan, kurallarla oluşturulmuş çerçevenin dışına çıkamayan ve bu kurallara öneri adı altında yeni başka kurallar ekleyerek çerçeveyi daraltan yöneticiler halen çoğunlukta. Liderlik yetkinlikleri açısından proaktif bir yöneticinin kural uygulayıcısı değil sistemi bozan kurallara yönelik çözüm stratejileri sunan bir yapıda olması gerekiyor. Bu aynı zamanda hayatı zorlaştıran virajlı yolların içine kestirme patikalar açmak gibi bir şey. Bu özelliği kullanıp ekibine hız kazandıran yöneticilerin benzer diğer yöneticilerden ayrıştığını görebilirsiniz. Hız kazanmanın yolu kural mekanizmasını gerektiği kadarla sınırlandırıp insanı hizaya getirmek adına koyulan fazlalıklardan arındırmakla başlamaktadır. Başlangıç ve temel yerindeyse diğer unsurları harekete geçirebilirsiniz. Unutmayın Türk kültüründe bu çoktan tanımlanmış bir durum. Yani balık baştan kokar. Doğru işlemeyen sistemlerin sizin en önemli engeliniz olduğunu ve doğru kurgulanmış sistemlerde hızlı ilerleyebileceğinizi ajandanıza not alın. Bu bilgiyi kullanmak isteyeceksiniz.

Gelelim insanı yönetme tarzımıza. Yönettiğiniz insanlar sizden çok fazla bir şey beklemiyor. Engel insanı nasıl tanımladığınızda gizli. Doyumsuz olarak tanımlıyorsanız onların açlık sebebi muhtemelen sizsiniz. Her insan talepkardır. Fakat anlaşıldığını, fark edildiğini, ilgilenildiğini hisseden hemen her insan daha az talepkardır.  Şu an gözünüzü kapatın ve son zamanlarda ülkemizde, çevremizde, dünyamızda hangi insanların fark yarattığını aklınızdan geçirin. Büyük oranda; kalbe dokunan, insana yönelik söylemlerde bulunan, tutkusu olan ve bunu karşı tarafa geçiren insanların tercih edilir olduğunu görmeniz mümkün. Sporda, siyasette, iş dünyasında ve hayatta…

Öneriler;

 

Onlara değer verin

Önemseyin, önemsediğinizi gösterin

İlgilenin, değer verdiği şeylerle daha çok ilgilenin. Sadece iş odaklı olmak sanıldığı kadar verimli değildir.

Kalplerine dokunun

Yapabileceğine inandığınız işlerde tecrübesine ve motivasyonuna göre uygun yönetim tarzını sunun. (Durumsal liderlik modelleri)

Kararlarınıza ortak edin, onları paydaş yapın

Samimiyet anahtarınızın en önemli tırnağıdır. Samimiyet ve güven duygusu ekibinizin sizin patikalarınızda yürümesi için biletlerdir.

Ve en önemlisi bunları yaparken niyetinizi ve varmak istediğiniz yeri onlarla çekinmeden paylaşın. Yani yönetsel dertlerinize, kaygılarınıza ortak edin. Bundan korkmayın.

Çalışanlarınızın gözlerinin içine baktığınızda “Beni Anla” dediklerini görmeniz umuduyla…

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.