Çocukları ekran başından kaldırmak bizim evdeki en büyük dert.
Hürriyet Gazetesi yazarı Selçuk Şirin Çağın belası ekran bağımlılığını yazdı. İşte her anne babanın yaşadığı bu sorun ile baş etme yolları….
Çocukları ekran başından kaldırmak bizim evdeki en büyük dert. Eğer sizin de böyle bir derdiniz varsa bu yazı sizin için. Evet tekrar yazıyorum çünkü konu önemli.
EBEVEYN NE YAPSIN?
İki çocuk yetiştiren bir baba olarak en çok zorlandığım mesele ekran bağımlığı. Oysa ilk oğlum doğduğunda ekran bağımlısı olmasın diye evde televizyon bile yoktu. Bu, internetin yaygın olmadığı zamanlarda bizim için büyük bir fedakârlıktı… Yeni baba olmanın heyecanıyla çocuğumuzun geleceği için bu yola başvurmuştuk. Çocuk gelişimi okumuş bir baba olarak ‘ideal’ bir ebeveyn olmak istiyordum… Çocuklarla diyalog kurmak, onlara kitap okumak üzerine kurulu bir felsefemiz vardı. Ama bütün bunlar hayatın sınamadığı hayallerdi… İnsan yaşadıkça bildiklerini yeniden öğreniyor. Zira ikinci oğlumuz doğduğunda evde televizyon da vardı, oyun konsolu da. Çünkü gördük ki teknolojinin geldiği nokta itibariyle artık ekranları yok saymak çocukları yeni dünyadan tamamen koparmak demek.
EKRANSIZ BİR HAYAT YOK!
Artık yaşadığımız bu çağda ekranlardan uzak bir hayat mümkün değil. İşte nitekim bu yazıyı da ekrana bakarak yazıyorum. Bilgisayarlar, akıllı telefonlar, tabletler olmadan iş yapmak artık imkânsız… Sorun işte tam da burada başlıyor. Bizim için hayatı kolaylaştıran, bize yeni dünyaların kapısını açan bu ekranlara bizi hapsetmek isteyen başka bir sektör de var artık. Evet milyarlarca bütçeli bilgisayar oyun sektöründen söz ediyorum. Bu sektörün tek bir gayesi var: Çocukları ekran başına hapsetmek! O halde soru şu: Bir ebeveynin tek başına, bu devasa sektörle baş etmesi mümkün mü?
EKRANI YASAKLAMAK ÇARE DEĞİL!
Yapılan tüm araştırmalar gösteriyor ki ekranı çocuklara tamamen yasaklamak çözüm değil. Bu tarz toptan yasakların çocuklarda daha çok ilgi uyandırdığı ve onları ekrana daha çok bağladığı bir gerçek. Ayrıca ekranlar aynı zamanda çocukların akranlarıyla ortak tecrübe biriktirdiği yerler oldu. Biz eskiden nasıl maçlar üzerinden arkadaşlarımızla sohbet ediyorsak, şimdiki çocuklar da oyunlar üzerinden birbirleriyle arkadaşlık kuruyor. Yani siz çocuğunuzu ekrandan tamamen uzaklaştırınca, aslında çocuğunuzun akranlarıyla kuracağı bağları da ortadan kaldırmış oluyorsunuz. O nedenle yapılması gereken ekranları tamamen karartmak değil, ekran karşısında geçen zamanı daha iyi bir şekilde planlamak.
ELİMİZDEKİ GÜCÜ KULLANMALIYIZ!
Elbette çok dengeli bir rekabet değil sözünü ettiğim. Düşünsenize, bir tarafta bütün derdi bağımlılık yaratmak olan profesyoneller ordusu var, diğer tarafta benim gibi çocuğunu ekrandan uzak tutmak için uğraşan ebeveynler. Peki ne yapacağız? İmkânsız diye mücadeleden vazgeçip çocukları ekrana mı teslim edeceğiz? Asla! Çünkü bizim elimizde oyun şirketlerinde olmayan bir güç var: Çocukların zaman kontrolü! Evet, ebeveynliğin bir tarafı sevgi ve şefkat sunmak ama diğer tarafı da işte bu kontrol. Ama bu kontrol çocuk büyüdükçe kaybettiğimiz bir güç. O nedenle dikkatli ve erken kullanılması gerekiyor. Peki bu gücü nasıl kullanacağız?
HER ŞEY EVDE BAŞLIYOR!
Yukarıda sözünü ettiğim ekran bağımlığı artık yeni bir kavram değil. O nedenle pek çok uzman çocukları ekran başından kurtarmanın formülünü arıyor. Amaç, çocukları ekran robotu olmaktan kurtarmak. Ve bu uzmanların ortak görüşü ekran bağımlığını ortadan kaldırmak için işe evden başlamak. Çünkü bu alışkanlık evde başlıyor. Bu nedenle bu bağımlılıktan çocuklarımızı kurtarmak için anne ve babalara, çocuk yetiştiren herkese büyük bir sorumluluk düşüyor.
TUTARLILIK ŞART!
Son iki nokta: Tutarlılıkla uygulanmayan ve çocukların oluşmasına katkıda bulunmadığı hiçbir plan başarılı olamaz! Uzun müzakereler, ikna turları ve mücadeleler gerektiriyor bu yukarıda anlattığım kuralları uygulamak. Tabii bir de şu var: Elinden ekranı düşürmeyen ebeveynlerin yukarıdaki kuralları uygulayabilmesi çok zor. O nedenle işimiz zor ama imkânsız değil. Kolay gelsin.
İŞTE ‘NE YAPMALI’NIN AKADEMİK REÇETESİ
ANA yazıda anlattığım konular için peki tam olarak ne yapmalı? Amerika Pediatri Akademisi tam da bu soruya yanıt veren bir reçete yazmış. Paylaşıyorum.
Çocuk yetiştiren ebeveynler için 4 temel prensip:
– 0-18 aylık bebekleri tüm ekranlardan uzak tutmak gerekiyor. Görüntülü görüşmeler dışında tüm ekranlar bu yaş çocuklar için zararlı, zira ekran hızlı gelişen beyin için faydasız bir araç. Beynin en hızlı geliştiği bu evrede çocukların tek ihtiyacı olan şey, ebeveynle etkin diyalog. Kitaplarla, ninnilerle, şarkı ve türkülerle çocuklarla konuşulması gereken bir dönem bu.
– 18-24 aylık bebekler için ekranla tanışma mümkün. Şart değil ama bu tanışma olacaksa da çok sınırlı tutulması gerekiyor. Burada da kriter ekrandaki içeriğin niteliği. Çocukların ekranla ilk tanışması ne kadar geç olursa o kadar iyi.
– 2-5 yaş çocuklar günde en fazla 1 saat ekran başında bulunabilir. Yine kriter kaliteli içerik. Peki nasıl anlayacağız kaliteli içeriği? İzleyeceğiz. Önce biz izleyeceğiz. Ebeveynin kendisinin izlemediği hiçbir içeriğin çocuğa sunulmaması kuralı önemli.
– 6 yaş ve üzerindeki çocuklar ve ergenler için Pediatri Akademisi somut saat sınırları yerine genel prensipler ortaya koyuyor. Malum, bu dönemde ekran zamanı artık ebeveyn kontrolünden ziyade çocuğun kontrolünde bir mesele. Öyle olunca da yapılması gereken çocukla birlikte bir ‘ekran zaman planı’ oluşturmak.
Ekran zaman planı çocukla ebeveynin birlikte hazırladığı bir zaman planı. Çocuğun hafta içi ve hafta sonu ekrana hangi saatlerde, hangi sürelerle ulaşacağını belirleyen bir sözleşme.
EKRAN ZAMAN PLANI
Ekran zaman planını hazırlarken şu prensipleri akılda tutmakta fayda var:
– Günde 1 saat fiziksel aktivite zamanı muhakkak olmalı.
– Her gün en az 8 saat uyku zamanı ayrılmalı.
– Çocukların yatak odasında TV olmamalı.
– Uykudan bir saat önce tüm ekranlar karartılmalı.
– “Ekransız zamanlar” belirlenmeli. Tüm aile fertleri kahvaltı, öğlen yemeği ve en önemlisi akşam yemeğinde ekranları karartmalı. Bu ekransız zamanların önceden belirlenmesine özen gösterilmeli.
– “Ekransız mekânlar” belirlenmeli. İmkânlar ölçüsünde evin bir odası ya da bir köşesinin ekransız mekân olarak belirlenmesi gerekiyor.