Oyuncu Erkan Petekkaya, “(Acilen satışı yasaklansın) dediğiniz şey nedir?” sorusuna çarpıcı bir yanıt verdi.
Başrolünde yer aldığı ‘Deliler’ filmi vizyonda olan Erkan Petekkaya, “(Acilen satışı yasaklansın) dediğiniz şey nedir?” sorusuna bu yanıtı verdi.
Oyuncu Erkan Petekkaya, Posta Gazetesi’nden Dilara Doğan’a konuştu.
Bu hafta okuduğunuz en ilginç şey neydi?
Haberlerde gördüm. 34 yaşında bir adam kaza geçirmiş. Hafızası tamamen silinmiş, tüm yaşamını unutmuş. Hayata tekrardan başlamış, çok enteresan geldi bu bana. Karısını tanımıyor, karakterini bilmiyor. Karısı verdiği röportajda diyor ki: “Yumurta kırmayı bilmeyen bir adamdı. Bir gün eve geldim, saç kavurma yapıyor.”
Bir yetişkin olarak yaptığınız çocuksu şeyler var mı?
Bunu karşımdakilere sormak lazım. Yapmak isterim. Niye çocuksu olmayalım ki? Terbiyesizlik yapmadığın sürece çocuk ol, ne var ki.
Türkiye dışında nerede yaşamak isterdiniz?
Türkiye dışında başka bir yerde yaşamak istemezdim, ama mecbur kalırsam mutlaka tropik bir yerde yaşamak isterdim. Zanzibar olabilir.
En son kime ‘Seni seviyorum’ dediniz?
Oğluma.
En tuhaf takıntınız nedir?
Ters dönen terlikleri, ayakkabıları çevirip düzeltiyorum. Çünkü küçükken bana “Ayakkabını ters görürsen ve düzeltmezsen annen baban ölür” demişlerdi. Hala düzeltiyorum. Atalar birçok şeyi boşuna dememiş. “Gece tırnak kesme” demişler. Niye? Çünkü ışık yok. Gaz lambasıyla tırnak mı kesilir? Ben de gece hiç tırnak kesmem.
Bir şansınız olsa geçmişinizdeki hangi hataları düzeltmek isterdiniz?
Onlar bana saklı ama düzelttim çoğunu.
Şu anda olduğunuz kişi olmanızda payı olduğunu düşündüğünüz kişiler kimlerdir?
En başta ailem, sonra üniversitedeki hocalarım. 12 yıl Devlet Tiyatrosu’nda tiyatro yaptım, orası. Sonra Sergin Akyaz, Suavi Doğan, Hilal Saral, Erol Avcı, Osman Yağmurdereli ve daha birçok kişi…
Vücudunuzda en sevmediğiniz yer neresi?
Kendimi seviyorum.
Yetiştirilme şeklinizle ilgili bir tek şeyi değiştirebilseniz bu ne olur?
Daha sakin, daha az sinirli olmak isterdim. Haksızlığa gelemiyorum. Bana yapılması önemli değil, size de yapılsa çıkıp konuşurum. Bu yüzden başıma bela alıyorum. Daha sabırlı olmayı isterdim. Yavaş yavaş oluyorum.
‘Acilen satışı yasaklansın’ dediğiniz şey nedir?
Alkol ve sigara.
Bir anlık hevesle alıp hiç kullanmadığınız bir eşya var mı?
Vitamin ve krem alıp alıp kullanmıyorum sonra çöp oluyor.
Şu an durumunuzu özetleyen kelime?
Mutluyum, heyecanlıyım. Yeni dizimin çekimleri başlıyor. ‘Deliler’ filmimiz vizyonda. Allah’a şükür kimse kötü bir şey söylemedi. Klavyesinin başında laf atmak için bekleyen insanlar bile! Her şey iyi gidiyor.
Kazandığınız parayla ilk ne aldınız?
Çalar saat aldım. Profesyonel hayata başlamıştım, sabahları erken uyanmam gerekiyordu o yüzden. Diyarbakır’daydım, Devlet Tiyatrosu’na daha yeni girmiştim. Çalar saat alacak param yoktu. Sabah ilk provaya geç kalmamalıydım. Sabah uyanamam diye geceleri uyumuyordum. Gittim son paramla kazı kazan aldım, en yüksek para ödülü bana çıktı. Hemen kebapçıya gidip güzel bir kebap yedim, sonra çalar saat aldım.
“SOSYAL MEDYAYI TEHLİKELİ BULUYORUM”
Sosyal medyayla aranız nasıl?
Sosyal medyayı iyi kullanamıyorum. Samimi bir şey söylüyorum, insanlar ters tarafa çekiyor, ne söylemek istediğine bakmıyor kimse. Suçsuzken birdenbire suçlu oluyorum. Sosyal medya oyunlarını oynayamıyorum. Bence çok tehlikeli bir şey. Bilgi edinmek için ve sağlıklı iletişim kurmak için kullanılması gerek tabii. Misal söylemek istediğimi söylüyorum, Instagram’da bir açıklama yapıyorum, küfür yağıyor. Sonra siliyorum, ki zaten koyarken de sileceğimi bilerek koyuyorum. Twitter ve Facebook’ta adıma açılmış sahte hesaplar var, hiçbiri bana ait değil. Benim sadece Instagram hesabım var.
Sizi bu aralar en çok ne kızdırıyor?
Çok şey var. Kızdırmayanları sıralamak daha kolay…
‘Ölsem de vazgeçmem’ dediğiniz bir huyunuz?
Samimiyetim. Ama başıma çok iş açıyor.
Kişiliğinizi en iyi tanımlayan hayvan?
Yunus.
“BEN ÇOK AĞLARIM”
Hayatınızı anlatan bir film çekilse son sahnesinde hangi şarkı çalar?
Doymadım Doyamadım…
Mezar taşınıza ne yazılsın isterdiniz?
‘Game Over’ ama parantez içinde ‘Part 1′ yazalım.
En son ne zaman ağladınız?
Birkaç gün oldu herhalde. Ben çok ağlarım. Haberlerde acile yetiştirilen bir hastayı ambulanstan indiriyorlardı. Doktorların ve hemşirelerin hiç tanımadıkları bir insanı hiçbir çıkar düşünmeden hayata döndürmek için yaptıkları samimi çabaları görünce ağladım. Ona ağladım, hastaya ağlamadım. Çok acı görüntülere değil, samimi ve çıkarsız şeylere ağlıyorum ben. İçimden ağlıyorum o acı görüntülere, dışımdan ağlayamıyorum.
“AŞKIN NE OLDUĞUNU KİMSE BİLMİYOR”
Tutkulu aşık mısınız?
Hayır. Ama çok tutkulu bir sevenim. Sevgi benim için daha kıymetli aşktan. Aşk biter gider, sevgi çok başka bir şey. Sevginin içinde ise her şey var. Sevgi ve saygı benim için daha kıymetli. Ayrıca aşkın ne olduğunu kimse bilmiyor ki. Sorup duruyoruz ama ‘Aşk budur’ diyen yok hâlâ. Herkes ahkam kesiyor.
Anlaşamayacağınız insan tipi?
Samimiyetsizler.
En güzel vücudu nasıl tarif edersiniz?
En güzel vücut vücudunu sevenindir. Sevmiyorsan ne yaparsan yap, olmaz. Görmüyor musun, insanlar estetik cerrahlardan çıkmıyor. Herkes kendinden ve bedeninden mutsuz. Buna katılmıyorum ben. Herkes kendi bedeniyle güzel.
Buradan birine seslenecek olsanız, kime, ne dersiniz?
Dünyaya seslenmek isterdim, ‘Neyi paylaşamıyoruz?’ diye. Doğada var olan şeyler hepimize yeter. Niye insanlar ölüyor? Niye füzeler yapıyorlar? Bunların durmasını isterdim sadece.