“Türkiye’de Kitle İletişimi (Dün-Bugün-Yarın)” isimli çalışma, ilk baskısından 8 yıl sonra gözden geçirilip genişletilerek yeniden basıldı.
2009 yılında Prof. Dr. Korkmaz Alemdar’ın editörlüğünde yayına hazırlanan “Türkiye’de Kitle İletişimi (Dün-Bugün-Yarın)” isimli çalışma, ilk baskısından 8 yıl sonra gözden geçirilip genişletilerek yeniden basıldı.
2009 yılında Prof. Dr. Korkmaz Alemdar’ın editörlüğünde hazırlanan Türkiye’de Kitle İletişimi (Dün-Bugün-Yarın) isimli çalışma, 8 yıl sonra gözden geçirilip genişletilerek, Gazeteciler Cemiyeti tarafından yeniden basıldı.
47 YAZAR 99 MAKALE
İlk baskısında 33 yazarın 83 makalesine yer verilen 848 sayfalık kitabın ikinci baskısı ilkine göre oldukça gelişmiş durumda. İki cilt halinde hazırlanan ve 1254 sayfayı bulan kitapta bu kez 47 akademisyen, gazeteci ve bilim insanının 99 makalesine yer veriliyor.
Kitapta, Türkiye’de kitle iletişiminin başlangıcından günümüze gelişimi ve gelecekte iletişim alanında yaşanabilecek olan gelişmelere yönelik projeksiyonlara yer veriliyor.
Osmanlı’da ilk gazetelere yönelik halkın ve yöneticilerin tutum ve davranışlarından başlayarak, Türkiye Cumhuriyeti’nin farklı dönemlerindeki gelişmelere değinilen kitapta; 2016 darbe girişiminden sonra yaşanan süreç, Olağanüstü Hal kararnameleriyle kapatılan medya kuruluşlarına, son yıllarda yoğunlaşan işten çıkarmalara, öldürülen gazetecilerden, gazetecilik meslek örgütleri ve sendikaların durumuna, devlet radyosundan TRT’ye ve yurttaş gazeteciliğinden internet haberciliğinin gelişimine dek geçmişten günümüze pek çok örnek olaya yer veriliyor.
AMAÇ KARMAŞANIN AŞILMASI
Kitabın hazırlanma amacını, “kitle iletişimi alanındaki gelişmeleri anlaşılır kılmak” olarak tanımlayan Prof. Korkmaz Alemdar, “Kitle iletişimini anlamanın yanı sıra iletişime yön veren dünya gelişmeleri konusunda da duyarlı olmak” gerektiğinin altını da çiziyor.
Korkmaz Alemdar, kitabın ikinci baskısı için kaleme aldığı Önsöz yazısında, “Bu çalışma iletişim alanındaki durumu olduğu kadar eksiklikleri ve yanlış uygulamaları da gözler önüne sermektedir. Gelecekte yapamadıklarımızdan çok yaptıklarımız ve yapabileceklerimiz üzerine kafa yormamız gerekiyor. Genç kuşakların her şeye rağmen iletişim özgürlüğünü nasıl geliştirebildiğimiz üzerine düşünüp yazacaklarını umuyorum” diyor.