Hekim çocuğu olmak böyle bir şeymiş!

Bu yıl 14 Mart Tıp Bayramı dolayısıyla yazmayı planladığım köşe yazımda kızımın kalemine yer vereceğim. Uzun uykusuz nöbet gecelerinde, çalıştığım bir karakalem tablosu (Kızımın portre resmi) ile kendi sosyal medya hesabından paylaşım yaparak 14 Mart Tıp Bayramımızı kutlamış. Bu paylaşımı olduğu gibi size aktarmak istiyorum: “Bu resmin ilk taslaklarını annem nöbetlerinde oluşturmaya başlamış. Ve tamamlayınca […]

Yayınlama: 15.03.2023
A+
A-

Bu yıl 14 Mart Tıp Bayramı dolayısıyla yazmayı planladığım köşe yazımda kızımın kalemine yer vereceğim.

Uzun uykusuz nöbet gecelerinde, çalıştığım bir karakalem tablosu (Kızımın portre resmi) ile kendi sosyal medya hesabından paylaşım yaparak 14 Mart Tıp Bayramımızı kutlamış.

Bu paylaşımı olduğu gibi size aktarmak istiyorum:

“Bu resmin ilk taslaklarını annem nöbetlerinde oluşturmaya başlamış. Ve tamamlayınca bana hediye olarak yolladı. Değerini siz düşünün. Peki; bu resimdeki çocuk için ne demekti o nöbetler?

Doğduğumda annem tıpta uzmanlık sınavına hazırlanıyormuş. Aklımın ermeye başladığı zamanlarda da annemi hep ders çalışırken hatırlıyorum. Hatta annemin kendini bodruma kilitleyerek ders çalıştığını, kapının eşiğinde bekleyişlerimi hatırlıyorum. Sonra; biraz daha büyüdüm, hep hastanedeydik, doğum günü kutlamaları, yılbaşları, bayramlar. Sağlık çalışanlarının çocukları, sizin kokusuna tahammül edemediğiniz o hastanelerde büyüyor.
 

İlkokulun ilk günü, liseye başladığım ilk gün, hepsinde babam yanımdaydı, saçlarımı hep babam yapardı, çünkü annem hep hastanedeydi, işinin, nöbetinin başında. Öğretmen olan babamla derslere girerdim, arka sıralarda uyuyakalırdım.

Kardeşim doğdu, annem doğumun üzerinden iki hafta geçmeden “ben işe dönüyorum dedi”  ve ertesi gün işe başladı.

Kaç haftaydı doğum izni 8 hafta mı?

Sonra; yaz tatilleri hep en zoruydu. Annem doğru düzgün izin alamazdı. Bazen babamla birlikte tatile giderdik. Nöbetin denk gelmediği nadir bayramlar şanslı olduğumuz zamanlardı;  ancak birlikte tatile o zamanlarda gidebilirdik.

Sonra; biraz daha büyüdüm. Yıllar geçtikçe evde artan hekim şiddeti konuşulur oldu.

Beyaz kodlar havada uçuştu, şikâyetler, davalar. Tabi hep olumsuzluk yok, bazı hastaları ailesi gibi oldu. Bunları gözlemleyerek büyümek eşsizdi.

Şimdi 30 yıllık hekimlik hayatı üzerine sürekli bir şeyler ekliyor. Ama bakın sizin yemek molalarını bile çok gördüğünüz hekimler nasıl aile kuruyor.

Umarım; poliklinik sırasında doktorunuza anlayış göstermekte zorlandığınız tüm o anlarda aklınıza gelir bu yazdıklarım.

Bir de gencecik hekim arkadaşlarım var. Hayatları benzer ilerleyecek canım arkadaşlarım.

Başta annemin, arkadaşlarımın ve tüm sağlık çalışanlarının Tıp Bayramı kutlu olsun.

Hakkınız nasıl ödenir bilmem. Umarım bu kara günler çabucak biter.

Daha güzel yarınlar inancıyla, iyi ki varsınız.”

Kızımın bu anlamlı yazısından sonra şunu anlıyorum ki bu bayram sadece hekimlerin değil “HEKİMLERİN AİLESİNİN DE BAYRAMIDIR”

Nice 14 Martlara…

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.