CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, yerel seçim hakkında iddialı açıklamalarda bulundu.
24 Haziran seçim sonuçlarından sonra parti içindeki çatışmada yer almayan CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, erken adaylık ilan ettiği İstanbul için sorunları ve çözüm önerilerinden oluşan ajandasını açıkladı.
“İstanbul’un sorunlarını çözmek için adeta doktora yapar gibi çalışmaya başladım. Hangi sorun varsa, konunun uzmanı neredeyse ayağına gittim” diyen Tekin, “İstanbul’u kılcal damarlarına kadar biliyorum. İstanbul’un bütün sorunlarına hakim bir kişi varsa iddialı bir şekilde söylüyorum o benim” dedi.
Tekin, İstanbul’un bütün sorunlarını çözmek ve kenti bir kez daha hak ettiği yere taşıma çalışmalarında uzmanlardan bir ekip kurdu. Kamu yönetiminde üst düzeyde yer alan yöneticiler, üniversite rektörleri, alanında Türkiye’nin bir numarası olan isimler bu ekipte yer aldı. İstanbul’u bugün yönetmeye 5 yıllık plan ve projeler hazırlandı.
Trafik sorunundan, alt yapıya, işsizlikten, yoksulluğun çözümüne, deprem gerçekliğinden, yatırımlara kadar İstanbul ajandası hazırlayan Gürsel Tekin’in T24’e değerlendirmeleri şöyle:
Uzun zamandır partinizin iç meselelerinde adınızı pek duymuyoruz, bunun özel bir nedeni var mı?
Parti içi sorunlar her zaman her dönem her partide olur. Biz kendi içinde demokrasiyi sonuna kadar kullanan bir partiyiz. Sorunlar yaşanır ve çözülür. Aslolan halka hizmet. Bundan yola çıkarak 4 yıl önce her şeyi bırakıp kendimi İstanbul’a vakfettim. Tek amacım var, İstanbul’un bütün sorunlarını çözmek. İstanbul’u dünyanın en yaşanabilir, en huzurlu, en güvenli şehri haline getirmek. İstanbul’da nerede bir sorun varsa çaresi, nerede bir dert varsa dermanı olmak istiyorum.
Neden İstanbul?
Dünyada medeniyetlere ev sahipliği yapmış, eşsiz coğrafyasıyla, benzersiz tarihiyle dünyanın en güzel şehirlerinden birinde yaşıyoruz. Bu şehirde bugün yaşadığımız sorunlar İstanbul’un güzelliğine, tarihine, büyüklüğüne yakışmıyor. Dünyanın en önemli turizm, finans ve sanat merkezlerinden biri olabilecek İstanbul bugün potansiyelinin çok altında bir manzara çiziyor. 21’inci yüzyılda başkaları akıllı şehirleri, teknolojinin entegre olduğu kent yönetimlerini, ekolojik kalkınmayı tartışırken biz hala 20’inci yüzyılda çözmemiz gereken alt yapı sorunlarıyla uğraşıyoruz. Bu manzarayı çok kısa sürede değiştireceğiz. Bir çağın kapanıp, bir çağın açıldığı İstanbul Türkiye’nin bir kez daha çağ atlamasına öncülük edecek.
“İstanbul’u kılcal damarlarına kadar biliyorum”
İstanbul’u yönetmenin kolay olduğu söylenemez, buna hazır mısınız?
İstanbul’un sorunlarını çözmek için adeta doktora yapar gibi çalışmaya başladım. Hangi sorun varsa, konunun uzmanı neredeyse ayağına gittim. Dünya’nın örnek şehirlerini yöneten şehir planlamacılarla, akıllı şehir uygulamalarının en iyi olduğu kent yöneticileriyle görüştüm. Profesörlerle, bilim adamlarıyla İstanbul’un bütün sorunlarını masaya yatırdık. Trafik konusunda uzman Almanya’daysa Almanya’ya gittim, afet konusunda Türkiye’nin yetiştirdiği en büyük hocalarla çalıştım. İstanbul’u kılcal damarlarına kadar biliyorum. İstanbul’un bütün sorunlarına hakim bir kişi varsa iddialı bir şekilde söylüyorum o benim.
“Yepyeni bir şehircilik anlayışı…”
Tek başına altından kalkılacak bir sorumluluk değil. Kadronuzu kurdunuz mu?
Bütün sorunları çözmek için, İstanbul’u bir kez daha hak ettiği yere taşımak için, uzmanlardan kurulu bir ekip kurduk. Herkes hazır. Bugün ekibimizde kamu yönetiminde üst düzeyde yer alan yöneticiler, üniversite rektörleri, alanında Türkiye’nin bir numarası olan uzmanlar var. İstanbul’u bugün yönetmeye hazırız. 5 yıllık planımız, projelerimiz hepsi hazır. Vakti gelince hepsini açıklayacağız.
Nedir sizi şimdiki yönetim anlayışından farklı kılacak olan. Nasıl projeleriniz var ?
Dünyanın en yaşanabilir 10 şehri arasında bugün Tokyo var, Sidney var, Viyana var İstanbul yok. Bunu değiştireceğiz. İstanbullular huzur ve güven içerisinde yaşayacak. İstanbul’a yatırım yağacak, ekonomimiz kalkınacak, çevreyi koruyarak bu çağa uygun şekilde yepyeni bir şehircilik modeli ortaya koyacağız.
2018 yılında açıklanan Euromonitor raporuna göre gelen turist sayısına göre İstanbul 15’inci sırada. Roma’ya 9 milyon 500 bin, Singapur’a 16 milyon, Londra’ya 20 milyon turist gitmiş. İstanbul bunun yarısı kadar bile değil. Burada yılda 16 ile 20 milyar dolar arasında değişen bir gelir var. Biz bunun gerisinde kalamayız. İstanbul’a ve Türkiye’ye bu büyük kaynağı kazandırmak için ulaştırmadan, çevre politikalarına, şehircilik anlayışından kültür politikalarına kadar her alanda dev adımlar atmak zorundayız. Biz bunları yapacağız.
“İstanbul’un kaynak sorunu değil kaynakları doğru kullanma sorunu var!”
Bütün bunları nasıl başaracaksınız, kaynak var mı?
Tarihimizi ve kültürel varlıklarımızı koruyarak, doğayı tahrip etmeden hep birlikte zenginleşmek, kalkınmak mümkün. İstanbul’un ihtiyacı olan şey kaynak değil. İstanbul’un kaynak sorunu yok, kaynakları doğru kullanma sorunu var. Biz bu sorunu Türkiye’de alanında bir numara olan isimlerle, dünyadaki başarılı örnekleri takip edip uygulayabilecek teknokrat kadrolarla ve dünyada alanında parmakla gösterilen uzmanlarla çözeceğiz.
İstanbul çok büyük bir kent, yeterince tanıdığınızı düşünüyor musunuz?
İstanbul’un bütün ilçelerini, 934 mahallesi var, 782 mahallesini gezmişimdir. Karış karış biliyorum. İstanbul halkı da artık değişim istiyor. Bu değişim tepeden tırnağa olmak zorunda. İstanbulluların tamamını kucaklayacağız. Sağa sola bakmayacağız, işini bilen, dürüst, ehliyetli, liyakat sahibi kadrolarla, gençlerin enerjisiyle, uzmanların yön göstericiliğinde İstanbul’u yöneteceğiz.
Bakın Barcelona’da Fab Lab Barcelona diye bir uygulama hayata geçirildi. Kurumun amacı yeni teknolojiler ve fikirlerle şehrin enerji, hammadde, üretim ve tarım alanında 21’inci yüzyıla dönüşümünü sağlamak. Dünyadaki en iyi uygulamaları alıyorlar, Barcelonalıların katılımıyla yepyeni bir şehir kültürü yaratıyorlar.
Örneğin su israfını önlemek için altyapıyı 7 /24 online takip edecek veri takip sistemleri kuruluyor, altyapı sisteminin bir yerinde herhangi bir sorun çıktığı anda, sorunun çıktığı yer, ne kadardır bu sorunun yaşandığı, ne kadar su sızdırdığı tespit edilerek hızla onarılabiliyor. Şehrin su kaynakları boşa gitmiyor, etkin ve verimli kullanılıyor, su israfı diye bir şey kalmıyor.
Ulaşımdan enerjiye, atık yönetiminden enerji yönetimine kadar her konuda atılacak, İstanbul Belediye’sine milyonlar kazandıracak, halkın da hizmetlere çok daha etkin, hızlı ve ucuz ulaşmasını sağlayacak onlarca örnek proje var. Dünyayı takip edeceğiz, dünyada ne varsa onu buraya getirip uygulayacağız sonra da onun üstüne çıkacağız. Bugün İstanbul dünyaya öykünen bir şehir. Hedefim İstanbul’u dünyadan uzaklaşan, kopan bir şehirden, dünyaya örnek olan bir şehre dönüştürmek.
“İstanbul’un kaynakları, istanbul halkına”
Siz İstanbul’un kaynak sıkıntısı yok diyorsunuz ama bütün bu anlattıklarınız çözümü ekonomiye dayanıyor. İlle de bir kaynak şart gibi…
Ekonomideki her gelişme İstanbul’u ve İstanbulluları doğrudan etkiliyor. Kur artışındaki yaşanan gelişmeler İstanbulların yaşam kalitesini azaltıyor. İstanbul Türkiye’nin üçte biri demek. Türkiye’nin en büyük şirketleri, en büyük nüfusu burada. Ticaret İstanbul’da dönüyor. İstanbul hapşırırsa Türkiye gribe yakalanır. Dolayısıyla İstanbul’da yatırım ortamını güçlendirecek, istihdam sağlayacak, yoksullukla mücadele edecek bir anlayışa ihtiyaç var. Kent rantını yönetmek ve bundan pay almak üzere oturan anlayış İstanbul’un da Türkiye’nin de başına bela getirdi. İstanbul’a yatırım alacağız, yatırımla üreteceğiz, üretimle büyüyeceğiz, İstanbul’un kaynaklarını birilerinin cüzdanına değil İstanbul halkına yönlendireceğiz.
Bugün İstanbul’da tam 2 milyon 602 bin yoksul vatandaşımız var. İşsizlik önemli bir sorun. Bu sorunları çözmek için de iddialıyız.
İşsizlik meselesi merkezi yönetimin çözmesi gereken bir sorun değil mi? Yerel yönetici olarak siz nasıl çözeceksiniz?
“Komşusu aç yatarken tok yatan bizden değildir” dememiş mi Hazreti Peygamber. İşte tam da bu sebeple hemşerilerimizin bütün sorunlarını dert ediyoruz kendimize.
Nasıl çözüleceğini ise iktidar olduğumuzda, İstanbul’u yönetmeye başladığımızda hep birlikte göreceğiz. Elbette hazırlıklarımız, bu yönde çalışmalarımız var. Ama, İstanbul’un potansiyeli bir kere ortaya çıktığında bu şehir Türkiye’ye örnek olacak bir ekonomik kalkınma hamlesine imza atacak zaten. Dünyada İstanbul gibi bir şehir yok, lojistik konumu, kaynaklara yakınlığı, dünyanın en büyük pazarlarına olan mesafesiyle bu şehre daha fazla yatırım almamak için özel çaba sarf etmek gerekiyor. Biz bu zihniyeti de değiştireceğiz. İstanbul’u zincirleyen küçük hesapları ortadan kaldıracağız başka bir hamle ortaya koyacağız.