2016 yılında tam 376 hamile çocuğun adli makamlara bildirilmediği belirlendi.
Türkiye’nin gündemine oturan hamile çocuk skandalında ikinci perde açıldı.
Hamile çocuk skandalı ortaya çıktığında Türkiye’yi sarsmıştı. Derine inildikçe buzdağının görünmeyen yüzü de ortaya çıktı. 2016 yılında tam 376 hamile çocuğun adli makamlara bildirilmediği tespit edildi.
DAHA ÖNCE DAVA AÇILMIŞTI
Yıl 2017. Adres İstanbul Küçükçekmece’deki Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ydi. 1 Ocak ile 9 Mayıs tarihleri arasında, 115 çocuğun hamile olduğu saptanmış, durumun savcılığa bildirilmediği belirlenmişti. Skandalla ilgili hazırlanan iddianamede, hastanenin başhekim yardımcısı ve sosyal hizmet uzmanı hakkında 2 yıla kadar hapis cezası istenmişti.
ARAŞTIRMALAR KORKUNÇ TABLOYU ORTAYA ÇIKARDI
Bir taraftan olayla ilgili açılan dava devam ederken, diğer taraftan Sağlık Bakanlığı hastaneyle ilgili soruşturmayı derinleştirdi. İşte o soruşturmada çok daha vahim tablo ortaya çıktı. Sağlık Bakanlığı, 2017 yılının Ocak ve Mayıs ayındaki beş aylık dönemde hamile çocukların adli makamlara bildirilmemesini araştırırken, geçmiş dönemlerde de yani 2016 yılında da bildirim yapılmadığını belirledi. Derine inildikçe inildi ve yürekleri burkan skandalda buz dağının görünmeyen yüzü ortaya çıktı.
TAM 376 ÇOCUK!
2016 yılında tam 376 hamile çocuğun adli makamlara bildirilmediği belirlendi. Yani sayı, halihazırdaki skandalın üç katından da fazla. Üstelik bu çocukların 18’i, 15 yaşın altında.
14 GÖREVLİYE 2 YILA KADAR HAPİS İSTEMİ
Habertürk’ten Arzu Kaya’nın haberine göre, Sağlık Bakanlığı savcılığa suç duyurusunda bulundu. Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma başlattı. Başhekim, 2 sosyal hizmet uzmanı, 11 doktor olmak üzere toplam 14 kişi hakkında, “görevi kötüye kullanma” ve “suçu bildirmeme” suçundan 2 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı.
YAŞANAN SORUNLARA ÇÖZÜM GETİREBİLİRLERDİ
İddianamede sosyal hizmet görevlilerinin, hekimlerce kaydı oluşturulan hamile çocuklarla görüşme yapmadığı, görüşme yapmadığı gibi adli makamlara da bilgi vermediği belirtildi. Savcılığın tespitine göre sosyal hizmet uzmanının çocuklarla görüşme yapması, yaşanan ya da yaşanması muhtemel sorunlara çözüm getirecekti.
KUSURLAR İDDİAME DETAYLARINDA
İddianamede, dönemin başhekiminin denetim ve gözetim görevini yerine getirmeyerek kusurlu olduğu belirtildi. Doktorların kusurunun ise çocukların muayenesini yapıp vaka formunu düzenlemeyerek durumu adli mercilere bildirmemesi.
YETKİLİYMİŞ GİBİ HUKUKİ DURUM NİTELEDİLER
İddianamede ayrıca 15 yaş altı çocuklarda rıza aranmayacağı, 15 yaş üstünde ise cebir, tehdit veya iradeyi etkileyen herhangi bir durum olması halinde durumun adli mercilere bildirilmesi gerektiği kaydedildi. Sanıkların hukuki durumu nitelendirmeye yetkili olmadığı vurgulanan iddianamede, yetkili olmadıkları halde yetkileri varmış gibi nitelendirme yaparak adli makamlara bilgi verilmediği anlatıldı.
SUÇLAMALARI KABUL ETMESELER DE…
Sanıklar ise savcılığa sundukları savunmada, sosyal hizmetlere bildirim yapılması gerektiği konusunda bilgilendirilmediklerini, konuyla ilgili eğitim almadıklarını belirtti.
Ancak sosyal hizmet bildirim sisteminin nasıl çalıştığına dair kendilerine eğitimler verildiği tespit edildi. Skandalla ilgili hazırlanan iddianame mahkemece kabul edilirken, davanın ilk duruşması önümüzdeki ay görülmeye başlanacak.