CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 23 Haziran İstanbul seçimlerine ilişkin ilginç ifadeler kullandı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ekrem İmamoğlu’na mazbata verilmesine dair konuşurken “YSK orada. İsterlerse gitsinler. Yeni bir seçim isterlerse itiraz etmeyeceğim” ifadelerini kullandı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuştu.
İşte Kemal Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından satır başları:
GEZİ PARKI DAVASI
Gezi olaylarında kendini gösterdiler, ağaçların kesilmesine karşı çıktılar, hep birlikte mücadele ettiler, dünyanın en demokratik eylemlerinden biriydi… Ama hazmedemediler. Talimat üzerine müdahale edildi. İddianameler hazırlandı, altının boş olduğu ortaya çıktı.
Osman Kavala’yı tutukladılar. 601 gündür içeride. Ne yaptı bu insanlar? Ağaca sahip çıkmak, yeşile sahip çıkmak demokrasinin olmazsa olmazıdır. Hiç kimse şiddete başvurmadı. FETÖ’cü savcı ve hakimlerin hazırladığı iddianameler vardı. Demokratik hakkınızı neden kullanıyorsunuz diye intikam alacaklar. Osman Kavala diyor ki “madem ki talimat alarak bunları yapmışım, finanse etmişim, bu davanın şüphelisi dahi olmaması biraz garip değil mi?” Amaç Gezi eylemlerine katılan gençlerden intikam almak.
Gezi olayları Türkiye’nin dünya siyaset tarihine bıraktığı bir mirastır. Tamamı bizim çocuklarımızdır. Kim ne derse desin Osman Kavala boşuna yatıyor, tıpkı Eren Erdem gibi. Ama kimse meraklanmasın, Türkiye’nin önü açıldı. Türkiye’ye demokrasi, huzur gelecek.
İSTANBUL SEÇİMLERİ
İstanbul’a baharı getirdik, hazmedemediler. Binbir türlü iftira atıldı. Çaldılar dediler, hırsız nerede göremedik, kamera kayıtlarını göremedik. Kapalı kapılar ardından seçimi iptal ettiler. Madem oylar çalındı diyorsun, 39 ilçeyi iptal et dedik.
Biz hiç tahriklere kapılmadık, sağduyulu hareket ettik, İstanbulluya güvendik. Onun savcılarına, bürokratlarına güvenmiyoruz, ama 16 milyon İstanbulluya sonuna kadar güvendik. 800 bini aşkın oy ile Ekrem İmamoğlu yeniden seçildi.
Doğrudan doğruya Ekrem İmamoğlu’nu hedef alarak propaganda yaptılar. Medyaları var, cumhurbaşkanları var, bürokratları var. Ama bizim de inancımız var.
Seçimlerde bütün arkadaşlarımız soğukkanlılıkla hareket etti. Hiç kimsenin yaşam tarzını sorgulamadık. Baskılara rağmen, taraflı cumhurbaşkanına rağmen, devletin valisine rağmen demokrasi destanı yazdık. 16 milyon İstanbullunun yazdığı destanı konuşuyor bütün dünya.
Millet İttifakı’na teşekkür ediyorum, Saadet Partili, AKP’li, MHP’li, HDP’li yöneticilere ve oy veren seçmenlere teşekkür ediyorum. Hep birlikte demokrasi destanı yazdık. Bu destan demokrasiye susayanların destanıdır.
“BU SEÇİMLERİN İKİ SONUCU VAR”
Bu seçimlerin iki sonucu var; seçmen, Türkiye’deki siyasilere bir mesaj verdi, yargıya önemli bir mesaj verdi. “Bir kişi haksızlığa uğradı, biz haksızlığı gidereceğiz” dediler. Mazbatayı verecekler, istiyorlarsa yine YSK orada gitsinler, dilekçe hazırlasınlar, vallahi itiraz etmeyeceğim, yeniden seçime gidilsin.
Vatandaş, cumhurbaşkanının tarafsız olmasını istiyor. 800 bin kişi bu mesajı verdi. “Cumhurbaşkanı taraflı mı olmalı tarafsız mı olmalı?” referandumuna hazırız.
Diğer sonucu, tüm dünya Türkiye’deki dikta yönetimini kabul ediyor. “Her türlü baskıya rağmen, yargının siyasallaşmasına rağmen, bu ülkenin dokularında demokrasi vardır” dedik. Dünyaya demokrasi mesajı verdik. Türkiye’den demokrasi açısından umutlarını kesmişlerdi.