Akşener’den Nebati’nin asgari ücret açıklamasına tepki

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, “Bu ne cürettir, bu ne utanmazlıktır. Hayırdır sayın bakan sadaka mı dağıtıyorsunuz?” dedi.

Akşener’den Nebati’nin asgari ücret açıklamasına tepki
Yayınlama: 21.12.2022
A+
A-

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Milyonların kilitlendiği asgari ücret pazarlıkları sırasında Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin yaptığı “Asgari ücretliye de, memura da, emekliye de ne verilse haklarıdır. Dar gelirliye, fakir fukaraya vermek bereket getirir” sözleri de Akşener’in gündemindeydi.

 

“HAYIRDIR SAYIN BAKAN SADAKA MI DAĞITIYORSUNUZ?”

Bakan Nebati’ye çok sert tepki gösteren Meral Akşener şu ifadeleri kullandı; “Bu ne cürettir! Bu ne utanmazlıktır! Bu ne saygısızlıktır! Kendinize gelin! Hayırdır sayın bakan sadaka mı dağıtıyorsunuz? Lütufta mı bulunuyorsunuz? Kendinize gelin.

“HAZİNEDE KAÇ YETİMİN HAKKI VAR BİLİYOR MUSUNUZ?”

Siz babanızın değil, milletin hazinesinin başında duruyorsunuz! Aile şirketinizde, sosyal sorumluluk projesi yürütmüyorsunuz; devlet yönetiyorsunuz, devlet. Yandaşlarınıza peşkeş çektiğiniz ve batmaya mahkûm ettiğiniz o hazinede; kaç yetimin hakkı var, biliyor musunuz? Paramızı pul ettiniz, yetmedi. Gücümüzü hiç ettiniz, yetmedi. İtibarımızı ağızlara sakız ettiniz, yine yetmedi. Şimdi de milletimizle dalga mı geçmeye başladınız?

“BU ÜLKE SAHİPSİZ DEĞİLDİR”

Eğer fındık kadar aklınız, incir çekirdeği kadar vicdanınız varsa (ki ben hiç sanmıyorum), söylediklerime iyi kulak verin. Bu ülke sahipsiz değildir. Bu ülkenin sahibi, aziz ve cefakâr Türk milletidir. O yüzden haddinizi bilin!”

“TEKLİF CUMHUR İTTİFAKI ÇOĞUNLUĞU İLE MECLİS’TEN GEÇİRİLDİ”

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in açıklamalarından satır başları şu şekilde; “Sözlerimin başında meclis gündemine gelecek ucube bir yasadan bahsetmek istiyorum. AK Parti iktidarı sendikal örgütlenmeye yüzde 2 barajı getirerek, üye kaybı yaşayan yandaş sendikaları kurtarmaya çalışıyor. Bunu yaparken de diğer sendik üyelerine ikinci sınıf sendika muamelesi yapmak istiyor. Bu düzenleme daha önce Danıştay tarafından iptal edilmişti. İktidar ise her zamanki hukuk tanımazlıklarıyla bu defa oranı yüzde 1’den 2’ye çıkararak yeniden getiriyor. Düzenlemeden yaklaşık 250 memurumuz etkilenecek. 9 konfederasyonun da faaliyetlerine devam etmesi mümkün olmayacak. Bundan sonra da yeni sendikaların kurulmasının önüne geçilmiş olacak. Ayrıca bugün bu çatının altında bütün siyasetçilerin tümünü katarak söylüyorum, gazi meclisimizin her bir mensubunun için de izin barajları direne direne aşma iradenizi en iyi anlayan benim. AK Parti’ye yakışır ucube bir düzenleme ile karşı karşıyayız. gereken tepkiyi verdik ancak milletimizin aleyhine olan her teklifte olduğu gibi bu teklif de Cumhur İttifakı çoğunluğu ile Meclis’ten geçirildi.

“FAKİRLİĞİ BİTİREMEYECEKSENİZ NEDEN O MAKAMLARI İŞGAL EDİYORSUNUZ?”

Bugün ülkemizde iktidar eliyle oluşturulan bir cumhuriyet krizinin sonuçlarını artık hayatımızın her alanında hissediyoruz. Her kadının güvencesi olan cumhuriyetimizi beğenmeyenlerin, çocuklarımızı açlığa , gençlerimizi mutsuzluğa, kadınları da endişeye mahkum ettiği bir kirli distopya ile mücadele ediyoruz. Biliyorsunuz, birkaç gün önce, Nur Elif yavrumuz, kötü koşullarda yaşadığı ve aç bırakıldığı için hayatını kaybetti. Daha 6 yaşındaydı… Nur Elif’e bunları reva gören vicdansızları Allah’a havale ediyorum! Şimdi iktidar cenahından bazıları çıkıp, utanmadan; ‘Zaten anne-babası cezaevindeymiş, akrabaları kötü davranmış, her şeyden de iktidarı suçlamayın’ diyecekler. Her zaman olduğu gibi, bu olay için de, ‘bizim ne suçumuz var ki?’ diyecekler. Bu ülkede bir çocuk öldü bir çocuk! Hem de açlıktan öldü! Hem de kötü bakıldığı için öldü! Soruyorum size: Çocuklarımıza sahip çıkmak, devleti yöneten iktidarın görevi değilse, kimin görevidir? İşine geldiğinde; ‘Dicle’nin kenarında, kurdun kaptığı bir koyun bile benim mesuliyetim altındadır’ diyenler, işine gelmediğinde ölen daha 6 yaşında bir çocuğumuzun sorumluluğunu üzerinden atabilir mi? Atamaz! Eğer koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin gücünü kullanan bir iktidar çocuklarımızı koruyamıyorsa, insanlarımızı sahipsiz, kimsesiz bırakıyorsa ve üstüne üstlük mesuliyet almaktan da kaçıyorsa ortalıkta, ‘ben ülke yönetiyorum’ diye gezemez! Kardeşim, siz bostan korkuluğu musunuz? Fakirliği, muhtaçlığı, açlığı bitiremeyecekseniz neden o makamları işgal ediyorsunuz? Sadece kendi zenginliğinizi sağlamak için mi oradasınız? Sadece yandaşlarınızı bu milletin cebinden çıkanlarla zengin etmek iç n mi oradasınız? O koltuklarda Sarayda sefa sürüp, şaşalı yemekler yemek, özel uçakla, maça gidip gelmek için mi oturuyorsunuz?

“SENDEN HESAP SORACAĞIM CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN”

Sayın Erdoğan her sıkıştığında, ‘Bu konu siyasetin konusu değildir’ diyerek, işin içinden sıyrılamazsın. Sana göre neyin siyasetin konusu olup olmadığı, beni zerre ilgilendirmiyor. Engin birikiminin ve derin fikirlerinin cefasını, zaten milletçe yıllardır çekiyoruz. Beni, Eskişehir’deki Nur Elif ilgilendiriyor, ve onun için senden hesap soracağım!Beni, Van’daki Muharrem ilgilendiriyor, ve onun için senden hesap soracağım!Beni, Adana’daki Emine ilgilendiriyor, ve onun için senden hesap soracağım!Sen bu memlekette varlık içinde yaşarken, kestane ballarıyla, manda yoğurtlarıyla, Medine hurmalarıyla, sefa sürerken, yokluktan, yoksulluktan ölen, açlığa mahkûm ettiğin çocuklarımız için, senden hesap soracağım! Bu kürsüden defalarca gündeme getirmeme rağmen rüzgargülü projemizi devreye almak yerine, utanmadan yasaklattığın için senden hesap soracağım! Bunlar daha iyi günlerin! Milletimizle el ele verip, siyasi rantı çocuklarımızın hayatına tercih eden bu kalpsizliğin, bu vicdansızlığın hesabını sana sandıkta soracağım! Hiç merak etme, çok az kaldı.”

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.