Işınlanma teknolojisi bulundu mu?

Araştırmacılar, bilim kurgudan fiziksel gerçekliğe doğru atılan önemli bir adım olarak, ışınlanma teknolojisini gerçek dünyaya entegre etmenin başarıldığını savunuyor.

Uluslararası bir bilim insanları grubunun yürüttüğü yeni bir çalışma, görüntüleri bir ağ üzerinden fiziksel olarak iletmeksizin “ışınlama” olanağı sağlayan bir yöntem sunuyor.

Witwatersrand Üniversitesi’nde bulunan Johannesburg ve İspanya’daki Fotonik Bilimler Enstitüsü’nden araştırmacılar, gelişmiş bir “kuantum iletişim biçimi” kullanarak son teknoloji bir teknikle görüntüleri aktarıyorlar. Bilim insanları, daha karmaşık bilgileri, örneğin parmak izi veya yüz gibi, gönderebilmek için kuantum optiğini kullanarak “alfabeyi” genişletiyorlar. Bu inovatif yaklaşım, görüntüleri fiziksel olarak iletmek yerine “ışınlanmadan ilham alan bir konfigürasyon” kullanıyor. Işınlamadan ilham alan bu iletişim yöntemi, bilgilerin taraflar arasında fiziksel olarak dolaşmadığı anlamına gelir, benzer şekilde akıllı telefon veya TV yayını gibi.

Wits Üniversitesi’nden Profesör Andrew Forbes, “Geleneksel olarak, iletişim kuran iki taraf, kuantum aleminde bile bilgiyi birinden diğerine fiziksel olarak gönderir. Artık bilgiyi bağlantı üzerinden ışınlamak mümkün. Star Trek teknolojisi gerçeğe dönüştü.” diyor. Bilim insanlarının bu çalışmada kaydettiği en önemli ilerleme, doğrusal olmayan bir optik dedektörün kullanılmasıdır. Bu dedektör, fazladan foton ihtiyacını ortadan kaldırır ve parmak izi veya yüz gibi herhangi bir “deseni” iletebilir.

Forbes’a göre, bu protokol, tek bir temel bileşen dışında ışınlanmanın tüm özelliklerine sahip. Doğrusal olmayan dedektörü etkinleştirmek için parlak bir lazer ışınına ihtiyaç duyulmakta. Bu teknolojinin kullanım alanlarından biri de günümüzde bankacılık sektörü. Işınlanma teknolojisi, bir müşterinin fiziksel bir yöntem kullanmadan parmak izini bir bankaya iletebilmesi anlamına gelir, bu da bilgisayar korsanlarının müdahale etmesini neredeyse imkansız hale getirir.