Yer Bilimci Prof. Dr. Naci Görür, “Celal aslında halka bir farkındalık yaratmak nezdiyle onu söylemiştir. Zaten Türkiye’yi de terk etmiyor” dedi.
Prof. Dr. Celal Şengör, beklenen büyük Marmara depremi sonrası İstanbul‘da oluşmasını beklediği “kaos ortamı” nedeniyle kentten taşınacağını açıkladı. Büyük yankı uyandıran bu sözlerle ilgili bir değerlendirme de Bilim Akademisi Üyesi Yer Bilimci Prof. Dr. Naci Görür‘den geldi. Görür, “Celal aslında halka bir farkındalık yaratmak nezdiyle onu söylemiştir. İstanbulluya dediği ‘Aklınızı başınıza toplayın, depremden sonra neler olacağının farkında değilsiniz. Bir an önce İstanbul‘u depreme hazırlayın’ diye o uyarıyı yapmak için söylediği bir olay” şeklinde konuştu.
Kahramanmaraş merkezli deprem felaketinden 6 ay sonra Antalya, Bingöl, Malatya ve Diyarbakır’da 4’ten büyük depremler meydana geldi. 10 Son 2 gün içerisinde AFAD tarafından yapılan açıklamaya göre, Malatya’da Yeşilyurt merkezli 5.3 şiddetinde, Diyarbakır’ın Hani ilçesinde 4,2 büyüklüğünde Antalya’nın Gazipaşa ilçesinde saat 4,5 büyüklüğünde Bingöl’ün Karlıova ilçesinde 4.3 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Bilim Akademisi Üyesi Yer Bilimci Prof. Dr. Naci Görür, depremlerin 6 Şubat’ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremin neden olduğu artçılardan olduğunu ve bölgedeki artçıların devam edeceğini belirtti. Görür, Malatya’daki depremin Doğu Anadolu fayı üzerinden gelmediğini belirterek, ‘yeni bir fay’ uyarısında bulundu
Prof. Dr. Naci Görür Diyarbakır’da sıkışmaya bağlı olarak depremlerin ‘göreceli’ artışının beklendiğini ifade ederek,”6 Şubat depremleri sırasında levha hareketlerinde bir hızlanma gördük. Arap levhası, Avrasya’ya doğru hareket etti, arada Doğu Anadolu’yu sıkıştırdı. Doğu Anadolu sıkışınca, zaten orada sıkışma kökenli faylar mevcut. Bu sıkışmaya bağlı olarak, zaman zaman bu faylar kırılarak depremler üretirler. Doğu Anadolu gerçekten etkin bir deprem bölgesidir. Oluşan depremler sıkışma kökenlidir. Doğu Anadolu’nun Avrasya ile Arap levhası arasında sıkışmasına bağlı. 6 Şubat’ta Arap levhası ciddi olarak, miktar olarak fazla Avrasya’ya yaklaştığı için haliyle orada sıkışma da fazla oldu. Dolayısıyla da biz sıkışmaya bağlı depremlerin göreceli olarak artışını bekleyebiliriz. Nitekim o zaman onu öyle yorumladım. Diyarbakır’ı öyle algılamak lazım” dedi.
Prof. Dr. Naci Görür, Malatya’da meydana gelen depremlerin artçı olmadığını belirterek, “Şimdi Malatya’ya geldiğimiz zaman o 6 Şubat depremlerinin bir sonucu. Şimdi bu depremler, 6 Şubat’ta kendi depremi oluşturan faylarının kırılmayan kesimlerine veya komşu faylara stresi transfer ettiler. 6 Şubat’tan sonra orada mevcut olan o bölgede mevcut olan fayların stres alanları değişti. Stres alanları değişti demek o fayların içerisinde depremi kıracak kuvvetlerin miktarında değişiklik oldu. Kimisinde arttı, kimisinde azaldı. Şimdi, ona göre bizim bu son gördüğümüz Malatya depremleri muhtemelen bu stres transferinin bir tezahürü olsa gerek. Bu depremi artçı diye nitelendirdiler. Ben artçı olduğunu düşünmüyorum. Artçı deprem, büyük depremi oluşturan fay düzlemi üzerinde veya sistemi içerisinde olursa biz ona artçı deprem diyoruz. Halbuki Malatya’da son olan bu 4-5 depremler mevcut asıl depremleri oluşturan faya bağlı olarak oluşmuş faylar değil. Bunlar muhtemelen komşu faylar, bağımsız faylar dolayısıyla oluşan depremlerde bence yani bağımsız depremler” diye konuştu.
Prof. Dr. Naci Görür, Malatya’daki son iki depremin hangi fay tarafından üretildiğini tespit edemediklerini ifade ederek, “Malatya’da son olan iki depremin hangi fay tarafından üretildiğini biz bilmiyoruz. Odak noktalarını koyup baktığımız zaman, bu deprem noktalarının odaklarının, Doğanşehir fayına veya Malatya fayına paralel veya belki de belli bir açıyı da açıyla kesen bir fay üzerinde olabileceğini düşünüyorum. Ama o fayı da göremiyorum haritada da çizilmediğine göre bir soru işaretiyle ‘Acaba yeni bir fay mı?’ diye söyledim. O bölgede daha büyük deprem olmaz. Niye? Çünkü büyük depremleri oluşturacak büyük fayların çoğu kırıldı. Kalan faylarda da o kadar büyük depremler oluşturacak güç yok zaten. O nedenle o bölge için diyorum; daha büyük deprem habercisi değil. Şimdi böyle büyük depremler olursa o bölgede bulunan büyük depremleri üretmiş faya bağlı veya komşusu olan faylarda hareketlenmeler başlar. Çünkü denge bozulmuştur. Artçı depremler niye olur? Önce büyük deprem olur, artçılar başlar. Çünkü o büyük depremi oluşturan fayın kırılmamış yerleri vardır, yavaş yavaş onlar kırılır. Fay bir anlamda, o sistem kendi kendini temizler. Yani kalıntılarını kırar eder. Rahatlamaya çalışır, o rahatlamaya çalışmak için de küçük küçük depremler oluşturur. Yerleşir ve bir zaman alır. Büyük depremlerden sonra kırılmayan yerler kırılıyor, temizleniyor. Enerjiyi oradan boşaltılıyor küçük şeylerle” dedi.
Prof. Dr. Naci Görür, Prof. Dr. Celal Şengör’ün beklenen Marmara depremi nedeniyle İstanbul‘dan taşınacağına yönelik açıklamalarına ilişkin, “Henüz daha biz İstanbul‘u da depreme hazırlayamadık. İstanbullu da kendini depreme hazırlayamadı maalesef. Depreme hazırlık adına yapılanlar yapılmayanlardan çok daha az yani İstanbul çok büyük bir yüzdeyle depreme hazır değil. Celal’in burayı terk etmesinin nedeni Celal aslında halka bir farkındalık yaratmak nezdiyle onu söylemiştir. Zaten Türkiye’yi de terk etmiyor, hayatını bu ülkeye hizmet etmeye adamış bir bilim adamı. Mesela Celal isterse yurt dışında herhangi bir üniversitede çok rahatlıkla profesyonellik kadrosuna otururdu. Ülkesi için çalıştı, yüzlerce öğrenci yetiştirdi. Değerli bir bilim adamı. İstanbulluya dediği ‘Aklınızı başınıza toplayın, depremden sonra neler olacağının farkında değilsiniz. Bir an önce İstanbul’u depreme hazırlayın’ diye o uyarıyı yapmak için söylediği bir olay” dedi.