Gençlik yıllarının bitmeyen çilesi sivilceler yani akneler orta yaştan itibaren de bıraktığı izlerle yine canımızı sıkmaya devam edebiliyor.
Doğru bakım ve tedavi yöntemleri ile aknelerinizden kurtulabilir, sizi aynalarla barıştıracak izleri silebilirsiniz.
Akne tedavisini kısa ve gelişigüzel yöntemlerle yaparsanız hiçbir zaman bu minik izlerden kurtulamazsınız. Tedavinin kalıcılığı için öncelikle cildinizin neden akne ürettiğinin tespit edilmesi gerekiyor. Nedene yönelik tedavinin sonunda da kalıcı bir korumayı sağlamak için yine size görevler düşüyor. Aknelerin uzun ama mutlu son vadeden kalıcı tedavi sürecini Dermatoloji Uzmanı Dr. Neslihan Dolar’dan anlattı.
Akne nedir, nasıl oluşuyor?
Sivilce olarak da adlandırılan akne, yağ bezlerini ve kıl köklerini ilgilendiren kronik iltihabi bir hastalık. Yapılan çalışmalarda 11 ile 30 yaş arasındaki kişilerde aknenin görülme sıklığı yüzde 80 olarak belirlendi. Yaşamsal önemi olmayan akneler, estetik açıdan sorunlar yaratıp psikolojik bozukluklara yol açabiliyor. Özellikle ergenlik döneminde, hem erkek hem de kızlarda artan androjen hormon seviyesi aşırı yağ üretimine neden oluyor. Akneli kişilerin sebum adı verilen yağ salgıları, normal kişilerden daha fazla. Akne oluşurken kıl köklerinin huniye benzeyen yerinde bakteriler, sebum ile hücresel atıklar kümeleniyor ve tıkanma yaratıyor. Böylece sivilcenin ilk aşaması olan siyah noktalar oluşuyor. Foliküldeki yağ ve hücrelerle beslenerek çoğalan bakteriler, kimyasal maddeler salgılayarak burada bir reaksiyon oluşturuyor ve folikül duvarı parçalanıyor. Sebum, bakteriler ve hücreler deri içine dağılarak kızarıklık, şişme ve iltihaplanmaya neden olabiliyor. Böylelikle iltihaplı sivilceler, şekil ve doku bozukluğu yapan kistler ortaya çıkabiliyor.
Akneye neden olan rahatsızlıkların altta yatan nedenleri neler?
Akne, cildimizdeki yağ bezlerinin iltihabı yani bir hastalık. Dolayısıyla tedavi gerektiren bir durum. Ergenlik döneminde toplumun yüzde 80’inde görülen bu durum, ergenlik döneminden sonra da devam ediyorsa mutlaka altta yatan bir neden vardır. Bizim bu nedeni bularak ortaya çıkarıp, onun üzerinden tedaviyi sürdürmemiz gerekiyor. Aknenin oluşumunda birçok faktörün neden olduğu düşünülmekle beraber; hormonlar, genetik özellikler, bakteri ve parazitler, bazı hormon ilaçları başta olmak üzere birtakım ilaçlar ön plana çıkıyor. Stres, aşırı terleme, metabolik hastalıklar, uygun olmayan diyetler, mesleki nedenler diğer faktörler. Çevresel etmenler, hava kirliliği, yüksek nem düzeyleri ve yanlış kozmetik ile cilt bakım ürünlerinin kullanımı da akneyi harekete geçiriyor. Akne problemi olanların korkusu bunun karaciğerden kaynaklanabileceği ki karaciğer bu konuda son derece masumdur aslında.
Hangi vitaminlerin eksikliği akneye neden oluyor?
Yapılan son araştırmalar, sivilce problemi olan insanlarda çinko eksikliğine rastlandığını ortaya koyuyor. Akne oluşumuna yol açan yağ üretiminde çinkonun eksik olmasının büyük bir etkisi var. Çinko, bağışıklık sistemini güçlendiren, hücre yenileyen bir mineral. A vitamininin kimyasal bileşimini harekete geçiriyor ve antibakteriyel etkisi ile sivilcelerin azalmasına yardımcı oluyor. A vitamini, hücrelerin yeniden yapılanmasını sağlayan ve cilt sağlığını koruyan en önemli besin kaynaklarından biri. Dolayısıyla bu vitaminin eksikliği, sivilce artışına neden olabiliyor. A vitamini cildi koruyor ve oluşan doku hasarının onarılmasına yardımcı oluyor. Aynı zamanda aşırı yağ birikiminin önüne geçiyor. Bu da sivilce oluşumunu engelliyor. Yani A vitamini hem akne hem de yaşlanmaya karşı savaşan etkili bir madde. Akne ve siyah nokta sorununu ortadan kaldırmak için B5 vitamini alınması da öneriliyor. Bu vitamin adrenal bezlerin düzgün çalışmasına yardımcı oluyor. Özellikle hormonal düzensizliklere bağlı olarak ortaya çıkan sivilce sorunu için son derece etkili.
Akne tedavisinde ilk aşama nasıl olmalı?
Akne tedaviside en önemli konu hasta-hekim işbirliği. Tedavi, belirtileri en aza indirgemeyi ve var olan belirtilerin kalıcı bir iz bırakmadan iyileşmesini amaçlamalı. Hastalarıma ilk telkin ettiğim konu, bu tedaviyi yönetebilmem için öncelikle nedeni ortaya koymak, sonrasında da omuz omuza tedaviyi bir disiplin içerisinde yürütmek oluyor. Süreç bazen hızlı bazense oldukça yavaş ilerleyebiliyor. Cilt tipi, akne lezyonlarının derinliği ve süresi, kişinin yaşı hatta sosyal hayattaki rolü ve psiklojik yapısı tedaviye yön veriyor. Akne tedavisi kişiye özel olmalı. Komşunun sivilcesine iyi gelen krem, sizin yüzünüzü daha kötü hale getirip yakabiliyor. O nedenle akne elemanlarının görüldüğü ilk andan itibaren bir dermatolog yardımı çok önemli. Akne tedavisinde de diğer bütün cilt hastalıklarında olduğu gibi erken müdahale sonucu etkiliyor. Ergenlik döneminde ortaya çıkan aknelerde ilk basamak, ciltteki sebum düzeyini baskılamaya ve kanalların tıkanıklığını gidermeye yönelik temizleyici jel ve kremlerle cildin arınmasını sağlamak olmalı. İltihaplı sivilceler ortaya çıkmışsa bu durumda lokal veya sistemik kullanılan ilaçlara geçilebiliyor. Kişinin diyet ve stres kontrolü gibi dış ortam kaynaklı faktörleri minimuma indirgemek diğer bir yol olmalı. Ancak ergenlik dönemindeki sivilcelerde sorun hormonlar düzene girene yani ergenlik tamamlanana kadar devam edeceğinden, bu sürecin uzun süreli kontrolü çok önemli. İlaçlar dışında teknolojinin nimetlerinden faydalanılarak geliştirilen cihazlar da süreci hızlandırıyor ve kalan izleri tedavi etmek konusunda biz dermatologları destekliyor.
İlerleyen ve kronikleşen aknelerin tedavisi nasıl yapılıyor?
25 yaşından sonra ortaya çıkan veya iyileşmeyen, özellikle çene kısmında yoğunlaşan, iz bırakmaya meyilli derin yereşimli, uç vermeyen akneleriniz varsa bilin ki hormonal bir akne ile karşı karşıyasınız. Bu durumda ilk yapılması gereken bir dermatologa başvurmak ve olayın nedenini ortaya çıkarmak adına çeşitli tahlil ile tetkikleri tamamlamak olacaktır. Takip eden süreçte amaç sebebe yönelik tedavilerle birlikte elimizi çabuk tutup iz ve skar kalmadan olayı çözmek olmalı. İşte böyle durumlarda artık elimizde pek çok silahımız var. Akne peelingleri, medikal bakım sistemleri, çeşitli ışık ve lazer sistemleri bunlardan sadece birkaçı. Burada en önemli unsur bunların hangi sırayla kime uygun olduğunun planlaması ki bu da ancak uzman bir doktor tarafından yapılmalı. Çünkü akne bir hastalıktır ve tedavi gerektirir.
Yaz sonrası aknelerde neden artış oluyor? Önlemek için ne yapılmalı?
Yaz aylarında özellikle güneşin ve tuzlu suyun yani denizin akneler üzerindeki olumlu etkileri inkar edilemez. Yaz sonrası artan aknelerde uygun medikal bakımlarla, doğru cilt temizleme ve bakım ürünlerinin kullanımı ve akne peelingleri ile sorun çözülebiliyor. Her mevsim cildin ihtiyacı değişiyor. O nedenle yaz-kış kullanılan bakım ve tedavi ürünleri de farklı içerikte olmalı.
Akne izleri nasıl siliniyor?
Akne izleri, çukur, kabarıklık veya leke şeklinde olabiliyor. O yüzden her birinin tedavisi kendi içinde ayrılıyor. Yüzde akne elemanları varken öncelikle bunların tedavisi gerekiyor. Aksi halde akne izlerini tedavi etmeye çalışırken mevcut akne alevlenebiliyor ve bunlar da derin izler bırakabiliyor. O nedenle akne iz tedavisine başlamadan önce cilt iyi değerlendirilmeli, akne izlerinin karakterine ve cildin hassasiyet, kalınlık ve rengine göre tedaviye karar verilmeli. Akne izlerini silerken en önemli unsur erken müdahele olmalı. İğneli fraksiyonel radyofrekans yöntemleri, lazer ve ışık sistemleri, PRP, vitamin enjeksiyonları, enzim peeling ve kimyasal peelingler son zamanlarda sıklıkla başvurulan, akne izlerine olduğu kadar gözeneklere de çare akne skarlarının tedavisinde başarılı ve yüz güldürücü sonuçlar alıyoruz.
Akneler geçirildikten sonra nasıl bir bakım rutini izlenmeli?
Akneyi tedavi ettikten sonra görev bitmiyor; tıpkı kilo vermek gibi. Nasıl ki kilo verdikten sonra önemli olan ideal kiloyu korumaksa aknesiz bir cilde kavuştuktan sonra da amaç kaliteli cilt yapısını koruyabilmek olmalı. Bu bağlamda ben mutlaka aylarca uğraşıp tedavi ettiğim ve cildini yakından tanıyıp çözümlediğim hastam için uygun nemlendirici, temizleyici ile arındırıcı ürünleri belirliyorum. Cildimiz dışarıda kaldığında kararan ve lekelenen bir gümüş gibi. Sağlıklı bir cilt parlak oluyor. Belli aralıklarla temizlenmesi ve parlatılması gerekiyor. Cildinin tekrar matlaşmaması ve eskiye dönmemesi için belirli aralıklarla uygun olan medikal bakımların, yıllık cilt yenileyici peeling’lerin ve gümüş cilt parlatma tedavisinin uygulanmasını öneriyorum.
“Her mevsim cildin ihtiyacı değişir. Yaz-kış kullanılan bakım ve tedavi ürünleri de farklı olmalı.”
Birbirinden farklı kişilikler, hayat görüşleri ve tecrübeler… İki kişinin bir ilişkiye başlaması kolay olsa da sürdürmesi kolay olmayabiliyor. Bazı durumlar ilişkinin seyrini değiştirebiliyor. Bunların başında da paraya yaklaşım geliyor. Yaşanan para kaynaklı sorunlar ilişkinin yıpranmasına ve çiftlerin birbirinden uzaklaşmasına neden olabiliyor.