Erdoğan’dan Fransa’ya ‘Karabağ’ tepkisi!

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Fransa Meclisi’nin Karabağ kararına ilişkin ”Minsk grubu eşbaşkanı Fransa’nın parlamentosunda aldığı karar skandalın ötesinde tam bir fecaattir, felakettir. Fransa şayet Ermenileri bu kadar seviyorsa kendi topraklarından Marsilya’yı onlara verebilir” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Sarıkamış-Karakurt-Horasan Yolu Açılış Töreni”ne İstanbul’daki Vahdettin Köşkü’nden canlı bağlantıyla katıldı.

Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları şöyle:

”Kars’ı bölgesel ticarette bir üst aşamaya taşıyacak bir yatırımı, Karakurt-Horasan yolunun 40 kilometrelik bölümünü devreye alıyoruz. Karakurt-Horasan yolunun devreye girmesiyle komşu ülkelerle ticarette artık bölünmüş yol standardında kesintisiz ulaşım hizmetine kavuşmuş oluyoruz. Yolun açılmasıyla birlikte tarihi İpek Yolu’nun en önemli merkezi Kars’ın cazibesinin daha da artacağına inanıyorum.

Tehditler karşısında sinen, pusan, eğilip bükülenlerden olmadık. Hep dik durduk, sağlam durduk. Suriye’de adaletin, Irak’ta barış ve istikrarın, Libya’da meşruiyetin yanında tavır alırken daima şahsiyet ve haysiyetle davrandık. Eserden yana nasipsiz olanların içlerindeki kin ve nefretin gözlerini kör etmesi, kalplerini karartması, dillerini çatallaştırması, bizi yolumuzdan alıkoyamaz tam tersine şevkimizi artırır.

Azerbaycanlı kardeşlerimizin mücadeleleri neticesinde hamdolsun bugün Karabağ semalarını artık paçavralar değil, hilal ve yıldız süslüyor. Azerbaycan kimsenin toprağına saldırmadı, 30 yıldır işgal altında olan topraklarını kurtardı. Hal böyleyken Minsk grubu eşbaşkanı Fransa’nın parlamentosunda aldığı karar skandalın ötesinde tam bir fecaattir, felakettir. Fransa şayet Ermenileri bu kadar seviyorsa kendi topraklarından Marsilya’yı onlara verebilir.

Azerbaycan bayrağı şehitlerimizin kahramanlıklarının timsali olarak Dağlık Karabağ’da gururla dalgalanıyor. Karabağ’da kazanılan zafer hem uluslararası hukuk hem diplomasi hem de askeri açıdan Azerbaycan’a anasının ak sütü gibi helaldir. Türkiye olarak her zaman ve her yerde olduğu gibi hakkın, hakikatin, mazlumun yanında yer almayı, bu doğrultuda söz söylemeyi ve siyaset izlemeyi sürdüreceğiz.”