FETÖ’den tutuklu 50 bin 402 kişi var!

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) soruşturmaları kapsamında 50 bin 402 kişi tutuklandığını açıkladı.

FETÖ’den tutuklu 50 bin 402 kişi var!
Yayınlama: 10.06.2017
A+
A-

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) soruşturmaları kapsamında gözaltında 790 kişi, hakkında yakalama kararı bulunan 7 bin 605 kişi, tutuklu 50 bin 402 kişi, haklarında adli kontrol kararı verilmiş 47 bin 136 kişi ve tutuklandıktan sora adli kontrolle daha sonra tahliye edilen 7 bin 969 kişi bulunduğunu belirterek, “Yargılama süreçlerinin, sonuçlarının sabırla beklenmesinde fayda olduğunu ifade etmek isterim.” dedi.



Bozdağ, Hukukçular Derneğince Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen iftar programındaki konuşmasında, 15 Temmuz darbe teşebbüsünün başarısızlığa uğramasının en önemli nedenini, “Aziz Türk milletinin darbe karşısında bir ve beraber olması, farklılıkları bir kenara bırakarak, darbeye ve darbecilere karşı durması” şeklinde açıkladı.



Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde Türk milletinin bir ve beraber olduğunu vurgulayan Bozdağ, “Kurtuluş Savaşı yıllarında nasıl Atatürk’ün arkasında aziz milletimiz, bir ve beraber olmuş ve Anadolu’yu düşmandan temizlemişse, 100 yıl sonra ilk defa yine bütün farklılıklarını bir tarafa bırakarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çağrısına uymuş, darbecilere en büyük darbeyi birlikle, beraberlikle, demokrasiye, Cumhuriyete, milli iradeye ve hukuka sahip çıkarak vurmuştur.” diye konuştu.



CUMHURİYETİN MUHAFIZI 80 MİLYONDUR



Adalet Bakanı Bozdağ, 15 Temmuz’un Cumhuriyet ve demokranin, 80 milyonun sahip çıktığı ortak bir değer olduğunu gösterdiğini dile getirerek, “Artık Cumhuriyetin, demokrasinin müdafiliğine, muhafızlığına hiçbir gücün, organın veya kurumun soyunmasına ihtiyaç yoktur. Görülmüştür ki Cumhuriyetin, demokrasinin sahibi de muhafızı da bekçisi de 80 milyon aziz Türk milletidir. Bununla ne kadar övünsek azdır.” ifadelerini kullandı.



KİMSEYE BİR İMTİYAZ,AYRICALIK YAPILMAMAKTADIR



Darbe teşebbüsünde bulunan FETÖ mensubu teröristler ve onlarla beraber hareket eden diğer darbecilerin tamamının yargı organlarının önünde hesap verdiğine değinen Bozdağ, konuşmasını şöyle sürdürdü:



“Yargı da bu hesabı Anayasa ve kanunla çerçevesinde sormaktadır, soracaktır. Yargılamalar sırasında usul hukukundan kaynaklanan bazı uygulamaların olması doğaldır, zaruridir. Usul hukukunun uygulanmasını bazı çevreler farklı anlamaktadır. Türkiye bir hukuk devletidir, yargılamalar da hukuk devletinin öngördüğü kurallar içinde oluyor ve olmaya devam edecek. Usul de hukuk devletinin kurallarının hangi yönde uygulanarak, yargılamaların yapılacağını açıkça göstermektedir. Normal rutin uygulamalar bugün farklı farklı değerlendiriliyor. Uygulamalar, Türkiye’nin hukuk devleti olmasının somut göstergeleri olan uygulamalar, kimseye bir imtiyaz, ayrıcalık yapılmamaktadır, imtiyaz yapılması, ayrıcalık gösterilmesi söz konusu asla değildir. Hele hele darbecilere, teröristlere, terör örgütlerine karşı Türk yargısının farklı davrandığını, imtiyaz tanıdığını, birilerinin düşünmesi, söylemesi, Türk yargısına yapılacak en büyük hakarettir. Çünkü Türk yargısı bunlara karşı imtiyazı değil, Anayasa ve yasaların öngördüğü kuralları uygulamaktadır ve uygulamaya devam edecektir.”



GÜLEN’İN TALİMATIYLA REDDEDİYORLAR



FETÖ’nün darbeyi yapmaya kalkan teröristlerinin ağız birliği yapmışçasına her şeyi inkar ettiğini anlatan Bozdağ, şunları kaydetti:



“Reddin ana nedeni örgütün elebaşı, teröristbaşı Gülen’in ‘Her şeyi reddedin. Reddedemeyeceğiniz şeyler koyarlarsa önünüze onları kendi pozisyonunuza göre temin edin.’ talimatıdır. Örgütün varlığını ve bu darbenin bu terör örgütü tarafından yapıldığını gösteren somut değiller var, ama Edirne’den Kars’a savunmadaki ortak tutum, bunun başka bir göstergesi. Tankın içinde suçüstü yakalanmış, arabayı çiğnemiş içinde insanımız şehit olmuş, bunu inkar ediyor. Suç, mağdurlar, suç aleti ortada, suçun faili suç aletinin içinde yakalanıyor buna rağmen inkar ediyor. Suçüstü halinde inkar etmenin kimseye bir faydası yok. Darbe teşebbüsünün şahidi 80 milyon aziz Türk milletidir. 80 milyonun şahitliğinde olan bir hadisenin ispatı için başka şahitlere de gerek yok. Suçüstü durumu var, o da çok açık.”



“BU ÖRGÜTÜ TANIMAKTA ZORLANIYORUZ”



Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, FETÖ’nün takiyeyi, gizliliği ilke edinen bir terör örgütü olduğunu belirterek, konuşmasında şunları aktardı:



“Bunlar, olduğu gibi görünmeyen, göründüğü gibi de olmayan kişiler. Çünkü bu örgütün kim, hangi grubun içinde, hangi kurumda, çevrede, yerde bulunuyorsa, orada sorumlu kişi kimse onun gibi düşünmek, onun gibi yaşamak, onun gibi çalışmak, onun sevdiklerini sevmek, onun nefret ettiklerinden nefret etmek gibi alışkanlıkları var. Siz cumhuriyetçisiniz, sizden daha fazla cumhuriyetçi, siz milliyetçisiniz, sizden daha fazla milliyetçi, siz muhafazakarsınız, sizden daha fazla muhafazakar, siz sosyal demokratsınız, sizden daha fazla sosyal demokrat, siz Atatürkçüyseniz, sizden daha fazla Atatürkçü. Bu örgüt kendisini gizleyerek, kimin yanındaysa onun istediği, arzu ettiği gibi göstererek, başka kılıflarda karşımıza çıkıyor ve biz bu örgütü tanımakta zorlanıyoruz.”



Darbede suçüstü yakalanan darbecilerin, örgütten aldıkları eğitimle mahkemelere karşı da takiye yaptığını ifade eden Bozdağ, “Çıkıp, ‘Biz bu darbe teşebbüsünü planladık, planları aramızda tartıştık, uygulama kararı verdik. 15 Temmuz’da düğmeye bastık, darbe teşebbüsünü biz yaptık ama başaramadık.’ deme cesaretini gösteremiyorlar, çünkü omurgalı, kişilik, karakter sahibi değiller. Bu takiye, kişilikleri öldürüyor. Hep başkası gibi görüne görüne kendi kişiliği yok oluyor, kendi bile kendini tanıyamaz, omurgasız, ahlaksız hale geliyor. Karakterli, ahlaklı, mert birisi, çıkar der ki ‘Ben yaptım, ama başaramadım.’ Maalesef Türkiye’de böylesi kişiliksiz bir yapıyı da bu soruşturmalar sırasında gördük.” değerlendirmesinde bulundu.



“AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET HAPİS CEZASI ALAN KİŞİNİN HAPİSTEN ÇIKMASI MÜMKÜN DEĞİL”



Bozdağ, örgütün takiye yoluyla hakim ve savcıları aldatma gayreti içinde bulunduğunu belirterek, şunları söyledi:



“Türkiye’de bu örgütün takiyelerine artık aldanacak kimse kalmamıştır. Türkiye’nin yargısını, hakim ve savcılarını aldatacaklarını düşünüyorlarsa, büyük bir yanılgı içindedir. Yargı, eninde sonunda bunlarla ilgili kararını verecek ve bunlar, hak ettikleri ceza neyse onu elbette alacaklar. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alanların cezalarının infazı ölünceye kadar hapiste kalmaktır. Kamuoyunda sanki bir ceza aldığı zaman yarın dışarı çıkacakmış gibi bir algı var. Halbuki ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan bir kişinin, cezası kesinleştikten sonra hapisten çıkması mümkün değil. Cezanın infazı ölünceye kadar hapiste kalmak suretiyle yapılıyor.



TUTUKLU 50 BİN 402 KİŞİ VAR



Zaman zaman soruşturmalar sırasında tahliyeler, gözaltılar, tutuklamalar olduğuna şahit oluyoruz. Özellikle örgüt üyeliğinden yapılan soruşturmalarda her tahliyeden sonra veyahut da her soruşturmadan sonra sosyal medyadan, başka kanallardan tartışmalar ve birtakım haberler yayılıyor. Yargılama sırasında kullanılan gözaltı, adli kontrol, tutululuk gibi kavramların hepsinin bir karşılığı var. Şu anda FETÖ soruşturmaları kapsamında gözaltında bulunan 790 kişi, hakkında yakalama kararı bulunan 7 bin 605 kişi var. Bu kapsamda tutuklu 50 bin 402 kişi var. Haklarında adli kontrol kararı verilmiş 47 bin 136 kişi var. Tutuklandıktan sora adli kontrolle daha sonra tahliye edilmiş 7 bin 969 kişi var, tutuksuz yargılanan pek çok kişi var. Tutuksuz yargılanmak veyahut da adli kontrolle serbest bırakılarak yargılanmak yahut da tutukluyken adli kontrolle serbest bırakılarak yargılamanın devam etmesi, tahliye edilen kişilerin beraat ettiği anlamına gelmez. Bunlarla ilgili karar, yargılama sürecinin tamamlanmasından sonra yargılamayı yapacak mahkemeler tarafından verilecektir. O nedenle yargılama süreçlerinin, sonuçlarının sabırla beklenmesinde fayda olduğunu ifade etmek isterim. Eğer bu sonuçlar sabırla beklenmezse, o zaman hakimlerimizi, savcılarımızı, görevlerini büyük bir özveri ve fedakarlık içinde yapan yargı mensuplarını suçlarız ki bu da büyük bir haksızlığa yol açar. Usul hukuku çerçevesinde bu yargılamalar, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da hukuk içinde ve hukuka uygun biçimde yürütülmeye devam edecektir. Türkiye’nin hukuk devleti olma vasfı gözetilerek bunlar yapıldığı gibi bundan sonra yapılmaya devam edecektir.”

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.