Devlet Bahçeli, bayram namazının ardından merhum Alparslan Türkeş’in Beştepe’deki mezarını ziyaret etti.
Burada kendisini bekleyen partililerle tek tek bayramlaşan Bahçeli, Türkeş’in kabrine kırmızı ve beyaz karanfiller bıraktı ve bakır ibrikle mezara su döktü.
Mezarın başında nöbet tutanların bulunduğu kulübede bir süre oturan Bahçeli, buradan ayrılırken, basın mensuplarına açıklamada bulundu ve soruları yanıtladı.
Adalet Kurultayı’nın yapıldığı kamp alanında alkol kullanılmasıyla ilgili bir soru üzerine, “Bunlar üzerinde yorum yapacak bir şey görünmüyor. Cumhuriyet Halk Partili arkadaşlar bir kurultay düzenleyerek adaletin sağlamak için görüşme yapmayı diliyorlar fakat şehitlerimizin yoğunluk kazandığı ve Türkiye’nin bağımsızlığının ilk adımı olan bir yerde içkili akşam sohbetleri bunlar yakışmaz. Türkiye’de içki içmek isteyen varsa içecek çok meyhane var. Kör Niko’nun meyhanesine gidip içsinler.” dedi.
“Türkiye sorunların çözümünde önerici ve takip edici olmalı”
Katliamlar, sürgünler ve gözyaşları nedeniyle İslam coğrafyasının bu bayramı hüzünlü ve buruk bir şekilde idrak ettiğini belirten Bahçeli, buna karşın bayramların kucaklayıcı, kaynaştırıcı, birlik ve beraberliği sağlayıcı özelliğinin bulunduğu dile getirdi.
Dünya üzerinde 57 Müslüman ülkenin olduğuna, bu ülkelerin nüfusunun 1,5 milyarı, yüz ölçümünün ise 24 milyon kilometrekareyi bulduğuna dikkati çeken Bahçeli, şunları kaydetti:
“Böyle bir toplum, iki özellik taşımaktadır. Bunlar biri genç nüfusu bulunan yer altı kaynakları çok güçlü ülkeler, diğeri ise acı, ızdırap ve istikrarsızlığın hakim olduğu ülkeler. Bütün bunları toplayabilmek bir önder ülkenin varlığına bağlıdır. Bu ülke Türkiye olmalıdır. Türkiye, arkasındaki Müslüman ülkelerin desteğiyle ağırlığını koyarak sorunların çözümünde önerici ve takip edici olmalı. Emperyal güçleri ikna edici olmalı. İslam ülkelerindeki kargaşaya son verecek bir çabayı ortaya koymalıdır. Bu anlayışla bayramı idrak etmeliyiz. İnşallah önümüzdeki günlerde bütün ülke yöneticileri, siyasi partiler, aralarındaki husumetlere son vererek birlikte hareket ederek, ayrımcı değil kaynaştırıcı olarak ülkenin ve İslam dünyasının özellikle de Türk Cumhuriyetlerini de içerisine alan bir anlayışla Suriye’ye, Irak’a ve Türkmenlerin yaşadığı alanlarda her türlü politikaların üretilmesine destek olmalarında yarar var.”
“Kerkük’te yaşayan soydaşlarımızın yanındayız”
Devlet Bahçeli, Irak’taki referandum tartışmalarıyla ilgili görüşlerinin sorulması üzerine, “Referandum çok yanlış bir tavır olabilir. Barzani inatçı bir üslup kullanıyor. Amerika Birleşik Devletleri’nden büyük destek aldığı anlayışıyla cesaretli olduğunu ortaya koymaya çalışıyor. Ama Barzani İngiliz’i tanır, Amerika’yı tanır, Türk’ü tanımaz, Türk devletini bilmez. Yarın nasıl bir tokat yiyeceğini de tokadı yedikten sonra anlar ama iş işten geçmiş olur.” değerlendirmesinde bulundu.
Referanduma Kerkük’ün dahil edilmesi konusunda da Bahçeli, şunları söyledi:
“Bu kararı, bizim Türkmenler ile orada yaşayan Araplar kabul etmemektedir. ‘Kerkük Türk’tür, Türk kalacaktır’ diye eskiden beri söylemlerimiz vardır. 80 milyon olarak Kerkük’te yaşayan soydaşlarımızın yanındayız. Telafer bugün tamamen Türklerin yaşadığı bir bölge olarak kurtarılmıştır. Orada artık Türkiye elden gelen desteği vermek suretiyle Telafer’in yeniden imarını sağlamalı ve Türkmenlerin sağa sola dağılmış hallerini görerek orada tekrar bulunmalarını gerçekleştirmelidir.” dedi.