Özellikle Marmara’da geçen ay önce Yalova ardından Tekirdağ’da meydana gelen depremler korkuttu..
Türkiye, karmaşık jeolojik yapısı ve jeodinamik konumundan dolayı çok sayıda aktif fayı barındırıyor. Hatta dünyanın önemli Deprem kuşaklarından biri olan ‘Alp-Himalaya Deprem Kuşağı’ üzerinde yer alıyor.
Bu da ülkemizi deprem açısından riski yüksek ülkeler sınıfına sokuyor. Buna paralel olarak son 10 yıla bakıldığında da ülkemiz ve yakın çevresinde çözümlenen deprem sayısı 279 bin 357.
AFAD verilerine göre geçtiğimiz yıl, 6’dan büyük 3 deprem oldu. Ayrıca büyüklüğü 5 ve üstü altı, büyüklüğü 4 ve üstü 205, büyüklüğü 3 ve üstü ise 973 adet deprem yaşandı. Büyüklüğü 3 ve altının da izlendiği çalışmada, 2021’de toplam kayıtlara geçen deprem sayısı 23 bin 753 olarak açıklandı.
2022 DE DEPREMLERLE BAŞLADI
Yeni yılın henüz çok başında olmamıza rağmen depremler şimdiden de kendini göstermeye başladı. Şubat ayının başında Yalova’nın Armutlu ilçesinde büyüklüğü 3.9 olan bir deprem meydana geldi. Derinliği 7.04 kilometre olarak açıklanan deprem, Yalova’nın yanı sıra İstanbul, Bursa ve çevre illerden de hissedildi.
Bu sarsıntıdan bir hafta sonra da bu sefer, Tekirdağ’ın Şarköy ilçesi açıklarında 4,1 büyüklüğünde deprem kaydedildi. Can ve mal kaybı yaşanmasa da sarsıntı insanları oldukça tedirgin etti ve akıllara ‘Büyük Marmara Depremi için bir işaret mi?’ sorusunu getirdi.
Peki Marmara’da yaşanan bu depremler uyarıcı nitelikte mi? Büyük Marmara depreminin önümüzdeki yıllarda olma olasılığı yüzde kaç?
Jeofizik Mühendisi Prof. Dr. Haluk Eyidoğan, Hürriyet gazetesine hem Marmara’da meydana gelen son depremleri hem de olası büyük Marmara depremi ile ilgili çarpıcı açıklamalar yaptı.
‘HAFİF VE ORTA KUVVETTE OLAN SARSINTILAR, NERELERDE TEHLİKE YARATACAK DEPREMLER OLACAĞINI GÖSTERİRLER’
Prof. Dr. Haluk Eyidoğan Marmara’da meydana gelen son depremler için “Marmara’da olan her hafif veya orta kuvvette deprem, bu bölgede daha büyük deprem yaratacak fayların var olduğunu hatırlatır. Hafif ve orta kuvvette olan 3 ile 5 arası büyüklükte depremler bize nerelerde tehlike yaratacak depremler olabileceğini de gösteren kanıtlardır” dedi ve son zamanlarda Marmara’da yaşanan depremleri şu şekilde detaylandırdı:
– Yer fiziği özelliği nedeniyle küçük depremler daha çok, büyük depremler daha az olur. Türkiye ve yakın çevresinde her yıl büyüklüğü 4 ile 5 arasında 70 veya 80 civarında deprem meydana geliyor. Bunların çoğu aktif faylar üzerinde ve yakınlarında ortaya çıkar.
– Türkiye’de 553 tane tespit edilmiş aktif fay hattı var ve bunların ne kadar büyük deprem yaratabileceği bellidir. Ancak 6 ve daha büyük depremlerin hangi fay üzerinde ne zaman ve ne büyüklükte olacağını önceden bilme olanağımız ve ölçü metodumuz yok. İhtimal hesaplarına göre elde edilen Türkiye Deprem Bölgeleri Haritası, bize hangi noktanın ne kadar büyüklükte bir depreme maruz kalacağını ve o noktada ne kadar hasar ve can kaybı olacağını tahmin etmemizi sağlar.
– Yani İstanbul dâhil Türkiye’nin her noktasında maruz kalınacak tehlike büyüklüğü artmaktadır. Bu nedenle depreme en tehlikeli bölgelerde öncelikle hazır olmak gerekir, Marmara Bölgesi de böyle bir durumdadır.
TEKİRDAĞ VE ÇEVRESİNDE DAHA ÖNCE 7 BÜYÜKLÜĞÜNDE DEPREM YAŞANDI
‘Son deprem uyarıcı nitelikte’
“Tekirdağ’da meydana gelen deprem, yeri itibariyle Kuzey Anadolu Fay kuşağının Marmara içerisindeki Ana Marmara Fayı’na yakın yerde oldu” diyen Prof. Dr. Haluk Eyidoğan “Geçmiş yıllarda bu bölgede çok sayıda ve bu büyüklükteki depremler oldu. Örneğin Kuzey Anadolu Fayı’nın Gaziköy-Mürefte-Şarköy-Saros hattında uzanan parçasında (Ganos Fayı veya Gaziköy Fayı olarak adlandırılır) 1912’de 7.4 büyüklüğünde bir deprem oldu ve çok ağır hasarlara ve can kayıplarına yol açtı” dedi ve ekledi:
“Son deprem, yılda 23 milimetre hızla hareket eden fay kuşağının aktivitesini sürdürdüğünü gösteriyor. Bu hareket sırasında Ana Marmara Fayı’nın kuzeyinde ve güneyinde ikincil faylar oluşmakta. Son deprem de Ana Marmara Fayı’nın hemen güneyinde oluşan sıkışma etkisiyle oluşan hafif büyüklükte deprem olarak değerlendirilebilir. Konumu itibariyle de oldukça uyarıcı bir durumdur”