Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisinin grup toplantısında oyuncu Deniz Çakır’ı yerden yere vurdu..
Erdoğan’dan Deniz Çakır’a: Adı da sanatçıymış. Peh. Bu ülkenin başörtülü hanımlarına ‘Suudi Arabistan’a gidin’ demek, faşistliğin dik alasıdır. Bu CHP zihniyetidir
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda konuştu. Erdoğan bir AVM’de başörtülü kadınlara hakaret ettiği iddia edilen Deniz Çakır’a isim vermeden sert sözlerle yüklendi.
Erdoğan “Bu ülkenin meşrebi ve duruşu belli olan Cumhurbaşkanı’nı bira içmeye, Mozart dinlemeye zorlamak faşistliğin dik alasıdır. Bu ülkede başörtülü hanımlara Suudi Arabistan’a gidin demek faşistliğin en sefil halidir. En son bir konserden çıkan başı açık örtülü kızlarımıza orada gelip bu şekilde sataşıp Suudi Arabistan’a gidin burada ne işin var diyenlerin halini düşünün adı da sanatçıymış. Dert başka ne derseniz deyin bu ülkede insanların yaşam biçimi ile uğraşan CHP zihniyetidir. AK Parti tam aksine bu ülkede yaşam çeşitlerini garanti altına alan bir siyasi zihniyettir. Bu CHP zihniyeti inşallah önümüzdeki seçimlerde milletimizden hak ettiği dersi bir kez daha alacaktır.” ifadelerini kullandı.
NE OLMUŞTU?
Oyuncu Deniz Çakır’ın, 30 Aralık Pazar günü ünlü bir AVM’nin en popüler kafelerinden birine alkollü gidip yan masada sohbet eden başörtülü kızlara “Burası Arabistan mı? Ne geziyorsunuz burada!” diyerek sözlü tacizde bulunduğu iddia edilmiş, konuyla ilgili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma başlatmıştı.
ÜNLÜ OYUNCU İDDİALARI REDDETMİŞTİ
Oyuncu Deniz Çakır, savcılığın kendisi hakkında başlattığı hakaret soruşturması hakkında açıklamada bulunmuş iddiaları reddetmişti. Çakır açıklamasında, “Üzerime atılmak istenen işlenmemiş bir suçtur ve utanç vericidir” ifadesini kullanmıştı.
İŞTE O PAYLAŞIM:
Zorunlu Açıklama
Sustum, çünkü böyle bir suçlama karşısında savunma yapmayı bile zul gördüm. Şimdi okuyacaklarınız da bir savunma değil, bilgilendirmedir. Belli ki bunu yapmadığım zaman bazı kişiler iftira ve karamalarına devam edeceklerdir.
30 Aralık 2018 günü, öğleden sonra iki kadın arkadaşımla doğum günümü kutlamak üzere gittiğim mekanda yaşananlar ile ilgili kamuoyuna yansıtılanlar gerçeği yansıtmamaktadır.
Arkadaşlarımla gittiğimiz mekanda önce yan masamıza oturan kişiler hal ve hareketleriyle bizden rahatsızlık duyduklarını belli ettiler. Hatta bakışları ve vücut dilleri zaman zaman tacize de yaklasmistir. Bizi bilinçli olarak huzursuz ettiler. Daha sonra bizim kutlama ortamimizdan hoşnut olmadıklarını belli ederek yer değiştirip başka bir masaya geçtiler.
Arkadaşlarımla kutlama yaparken dogal olarak birbirimizin fotoğraflarını çektiğimiz sırada, bu sefer kendi fotoğraflarını çektiğimizi ima ederek bize sözlü olarak da sataştılar ve bu noktada aramizda kısa bir sözlü tartışma yaşandı. Konu uzamadi kapandı. Aynı ortamda yaklaşık 20 dakika daha oturduk. Mekanda kameralar mevcuttur,görüntüler incelenebilir.. bu konuda hiçbir kaygı yaşamamaktayım.
Tartışmanın, benim açımdan giyim, kuşam, türban, baş örtüsü gibi kişisel tercih ve özgürlüklerle ilgisi yoktur, olmamistir olamaz da. Ancak tam tersi, söz konusu kişiler mekanda beni gördükleri andan itibaren benim tercihlerimden rahatsız olduklarını ortaya koymuşlardır.
Yaşamımın her döneminde ezilenin, haklının, kadınların, yanında oldum. Kişisel özgürlüklerin savunucusu oldum. Hal böyle iken üzerime atılmak istenen islenmemis bir suçtur ve utanç vericidir.
Kamuoyunun bilgisine sunarım.