MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu’nun kendisine başbakanlık teklif ettiğini belirterek “7 Haziran 2015’te seçimlerden sonra Başbakanlık makamı bize doğrudan teklif edildi ancak ben siyasi bölücülerin desteği ve Türkiye’nin aleyhine olan bir iktidar yapısını elimin tersiyle itmeyi vatan, millet ve şeref görevi saydım. Aynı durum bugün olsa yine benzer duruşu gösteririm” dedi.
Partisinin haftalık grup toplantısında konuşan MHP lideri Devlet Bahçeli, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun kendisine 7 Haziran 2015 seçimlerinden sonra başbakanlık teklif ettiğini ancak kendisinin bu teklifi kabul etmediğini belirtti.
DAVUTOĞLU’NA AĞIR SÖZLER: TEMİZLENMEK İÇİN EPEY EMEK SARF ETMEN LAZIM
Bahçeli, Davutoğlu’nun başbakanlık teklifini reddettiğini belirterek, “Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun geçen hafta yaptığı konuşmanın bir yeri dikkatimi çekti. Gerçekleri çarpıtıp, inkara yeltenen Davutoğlu’nun durumunu özetleyen bir söz vardır. ‘Savunulacak bir şeyi kalmayanlar, kendilerini haklı çıkarmak için her şeyi inkar etmeye başlarlar. Öyle inkar ederler ki şeytan bile şeytanlığından utanır.’ Biz dile ve göze değil, öze ve hale bakarız. Senin özün de halin de kir tutmuş, temizlenmen için epey emek sarf etmeye ihtiyacın var.
“BAŞBAKANLIK MAKAMINI ELİMİN TERSİYLE İTMEYİ ŞEREF BİLDİM”
Sayın Davutoğlu, masalı bırak; bizi bilen bilir. Senin de sicili ve geçmişini bilmeyen ve tanımayan yoktur. Doğrudur; 7 Haziran 2015’te Başbakanlık makamı doğrudan bize teklif edildi. Ancak ben siyasi bölücülerin desteği ve Türkiye’nin aleyhine olan bir iktidar yapısını elimin tersiyle itmeyi şeref görevi saydım. Bundan pişman olmadığım gibi, aynı durum bugün olsa yine benzer duruşu cesaretle gösteririm. Bir günlük saltanat için binlerce yıllık milli mirası hiçbir namerde çiğnetmem. Hala ıslah olmamış, hala akıllanmamışsın. Sayın Davutoğlu, kargaların bile güleceği bu ifadene ikna olacak bir Allah’ın kulu kalmamıştır.” dedi.
Bahçeli’den çok konuşulacak çıkış: Davutoğlu bana başbakanlık teklif etti
Bahçeli açıklamalarını şöyle sürdürdü:
“Toplumsal huzurumuzu bozmak, asayiş ve güvenliğimizi bulandırmak amacıyla zillet saçan Türkiye düşmanları hiç boş durmuyor. Gelişmeleri dikkat, temkinle kavramalı ve takip etmeliyiz. 31 Mart seçimlerine kadar provokasyon ortamını canlı tutmayı planlayan karanlık ellere azami şekilde uyanık olmalıyız. Vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini korumak devletin başlıca görevi olmakla birlikte hukukun üstünlüğünden taviz vermemek de hepimizin sorumluluğuna emanettir.
“TÜRKİYE TERÖR ÖRGÜTLERİNİN EYLEM SAHASI OLAMAZ”
Türkiye Cumhuriyeti terör örgütlerinin, suç örgütlerinin, kanun kaçaklarının, silah tacirlerin, düzensiz göçmenlerin, yabancı istihbarat örgütlerinin oyun alanı, eylem sahası olamaz, olmamalıdır. Suç ve suçluya toleranstan bahsedilmemelidir. Devletin egemenlik çıkarlarını zaafa uğratacak faillerin kafası ezilmelidir. Milli güvenliğimizi zinde tutmalıyız. Türkiye’nin istikbalini asimetrik tahriklere bel bağlamış cinayet örgütleri değil, cumhurun aziz varlığı tayin edecektir.
“İSTİSMAR VE İHANET SİYASETİNE DAYANACAK SABIR KALMADI”
Yalanların maskesini yırtmak, iftiraların ayağını kaydırmak, ihanetlerin yakasından tutmak dava ve siyaset vazifemizdir. Türkiye’nin belini bükmeye çalışanların karşısında durmak temel görevimizdir. Türk vatanı yeryüzü cennetimiz, Türkiye medar-ı iftiharımızdır. Vatandaşlarımızın huzur ve güvenliği, refah ve esenliği tartışma kabul etmez gayemizdir.
Türkiye’yi risk ve tehditlerle tuzaklanmış bir akıbete sürüklemeye çalışan hiçbir odağa atıl ve hareketsiz durmayacağız. Türk ve Türkiye Yüzyılı vizyonunu gerçekleştirmenin arayış ve amacındayız. Vakit kaybetmeye tahammül kalmadı. İstismar ve ihanet siyasetine dayanacak sabır da kalmadı. Önümüzdeki demokratik eşik kazasız belasız atlatılmalıdır. Türkiye’nin ilerleyiş momenti devam etmelidir. MHP ve Cumhur İttifakı bu hedefe kilitlenmiştir. MHP, gücünü mukaddesattan almaktadır. Milli menfaatlerimize aykırı davranan her kimler varsa onlara karşı duruşumuz sarsılmayacaktır.
“KİMSE BOŞ HAYALE KAPILMASIN”
Milli ve ahlaki kucaklaşmanın kök salmasına Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi refakat etmelidir. Kutlu yürüyüşün neticesinde geleceğin gücü Türkiye olacaktır. Devir Türk devridir. Milletimizi oluşturan herkes eşittir. Türkiye’de sınıflı bir toplum yapısı yoktur. İmtiyazlı bir azınlıktan, seçkin zümreden, asla söz edilemez. Milletimizin her ferdi kanun önünde aynı haklara sahiptir. Ayrımcılık ve bölücülük ayaklarımızın altındadır. Fosilleşmiş zihniyetlerin yalan yanlış vaatleriyle oyalanacak hiçbir vatan evladı artık yoktur. MHP 31 Mart’a canla, başla, heyecanla hazırlanmaktadır.
Pazar günü Cumhur bizim Türkiye hepimizin temasıyla Mersin toplantımız muhteşem bir katılımla gerçekleşmiştir. Hiç kimse boş hayale kapılmasın. Mersin bizim, Türkiye hepimizin. Mersin’de DEM’lenmiş CHP’ye ruhsat yoktur. Bölücülere bundan sonra rahat yüzü yoktur. 31 Mart 2024’te Mersin Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyeleri Cumhur İttifakı’na geçecek, heba ettikleri yılların altında kalacaktır.
Bu hafta sonu aynı heyecanın Manisa’da tekerrür etmesini bekliyorum. 31 Mart’ta hıyanet değil, hizmet kazanacaktır. 31 Mart’a kadar durmayacağız, duraklamayacağız. Şehirlerimizi büyüteceğiz, ekmeğimizi büyüteceğiz, umutlarımızı büyüteceğiz, huzurumuzu büyüteceğiz. Çırpınışları boşuna, hevesleri beyhudedir; 31 Mart’ta hepsinin bileğini sandıkta bükeceğiz.
“CUMHUR İTTİFAKI TÜRK MUCİZESİNİN ŞAHLANIŞI”
Cumhur İttifakı ümitleri kamçılamıştır. Cumhur İttifakı’nın emsalsiz uzlaşmasıyla Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyle, parlamenter sistemin prangalarından kurtulmuştur. Bu reform milletimizin tarihi başarısıdır. Cumhur İttifakı şartlar ne kadar ağır olursa olsun milletin bekasını esas almış provokasyonlarla mücadele etmiştir. Cumhur İttifakı Türk mucizesinin şahlanışı, milli istiklalin namusudur. Türkiye’yi bağımsız, demokratik, parlak ve müreffeh geleceğe kavuşturma azmi, Türk milletinin hainlere gösterdiği tepkinin adı Cumhur İttifakı’dır. Bizim ittifakımız diriliş ve yükseliş seferberliğidir.
ÖZGÜR ÖZEL’E TÜRKİYE İTTİFAKI YANITI
CHP Genel Başkanı’nın Türkiye İttifakı’nı telaffuz etmesi nafiledir. Millet İttifakı olmadı Türkiye ittifakı mı kuracaklar? Çatı ismi olarak Türkiye ismini mi kullanacaklar. DEM’lenmek CHP’ye iyi gelmemiş. Özgür Bey, bu ittifakı kimlerle tesis edeceksiniz? İhanetin dem aldığı ittifaka nasıl Türkiye ittifakı diyeceksiniz?
Sayın Kılıçdaroğlu’nun bütün izlerini silmenin neredeyse ismini ananı kapının önüne bırakmanın neresi Türkiye ittifakı, neresi adamlık, neresi vefakarlık. Kürsüde gaza gelip kendi kendini alkışlamayı bırak da yüreğin varsa bunları açıkla. PKK bu ittifakın neresinde? DEM’ciliğe hayranlığın, onları allayıp pullaman sırf ittifak için mi? Türk milleti ve Türkiye Cumhuriyeti ihanetin kökünü kurutacak ve hiç kimsenin gözünün yaşına bakılmayacak. DEM’den medet umanların sonu sandıkta hüsrandır.
“CUMHUR İTTİFAKI’NI ANLAMAK HERKESİN HARCI DEĞİLDİR”
Günlerdir muhalefet partileri ve kimi köşe yazarları Cumhur İttifakı’nda anlaşmazlık olduğunu iddia ediyorlar. Görüş ayrılıkları olduğu, güç mücadelesinin serbestleştiğini söylüyorlar. Köhne zihniyetlere diyorum ki Cumhur İttifakı’nı anlamak her kişinin harcı değildir, bozguncuların hiç değildir. AK Parti ile MHP arasında kurulan ahlaki, samimi ve milli bağı anlamak için önce izan, insaf, irade, vatan-millet sevdasıyla yoğrulmuş yürek lazımdır.
Uluslararası Adalet Divanı’nda İsrail aleyhinde açılan soykırım davasının esastan görüşülmesi kararlaştırılmıştır. BM soykırım suçunun önlenmesine taraf olan ülkeler için UAD’nin kararı bağlayıcıdır.”