Erdoğan Suriye ve Irak konusunda son noktayı koydu

Erdoğan, 30 Ağustos Zafer Bayramı dolayısıyla Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlenen resepsiyonda yaptığı konuşmasına, misafirlere teşekkür ederek başladı.

Erdoğan Suriye ve Irak konusunda son noktayı koydu
Yayınlama: 31.08.2017
A+
A-

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Özellikle Suriye ve Irak’ta milletimizin ve kardeşlerimizin geleceğini ilgilendiren hiçbir konuda geri adım atmayacağız. Bölgedeki gelişmelerle ilgili tüm seçenekler her an önümüzdedir. Terör örgütleri kullanılarak bölgede oynanan oyunların asıl yüzünü görüyoruz ve dayatmaları kabul etmiyoruz. Zira bu bölgede biz yaşıyoruz, onlar değil. Dolayısıyla biz de ona göre her türlü tedbirimizi aldık, hazır durumdayız ve şunu bilecekler ki Fırat Kalkanı’nda ne yaptıysak bundan sonraki süreçte de bizler bu görevi ifa etmenin hazırlığı içersindeyiz. Herkes emin olsun ki biz bu badireden de çıkarız. Çünkü biz Türkiye’yiz” dedi.

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 30 Ağustos Zafer Bayramı dolayısıyla Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlenen resepsiyonda yaptığı konuşmasına, misafirlere teşekkür ederek başladı. 30 Ağustos Zafer Bayramı’nın kutlu olmasını dileyen Erdoğan, şunları kaydetti:

 

ATATÜRK VE TÜM ŞEHİTLERİ ANIYORUM: Bu büyük zaferi 95 yıl önce bizlere yaşatan ordularımızı başkomutanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ve ordumuzun tüm mensuplarını milletimiz adına bu mücadeleyi yürüten gazi meclisimizin tüm üyelerini bin yıldır bizlere bu toprakları vatan yapmak için canlarını veren tüm şehitlerimizi, özellikle son yıllarda terörle mücadelede ve 15 Temmuz’da verdiğimiz şehitlerimizi rahmetle, şükranla yadediyorum. Rabbin hepsinin de mekanını cennet eylesin. Gazilerimizden hayatlarını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaşayanlara sağlık ve afiyet temenni ediyorum.

 

YA İSTİKLAL YA ÖLÜM: Türk milleti istiklali ve istikbali söz konusu olduğunda sadece askerleriyle değil, erkeğiyle kadınıyla genciyle yaşlısıyla tüm fertleriyle birer cesaret ve kahramanlık abidesidir. Tarihimiz bunun sayısız örnekleriyle doludur. En son 15 Temmuz’da sokaklara dökülen milyonlarca kardeşimizle bu hakikati görme, yaşama imkanını bulduk. Bunun için ne terör örgütleri ne de bunları üzerimize salan güçler hain emellerine asla ulaşamayacaklardır. Çünkü Gazi Mustafa Atatürk’ün veciz ifadesiyle bağımsızlık bizim milletimizin karakterimizdir. Ülkemizi işgale kalkışanlar için söylenmiş Ya İstiklal Ya Ölüm parolası aslında özgürce yaşama yaşama irademizin beyanıdır. 

 

BİZ ONLAR GİBİ OLAMAYIZ: Bugün de aynı anlayışla sınırlarımız içinde ve dışında yoğun bir mücadele veriyoruz. Karşımızdaki karanlık güçlerin kural ve ahlak tanımaz saldırıları karşısında biz tarihimizden ve medeniyetimizden tevarüz ettiğimiz değerlerimizden taviz vermeden yolumuza devam ediyoruz. Biz onlar gibi olamayız. Biz vicdanımızı, adalet duygumuzu, hakkaniyet ölçülerimizi bir kenara bırakarak sadece kendi menfaatlerimiz için önümüze çıkan herşeyi ezip geçerek hareket edemeyiz. 

 

ARAKAN’DA MAZLUMLARI YALNIZ BIRAKAMAYIZ: Bunun için Suriye’deki, Irak’taki, Balkanlar’daki, Kafkaslar’daki, Kuzey Afrika’daki kardeşlerimize yüreğimizi açtığımız gibi Arakan’da zulüm gören mazlumları da yalnız bırakamayız. Çünkü biz dünyada gördüğümüz kötülükleri mümkünse elimizle düzeltmekle, buna gücümüz yetmezse dilimizle ifade etmekle, o da olmazsa kalbimizle buz etmekle mükellefiz. Ecdadımızın tarihin her döneminde güçlünün değil, mazlumun yanında yer aldığına dair sayısız örnek sayısız anektod vardır. Türk milletinin gücü ve itibarı kendisiyle birlikte tüm kardeşleri ve dostları için de mücadele ediyor olmasından kaynaklanmaktadır. Bugünde eğer dünyanın neresine gidersek gidelim Türkiye dendiğinde insanların gözleri muabbetle parıldıyorsa, aynı anlayışla hareket ediyor olmamız sebebiyledir. Rabbim bizleri başımızı öne eğdirecek hatalardan muhafaza buyursun. Rabbim milletimizi ve ordumuzu her daim muzaffer eylesin. 

 

DUMLUPINAR ZAFERİ: Bizleri tıpkı geçtiğimiz günlerde 946’ncı yılını kutladığımız Malazgirt Zaferi gibi, 718’nci yıldönümüne ulaştığımız Osmanlı devletinin kuruluşu gibi, 564’ncü yıldönümüne ulaştıımız İstanbul’un fethi gibi, 102’nci yıldönümünü idrak ettiğimiz Çanakkale zaferi gibi ve işte bugün kutlaması vesilesiyle biraraya geldiğimiz Dumlupınar zaferi gibi başarılarla yüceltsin, yükseltsin. Biz hem Alparslanların Ertuğrulların, Yavuzların hem de Yunusların Mevlanaların Hacı Bektaş’ların torunlarıyız. 

 

BÖLGEDE REFAH VE HUZUR TESİS EDENE KADAR: Gerektiğinde yüreğimiz bileğimizde gerektiğinde gönlümüz ve sözümüzle mücadele etmesini çok iyi biliriz. Bölgemizde ve tüm dünyada zulmü tamamen sona erdirene, huzuru ve refahı tesis edene kadar da mücadelemiz sürecektir.

 

YETERLİ DEĞİL AMA ÇOK ÖNEMLİ: Günümüz dünyasında askeri, siyasi ve ekonomik mücadeleler içiçe yürümektedir. Biz 15 yıldır bu alanların hepsinde de ülkemizin gücünü ve itibarını sürekli artırmanın çabası içinde olduk. Savunma sanayi alanında ulaştığımız seviye henüz yeterli değildir ama çok önemlidir. Türkiye’nin tamamen kendi kararıyla başlattığı Kıbrıs çıkarması sırasında yaşadığı hadiseler kendi savunma sanayini kurmadan bağımsızlığını korumasının mümkün olmadığını tüm açıklığıyla ortaya koymuştur. Buna rağmen Savunma sanayinde ancak rahmetli Özal döneminde kaydadeğer adımlar atılmaya başlanmış, onlarda koalisyon hükümetleri nedeniyle hedeflerin çok gerisinde kalmıştır. Bugün Türkiye hem terörle mücadelesini hem sınır ötesi operasyonlarını eğer başarıyla yürütüyorsa bunda savunma sanayinde son 15 yılda attığımız adımların çok büyük payı vardır.

 

 

DAYATMALARI KABUL ETMİYORUZ: Maruz kaldığımız örtülü ambargolara, ülkemize ve ordumuza FETÖ eliyle vurulan darbeye, müttefiklerimizle yaşadığımız sorunlara rağmen planlarımızda, projelerimizde, operasyonlarımızda herhangi bir gerileme yoktur. Özellikle Suriye ve Irak’ta milletimizin ve kardeşlerimizin geleceğini ilgilendiren hiçbir konuda geri adım atmayacağız. Bölgedeki gelişmelerle ilgili tüm seçenekler her an önümüzdedir. Terör örgütleri kullanılarak bölgede oynanan oyunların asıl yüzünü görüyoruz ve dayatmaları kabul etmiyoruz. 

 

TEMENNİ VEYA BİR TEHDİT DEĞİL, OBJEKTİF DURUM TESPİTİ: Türkiye’yi terör örgütleri üzerinden köşeye sıkıştırmak isteyenler bir süre sonra ellerindeki bu pimi çekilmiş bombalarla başbaşa kalacaklardır. DEAŞ. Hedef DEAŞ. İşte buyrun şimdi şu anda ne yazıkki müttefikimizin silahları DEAŞ’ın elinden çıkıyor. Bu nasıl ittifak? Bu nasıl NATO’da beraber olmak ve bumerang gibi bunlar dönüp zamanı gelecek onları da vuracak. Bilginin, paranın, teknolojinin, mal ve hizmetlerin küreselleştiği bir dünyada terörü Ortadoğu coğrafyasına hapsettiğini sananlar yanıldıklrını göreceklerdir. Bu sözlerimiz bir temenni veya bir tehdit değil. Objektif bir durum tespitidir. 

 

TEHDİT OLACAKSA BİZE OLACAK: Zira bu bölgede biz yaşıyoruz, onlar değil. 911 km Suriye sınırı, 394 km Irak sınırında biz yaşıyoruz, onlar değil. Dolayısıyla her an bir tehdit olacaksa, bize olacaktır, onlara değil. Dolayısıyla biz de ona göre her türlü tedbirimizi aldık, hazır durumdayız ve şunu bilecekler ki Fırat Kalkanı’nda ne yaptıysak bundan sonraki süreçte de bizler bu görevi ifa etmenin hazırlığı içersindeyiz. Herkes emin olsun ki biz bu badireden de çıkarız. Çünkü biz Türkiye’yiz. Arkamızda 80 milyon vatandışımızın gücü, yüzmilyonlarca kardeşimizin duası, binlerce yıllık bir tarihi geçmiş var. Ama uzun zamandır varlıklarını kendi topraklarını suni bir refat ve güven çemberi içinde tutmaya borçlu olanlar aynı başarıyı gösterebilir mi bilmiyoruz. 

 

ARTIK TÜRKİYE BİR GÜVENLİ LİMANDIR: Sadece savunma sanayi alanında değil, ekonomi konusunda da içine sıkıştırılmaya çalıştığımız cendereyi parçalayıp çıkıyoruz. Son dört yıldır adeta ardı arkası kesilmeden yapılan saldırılara, kurulan kumpaslara rağmen takılan çelmelere rağmen işte ekonomimiz yeniden yükselişe geçiyor. İhracatımız 150 geçtiğimiz yıl sonu itibariyle yeniden 150 milyar doları aştı. Turizmde yılın 8 ayında geçtiğimiz yılın tamamına denk bir gerçekleşmeyi yakaladık. Yılın ikinci çeyreği için yüzde 7’lik bir büyüme bekliyoruz. Ağustos ayı ekonomik güven endeksi son 5 yılın en yüksek seviyesine ulaştı. Uluslararası yatırımlar kesintisiz bir şekilde sürüyor. Bu çok ciddi bir güven endeksidir. Artık Türkiye bir güvenli limandır. Bütün bunlara rağmen bizimle halen siyasi ve ekonomik olarak uğraşan kimi ülkeler olduğunu görüyoruz.

 

DOSTLUK ELİMİZİ TUTAN PİŞMAN OLMAYACAKTIR: Türkiye dostlarına sadece faydası dokunmuş, kendisine husumet besleyenleri ise hep hayal kırıklığına uğratmış bir ülkedir. Bizim amacımız dostlarımızın sayısını artırmaktır. Tüm samimiyetimizle dostluk elimizi uzatıyoruz. Bu eli tutan hiçkimse bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da pişman olmayacaktır. Ben bu duygularla zaferler ayı Ağustos’un son zaferi 30 Ağustos Zafer Bayramı’mızı tebrik ediyoruz. Ülkemizin güvenliği, milletimizin geleceği için sınırlarımız içinde ve dışında görev yapmakta olan tüm askerlerimize, tüm kahramanlarımıza buradan selamlarımı, sevgilerimi gönderiyorum. Bu akşam bizlerle birlikte olan tüm şehitlerimizin anne, baba, eş, evlat hepsine şahsım, milletim adına şükranlarımı sunuyorum. Ve diyorum ki Rabbim inanıyorum cennetinde inşallah bizleri buluşturacaktır.”

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.