AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal, Abdullah Gül ve Ahmet Davutoğlu’nu sert sözlerle eleştirdi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal, “Bu mücadelenin sembolü haline gelen ülke liderimiz Recep Tayyip Erdoğan düşmanlığının oluşturduğu hatta, maalesef uzunca zamandır karnından konuşan Abdullah Gül ve Ahmet Davutoğlu da katıldı” dedi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal, Diyarbakır, Van ve Mardin büyükşehir belediyelerine yapılan kayyum atamalarına ilişkin sosyal paylaşım sitesi Twitter hesabından paylaşımda bulundu.
Paylaşımında 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun üç büyükşehir belediyesindeki görevlendirmelere ilişkin açıklamalarını değerlendiren Mahir Ünal şu ifadeleri kullandı:
“Türkiye’nin uzunca bir zamandır ekonomide, iç ve dış güvenlikte dört ayrı terör örgütü ile verdiği kararlı mücadeleyi görmezden gelmek, Suriye’nin kuzeyinde, Doğu Akdeniz’de yapılmak istenen dizaynları yok saymak, bütün bunların sadece bir bileşeni olan 15 Temmuz saldırısı sonrası oluşan ölüm ve kalım mücadelesi. Bütün bu mücadelenin sembolü haline gelen ülke liderimiz Recep Tayyip Erdoğan düşmanlığının oluşturduğu hatta, maalesef uzunca zamandır karnından konuşan Abdullah GÜL ve Ahmet DAVUTOĞLU da katıldı.”
“BU NASIL BİR TENAKUZDUR!”
“Meselenin üç belediye başkanını görevden almak ve demokrasi duyarlılığı olmadığını biliyoruz. Kayyım atanmasının hukuki ve demokratik altyapısı bellidir. Gezi olayları esnasında “demokrasi sandıktan ibaret değildir” diyen Sn. Gül şimdi “seçimle gelen seçimle gider” demekte. Bu nasıl bir tenakuzdur! Demokrasinin ilkeleri duruma ve kişilere göre mi belirlenmektedir?” diye yazan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı şöyle devam etti: “Evet, seçilmiş olmak hukuku ve demokrasiyi yok etmek, terör örgütüne yardım ve yataklık yapmak hakkı vermez kimseye. İşte bu evrensel bir demokrasi ilkesidir. Demokrasi, ait olduğu ülkenin bütünlüğü ve bağımsızlığı aleyhine kullanılmaya başlanırsa artık o ülkeye ait bir değer ve gerçek anlamıyla demokrasi olmaz. Hukuk ise araçsallaşarak ait olduğu ülkeyi zaafa düşürmenin bir silahına dönüşürse o ülkenin hukuku olmaktan çıkar. Partiler ve siyasiler tabii ki belirli kesimleri kazanmaya dönük pozisyonlar alabilir. Ancak bu ülkede PKK ve onun güdümündeki yapıların gerçek yüzünü en iyi Kürt vatandaşlarımız bilir. Teröre destek çıkarak milletimizin gönlü kazanılmaz. Siz siz olun, PKK’nın değil, halkımızın desteğine talip olun.”