Almanya’da katıldığı konferanslarda yaptığı başarılı sunumlarla dikkat çeken gazeteci Işıner Güngör, yeni makalesinde Alman siyasetindeki gelişmeleri yorumladı.
Almanya’da katıldığı konferanslarda yaptığı başarılı sunumlarla dikkat çeken gazeteci Işıner Güngör, yeni makalesinde Alman siyasetindeki gelişmeleri yorumladı.
Gazetecilik mesleğinin yanı sıra Yüzüncüyıl Gazeteciler Derneği Uluslararası İlişkiler Komisyonu Başkanlığı göreviyle de çalışmalar yürüten Işıner Güngör, “Alman siyasetinde yeni kerteriz noktaları” isimli makalesinde gemicilik terimleriyle benzerlikler kurdu. Thüringen ve Saksonya eyaletlerinde gerçekleşen seçimler sonrasındaki güncel siyasi atmosferi, ekonomik ve sosyal etkenlerden yararlanarak anlattı.
Siyasi yelpazenin uçlarında yer alan AfD ve BSW partilerinin almış olduğu yüksek oy oranlarının Alman siyasetinde bir kırılma etkisi yarattığını belirten gazeteci, ülkenin genel tercihini şu an için yansıtmasa da aşırı sağın ve muhafazakâr solun artık görmezden gelinemeyecek kadar büyüdüğünü söyledi. Thüringen eyaletinde AfD’nin temsil anlamında en fazla sandalye sayısını elde etmesinin aşırı sağ politika ekseninde İkinci Dünya Savaşı’ndan günümüze kadar geçen süreçte bir ilk olduğunu sözlerine ekledi.
İki partinin de göçmen karşıtlığı, Rusya ile diyalog ve askeri sorumlulukların azaltılması konularında özleştiğini dile getiren gazeteci, haliyle bu hususların ana akım siyasi partilerin propagandalarının tersi bir vaziyette olduğunu ifade etti. Bahsi konu partilerin yükselişinde ekonomide yaşanan resesyon endişesi, iktidar partilerinin sabit siyaset anlayışı, doğu bölgelerindeki demografik ve ekonomik yapı, yüksek üretim maliyetleri ve işsizlik riski gibi sebeplerin de etkili olduğunu kaydetti.
Doğu eyaletlerinde yükselen performansa sahip AfD ve BSW’nin ülkenin genelinde ne kadar etkili olabileceğini Federal Meclis Seçimlerinde en net görülebileceğini söyledi. Tabii ki öncesinde bu yıl 22 Eylül’deki Brandenburg Eyalet Seçimi aşırı sağ rüzgarının hızıyla ilgili ipuçları vermesinin muhtemel olduğunu belirtti.
Almanya’da merkezde bulunan siyasi partilerin halka yeni argümanlar sunamadıkları için eleştirildiğini öne süren Güngör, “Siyaset durağanlığı kabul etmemektedir. Günlük hayatta sorulara ve sorunlara farklı cevaplar arayan partiler seçmenin gözünde parlak bir konuma geçmektedir. İki eyaletteki yeni siyasi figürler şu an için toplumun genel tercihini yansıtmamaktadır. 28 Eylül 2025’te yapılacak olan Federal Meclis Seçimleri partilerin halktaki karşılığını anlayabileceğimiz büyük resmi bize göstermede yararlı olacaktır” dedi.