Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, konuk olduğu canlı yayında 14 Mayıs’ta gerçekleşecek seçimlerle ilgili tahminde bulundu.
TV100 ekranlarında Candaş Tolga Işık’ın sorularını yanıtlayan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, 14 Mayıs’ta yapılacak seçimlerle ilgili çarpıcı bir değerlendirmede bulundu.
“CUMHURBAŞKANIMIZ YÜZDE 52’YLE KAZANACAK”
Seçim sonuçları için iddialı bir çıkışa imza atan Bakan Çavuşoğlu, “Seçim sonuçlarını gayet iyi görüyoruz. İlk turda cumhurbaşkanımız tekrar kazanacak. Anketlerde, taban da böyle söylüyor. İlk turda Cumhurbaşkanımız en az yüzde 52’yle kazanacak. AK Parti’de yüzde 41-42’yi geçer. Şu anda o civarlarda gözüküyor ama anketlere baktığımız zaman desteğimiz her geçen gün artıyor. Mecliste 300’ün üzerine inşallah çıkarız. Ben tahminleri gördüğüm tabloya göre yapıyorum, umuda göre yapmıyorum.” ifadelerini kullandı.
Çavuşoğlu’nun açıklamalarından satırbaşları;
“(1915 olayları) Biden, cumhurbaşkanımızı arayıp ‘ben soykırım kelimesini kullanacağım’ dedi. Cumhurbaşkanımızın tepkisi ‘kullanırsa kullansın, Demokles kılıcı gibi her zaman üzerimizde sallandıracağına kullansın. Dese ne olur demese ne olur?’ ifadelerini kullandı. Zaten hukuki bir karşılığı yok. Birleşmiş Milletler’in şartı ortada, soykırım tanımı ortada.
Biz dışarıda tezimizi çok iyi anlatıyoruz. 2015’te Ermeniler çok çalıştılar, 2015 Ermenistan için hayal kırıklığı oldu. Biz gerek yayınlar olsun gerek tezler olsun gayet iyiyiz. Karabağ zaferinden sonra Ermenistan’ı teselli etmek için bu yönde karar alan ülkelerin sayısı biraz arttı.Ellerindeki siyasi unsur gidecek o yüzden yanaşmıyor, Ermenistan da bu yüzden yanaşmıyor. Cumhurbaşkanımızın o zamanki mektubunda ‘Ortak bir komisyon kıralım, herkes arşivini açsın, biz buradan kararı kabul edeceğiz’ dedi. Bu kadar netti.
Tarihimizdeki birçok olayı okullarda anlatmamız lazım, bu konuyu da öyle, ‘Neden tecrit oldu?’ diye. Çünkü yurt dışına okumaya giden çocuklarımızın hazırlıklı olması lazım. Tarih konusunda siyasetçilerin ahkam kesmesi son derece yanlış. Bizim tarihimizde soykırım diye bir şey yok. Biz her yeri fethetmişiz, yönetmişiz, ihya etmişiz, oralarda büyük eserler bırakmışız. Herkes diniyle, diliyle, etnik yapısıyla bunları koruyarak yaşamaya devam etmiş.
Ermenistan Dışişleri Bakanı deprem zamanı ziyarete geldi. Toplantıdan sonra çıkışta duvardaki Dışişleri Bakanlarımızı gösterdim. 1912-1913 yılları arasında Osmanlı’nın Dışişleri Bakanı Gabriel Noradunkyan Efendi. Soykırım düşünen bir devlet 1915’ten 2 yıl önce bir Ermeni’yi Dışişleri Bakanı yapmazdı.
Seçim zamanı görüşmesi doğru değil. Seçici davranarak bir adayla görüşmesi, taraf tutuyor görüntüsü vermek doğru değil. ABD Büyükelçisi’ne gerekli uyarılar yapıldı, bakanlığa çağrılmadı. Seçildikten sonra Biden ‘Ben başkan olsaydım, PKK, CTSA yaptırımları vs. Yüzde 80’ini yaşamazdık’ dedi. O yüzden stratejik mekanizmayı kurmayı teklif etti. O mekanizma şuanda işliyor. Böyle bir kompleksten kurtulan Türkiye var, bu da Cumhurbaşkanı’mızın liderliğinde oldu.
Türkiye’de şu anda yaklaşık 3,9 milyon Suriyeli var, bunların hepsinin kaydının düzenli olması lazım. Geri gönderilirken BM’yle iş birliği içerisinde göndermek lazım. Biz bunların dönmesini istiyoruz ve bu şekilde dönmesi daha sağlıklıdır. Bunu bir plan çerçevesinde yapmak lazım, ırkçı bir yaklaşımla geri döndürmek doğru değil. Suriye’den Türk askerini çekersek bu boşlukları terör örgütleri dolduracak. Ulusal güvenliğimiz her şeyden önemli, burada bedelleri kendi topraklarımız güvende olsun diye ödüyoruz. Suriye’nin topraklarında gözümüz yok. Rusya, İran, Suriye’ye de söylüyoruz, biz bir önşartla bu süreci yüretmeyiz. Yol haritası üzerinde mutabık kalınır, atılacak adımlar bellidir.
Mayıs ayı içinde tarih önerileri oldu, seçime çok yakın. Mayıs’ın başında bir teklif gelmişti, İran Cumhurbaşkanı, Suriye’ye gideceği için olmadı. Şimdi bir tarih üzerinde çalışıyorlar.”