Cumhurbaşkanı Erdoğan, üç büyükşehir belediyesindeki görevlendirmelerle ilgili açıklamalar yaptı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, üç büyükşehir belediyesindeki görevlendirmelerle ilgili olarak, “Kendilerine gelen parayı halka değil de Kandil’e, dağa gönderenlere seyirci kalamazdık ve kalmayacağız” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi Başkanlığı Subay ve Astsubay Mezuniyet Törenine katıldı. Erdoğan burada yaptığı konuşmada önemli mesajlar verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle konuştu: İspanya’dan Fransa’ya kadar dünyanın birçok yerinde benzer işlemler yapılırken sesleri çıkmayanlar Türkiye’de ortalığı ayağa kaldırıyorlar. Bu tavır demokratlıklarından değil ülkemize olan husumetlerindendir. İçimizde bazıları bölücü terör örütüyle aynı çizgide gitmektedir. Terör örgütleriyle bu kadar içiçe geçmek hayra alamet değildir. Milletimizin yeri geldiğinde gereken tavrı ortaya koyacağına inanıyorum. Türkiye kısa, orta ve uzun vadeli çıkarlarının korumanın mücadelesini veriyor. Buna rağman çıkarcıların fırsatçılık peşinde koşması gerçekten çok acıdır. Kim ki terörle elele olursa milletin bize verdiği yetkiyi yasalar içerisinde sonuna kadar koruyacağız. Bunların yaptığı siyaset değildir. Bir belediye başkanının görevi şehre hizmet, halka hizmettir. Halka değil de teröristlere hizmet ediyorsa, şehit yavrularımızın ailelerini belediyenin kapısının önüne koyuyorsa biz de onları kapının önüne koyarız. Bunlara seyirci kalanlar gaflet içindedir. Şimdi bu kadarını söylemekle yetinmek durumundayız. Günü geldiğinde tüm pazarlıklar, ilişkiler, belge ve bilgileriyle ortaya dökülecektir. Milletimizin bize verdiği görev kim ne yaparsa yapsın bayrağımızı dimdik tutmak ezanlarımızı susturmamak için azimle mücadeleye devam etmektir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmalarından ana başlıklar şöyle:
Eğer bir toprağın uğrunda ölen yoksa o toprak zaten vatan olmaz, olamaz. Şehit kanıyla yoğruluyorsa işte o vatan olur. Sınırlarımız içinde ve ötesinde mücadele vermeyi sürdüren tüm güvenlik güçlerimize başarılar diliyor, Rabbim hepsini muhafaza etsin korusun diyorum. Son dönemde bölücü örgütün şehit ettiği jandarmalarımıza buradan bir kez daha Allah’tan rahmet niyaz ediyorum. Ülkesini yaşatmak, milletini korumak için can veren kahramanlarımızın her biri yüreğimizde sonsuza kadar yaşamaya devam edecek. Can veren kahramanlarımızın her biri yüreğimizde yaşamaya devam edecek. İçinde bulunduğumuz şu jandarma okulunun 180 yıllık geçmişi var. Bu devlet bir kabile devleti değildir. Bu devlet tarihe malolmuş bir devlettir. Pazartesi günü kendisinden kat bek at kalabalık orduyu gün batmadan darmadağın ettiğimiz Malazgirt Zaferimizin 948. yıldönümü için inşallah Malazgirt’te, Ahlat’ta olacağız.
“SAVUNMA SANAYİMİZİN YÜZDE 70’İNİ ÜRETİYORUZ”
Alparslan oradan yola çıktı ve Anadolu bizler için vatan oldu. Bizim milletimizin kurduğu ordular her dönemde dünyanın en önemli askeri yapıları olmuştur. Bugün de TSK dünyanın en önemli yapılarından biridir. Yarın da öbür günde bu millet dünyanın en güçlü ordularından biri olmaya devam edecektir. Bunun sebebi savaşa meraktan değil bizi ne burada ne başka yerde bizi barındırmayacaklarını biliyor olmamızdır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Yurtta barış dünyada barış’ sözü de aslında barış içinde yaşayabilmemiz için daima çok güçlü olmayı ifade ediyor. Dünyanın öbür tarafından gelip silah yığanları barışçı gösterirken bizi savaş çığırtkanı gösteriyor. Ülkemizi savaş suçlusu göstermeye çalışıyorlar. Elbette Türkiye güvenlik güçlerinden ve vatandaşlarından şehit verirken kendi konforlu dünyalarından ahkam kesenlerin sözüne kulak verecek değiliz. Eğer S-400 almamız gerekiyorsa onun için aldık, onun için alıyoruz. Siyaseti ve diplomasiyi asla ihmal etmeden ama gerektiğinde güç kullanmaktan da çekinmeden. Kendi savunma sanayi ürünlerimizin yüzde 20’sini üretiyorduk ama şimdi yüzde 70’ini üretiyoruz. Bunun bir anlamı var. Aynı zamanda ihraç ediyouz yaklaşık 3 milyar dolar elde ediyoruz.
“SAYIN TRUMP’LA GÖRÜŞECEĞİZ! BİZ ARTIK MASADAYIZ”
Şu anda Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin olmadığını söyleyen zavallılar var. Amerika, Fransa, Katar, İngiliz varmış ama sadece Türkiye yokmuş, zavallı. Bizim oradaki sondaj gemilerimizin üzerindeki devasa albayrağımızı tanımayacak kadar zavallı. Bizim sondaj gemilerimiz kiralık değil kendimize ait. Oradaki bütün tarama gemilerimiz aynı şekilde bize ait. 4 gemiyle oradayız. 4 geminin yanında da Deniz Kuvvetlerimizin fırkateyni var, aynı şekilde Hava Kuvvetlerimiz orada. Oradaki çalışmalarımızı yürütüyoruz ve sonuna kadar yürüteceğiz. Terör örgütlerini sınırlarımız içinde büyük ölçüde bitirme noktasına geldik. Sınırlarımız boyunca oluşturulmaya çalışılan terör koridorunun batı ayağını tümüyle kırdık. İnşallah bu koridorun doğu ayağını da halen devam eden müzakerelerin ardından kırdığımızda oyunu bozmuş olacağız. Bugün sayın Putin’le bunu konuştuk, önümüzdeki hafta sayın Trump’la da bunu konuşacağız. Biz artık masadayız.
“KANDİL’E GÖNDERMEYE SEYİRCİ KALMADIK, KALAMAYIZ”
Oyun sahiplerinin tamamen vazgeçip köşelerine çekilmeyeceklerini elbette biliyoruz. Ama kazanılan her raundun sonuca etkisinin gayet iyi farkındayız. Mücadelemizin en küçük gevşemeye müsaade etmeden bayrağı sonraki nesillere devredene kadar sürdüreceğiz. Milletimiz olup bitenin farkında. 82 milyon vatandaşımızın ve yüzlerce milyon kardeşimizin kalbinin, duasının, desteğinin arkamızda olduğunu biliyoruz, bunu unutmuyoruz. Bugün burada genç subay ve astsubayların yüzlerinde gördüğüm karanlık bizim gücümüze güç katmıştır. Rabbim hepimizden razı olsun. Ülkemize ve milletimize tehditleri sadece güvenlik güçleriyle bertaraf edemeyiz. Bunun için topyekün mücadele gerekiyor. Birtakım belediye başkanlarının yerlerinden alınarak yerlerine yapılan atamalar işte bunun için yapılıyor. Kendilerine gelen parayı halka değil de Kandil’e, dağa gönderenlere seyirci kalamazdık ve kalmayacağız. Dünyanın hiçbir yerinde hiçbir devlet böyle bir çarpıklığa izin vermez. İşte Katalonya’daki belediye başkanını İspanya bizim yaptığımız gibi benzerini yaptı.
“BİZ DE ONLARI KAPININ ÖNÜNE KOYARIZ”
İspanya’dan Fransa’ya kadar dünyanın birçok yerinde benzer işlemler yapılırken sesleri çıkmayanlar Türkiye’de ortalığı ayağa kaldırıyorlar. Bu tavır demokratlıklarından değil ülkemize olan husumetlerindendir. İçimizde bazıları bölücü terör örütüyle aynı çizgide gitmektedir. Terör örgütleriyle bu kadar içiçe geçmek hayra alamet değildir. Milletimizin yeri geldiğinde gereken tavrı ortaya koyacağına inanıyorum. Türkiye kısa, orta ve uzun vadeli çıkarlarının korumanın mücadelesini veriyor. Buna rağman çıkarcıların fırsatçılık peşinde koşması gerçekten çok acıdır. Kim ki terörle elele olursa milletin bize verdiği yetkiyi yasalar içerisinde sonuna kadar koruyacağız. Bunların yaptığı siyaset değildir. Bir belediye başkanının görevi şehre hizmet, halka hizmettir. Halka değil de teröristlere hizmet ediyorsa, şehit yavrularımızın ailelerini belediyenin kapısının önüne koyuyorsa biz de onları kapının önüne koyarız. Bunlara seyirci kalanlar gaflet içindedir. Şimdi bu kadarını söylemekle yetinmek durumundayız. Günü geldiğinde tüm pazarlıklar, ilişkiler, belge ve bilgileriyle ortaya dökülecektir. Milletimizin bize verdiği görev kim ne yaparsa yapsın bayrağımızı dimdik tutmak ezanlarımızı susturmamak için azimle mücadeleye devam etmektir.
“SURİYE’DEN GÜVENLİĞE KADAR MÜJDELERİMİZ OLACAK”
Çok yakında milletimize Suriye meselesi başta olmak üzere güvenlikten ekonomiye kadar her alanda müjdelerimiz olacak. Ülkemize içeriden ve dışarıdan yönelen her tehditle başedecek güce sahibiz. Biz bir oldukça, iri oldukça, diri oldukça, kardeş oldukça hep birlikte Türkiye oldukça Allah’ın izniyle üstesinden gelemeyceğimiz hiçbir sorun ve sıkıntı yoktur. Ülkemizin gelişmesini, büyümesini, güçlenmesini engelleyemenlerin milletimizin birlik ve beraberliğini bozmak için seferber olmalarının sebebi budur. Şu anda bu stadyumun içerisinde tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet olarak geleceğe yürüyoruz.