Narin’den gelen acı haber sonrası soruşturmanın derinleşmesiyle birlikte yeni gelişmeler yaşanırken Narin’in akrabalarının bölgede gelişmeleri anbean takip eden muhabir Ferit Demir’i tehdit ettiği öğrenildi.
Narin Güran’ın cansız bedeninin bulunması tüm yönleriyle inceleniyor. Soruşturmanın derinleşmesiyle birlikte çok sayıda kişi gözaltına alındı. Diğer taraftan bugün Narin’in akrabalarının bölgedeki bir gazeteciyi tehdit ettiği öğrenildi. Tehdit olayı akıllara, Narin’in akrabası olduğu belirtilen bir kadının geçtiğimiz gün cenaze bekleme salonunun önündeki kalabalığa ‘Gidin yalan konuşun’ diyerek bağırdığı görüntüleri getirdi. O kadın yanındaki bir şahıs tarafından yumruklanarak susturulmuştu.
İTİRAFLAR PEŞ PEŞE GELDİ
Diyarbakır’ın Bağlar ilçesinde kaybolduktan 19 gün sonra cansız bedeni dere yatağında bulunan 8 yaşındaki Narin Güran bugün köyünde toprağa verildi. Olayla ilgili yürütülen soruşturma kapsamında aile üyeleri dahil 25 kişi gözaltına alınırken, gizli tanıktan tutuklu amca Salim Güran’la ilgili peş peşe itiraflar geldi.
“SALİM GÜRAN BANA 200 BİN LİRA TEKLİF ETTİ”
Dere kenarına aracıyla gittiği tespit edildikten sonra gözaltına alınan zanlı sorgusunda “Muhtar (Narin’in amcası) cesedi çuval içerisinde bana verdi. Çuvalı alıp dereye götürdüm” dedi. Gizli tanık ayrıca amcanın kendisine cenazeyi ortadan kaldırması için 200 bin TL teklif ettiğini de söyledi. Cesedi ortadan kaldırdıktan sonra eve gidip namaz kıldığını, ardından arama çalışmalarına katıldığını söyleyen gizli tanık, Salim Güran’ın göstermeli olarak arama çalışmalarında yer aldığını itiraf etti.
NARİN’İN ÖN OTOPSİ RAPORU: ÖLÜM ŞEKLİ VE ZAMANI BELİRLENEMEDİ
Narin Güran’ın Diyarbakır Adli Tıp Kurumu’nda yapılan otopsisinin ön raporu ortaya çıktı. Raporda Narin’in içinde olduğu çuvalda cesede ait olduğu değerlendirilen kaval kemiği bulunduğu, cansız bedeninden 91 örnek alındığı, çürüme başladığı gerekesiyle ölüm şekli ve zamanının belirlenemediği belirtildi. Kesin ölüm sebebinin Diyarbakır Adli Tıp Kurumu Biyoloji İhtisas Dairesi’nce yapılacak çalışmayla belirleneceği belirtilen raporda, şöyle denildi:
“Cenaze bütünlüğü bozulmadan önce ve cesedin içerisinde bulunduğu çuvaldan çıkarılmadan skopi işlemlerine tabi tutulduğu, radyoloji uzmanı ve adli tıp uzmanları eşliğinde gerekli incelemelerin yapıldığı, sonrasında moleküler ve genetik incelemeye esas olacak biyolojik bulgu, sürüntü örneklerinin detaylıca cesedin her noktasından olacak şekilde alındığı, ceset üzerinden alınan örneklerden istismar dahil her türlü suçu ortaya çıkaracak şekilde örneklerin alındığı, toplamda 91 adet örnek alındıktan sonra cesedin tekrar skopi işlemine tabi tutulduğu, skopi işlemi ardından klasik otopsi yapılmak üzere ceset otopsi salonuna alındı.
Otopsi işlemleri yukarıda belirtilen Adli Tıp uzmanları eşliğinde yapılan işlemlerin tümü kamera kaydı alınmak suretiyle usulüne uygun bir biçimde başlanıldığı, Adli Tıp Uzmanlarınca cesedin açıldığı, sol bacak diz kapağında itibaren kopma olduğu, cesedin bulunduğu bir çuval içerisinde cesede ait olduğu değerlendirilen muhtemel kaval kemiği olduğu değerlendirilen kemiğin muhafaza altına alınarak diğer kemik parçalarının da alınarak, beraber İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığına gönderilerek, bacaktaki kopmanın sebebinin ancak burada yapılacak inceleme ile çözümlenebileceği, iç organlarda gerekli incelemelerin yapılarak numunelerin alındığı, cesedin tümü üzerinde hemen her dokudan örnek alınıldığı, alınan doku örnekleri, iç organların üzerinde patolojik çalışmalar yapılması gerektiği, saçlı doku üzerinde gerekli kimyasal incelemelerin yapılması amacıyla örneklerin alındığı, Adli Tıp Uzmanlarının ilk izlenimlerinde cesette ciddi anlamda çürüme başlamış olduğundan somut bir beyanda bulunmanın mümkün olmayacağı, yapılan otopsi işleminde bu aşamada gözle görünür bir kesici- delici alet veya ateşli silah yaralanması, iç kanama bulgusu elde edilemediği, cesetteki çürüme sebebiyle ölüm zamanına ilişkin bir beyanda da bulunulamayacağı, kesin ölüm sebebinin Diyarbakır Adli Tıp Kurumu Biyoloji İhtisas Dairesi’nce yapılacak moleküler incelemeler, patolojik çalışmalar, İstanbul Adli Tıp Kurumuna gönderilen numuneler üzerinde yapılacak incelemeler ile belirlenebileceği Adli Tıp Heyetince belirtilmiştir.”
“GİDİN YALAN KONUŞUN, TAMAM MI”
Narin’in bir yakını, cenaze bekleme salonunun önündeyken kalabalığa dönerek, “Gidin yalan konuşun, tamam mı” diye bağırdığı görüntüler dikkat çekmişti. Görüntülerde, önce yanındaki kadın daha sonra ise bir erkek Narin’in yakınını susturmaya çalışmıştı. Bir kez daha “Yalan konuşun” diye bağıran kadına bir adam yumruk atmıştı.
NARİN’İN AKRABALARINDAN GAZETECİYE TEHDİT
Bugün de Narin’in akrabalarının bölgedeki gelişmeleri anbean takip eden Muhabir Ferit Demir’i tehdit ettikleri öğrenildi. Her yayında yer değiştirdiğini ifade eden Demir, “Bugün mezarlıkta biri yanıma yaklaştı ve ‘Aslında bizim seni öldürmemiz gerekiyor, sen niye bunları söylüyorsun’ dedi” şeklinde konuştu. Demir açıklamasında şunları kaydetti: “Bir milletvekilinin ‘Bildiğimiz çok şey var anlatamıyoruz’ demesi çok doğru bir mantık değil. Biz bildiklerimizi güvenlik birimlerine anlattık. Gazeteci olarak şüphelerimizi, olabilecek durumu ve muhtarın ikinci günden itibaren asıl şüpheli budur diye ben ve gazeteci arkadaşlarımız söyledik.
“BİZİM SENİ ÖLDÜRMEMİZ LAZIM”
Gerçekleri anlattığımız için bunu bugüne kadar anlatmadık. Narin bulunduğu için söylüyorum ben. Defalarca her yayında yer değiştiriyorum. Gerçekleri söylüyorsun diyerek tehdit ediyorlar. Bugün mezarlıkta biri yanıma yaklaştı ve ‘Aslında bizim seni öldürmemiz gerekiyor, sen niye bunları söylüyorsun’ dedi. Biz geri adım attık mı atmadık, neden atalım. Ortada Narin var, gencecik bir çocuk var. Narin’e ne olduğunu bulmaya çalıştık, geri adım atmadık. Adli Tıp önünde biri saldırmaya çalıştı, yayına yansıtmadık.”
NE OLMUŞTU?
21 Ağustos’ta Bağlar ilçesi Tavşantepe Mahallesi’nde Kur’an kursuna giden Narin Güran çıkışta evlerine dönmeyince ailesi kendi imkanlarıyla aramış, aramadan da sonuç alınamayınca Narin’in babası Arif Güran aynı gün saat 20.00 sıralarında kızının kayıp olduğunu bildirmişti. Bunun üzerine çok sayıda arama kurtarma ekibinin sevk edildiği bölgede çalışmalar başlamış, mahalledeki evler ve köye giriş yapan araçlarda arama yapılmıştı.
Arama çalışmaları sürerken, soruşturma kapsamında Narin Güran’ın ağabeyi E.G. (18), kolundaki ısırık izleri nedeniyle gözaltına alınmıştı. İstanbul Adli Tıp Kurumu’ndaki incelemede, ısırık izlerinin Narin’e ait olup olmadığı tespit edilemeyince E.G. serbest bırakılmıştı.
Ardından Narin’in amcası, aynı zamanda kırsal Tavşantepe Mahallesi’nin muhtarı Salim Güran gözaltına alınmıştı. Aracından alınan DNA örneklerinin Narin’in kıyafetlerindeki DNA örnekleri ile eşleştiği belirlenen Salim Güran, ‘kasten öldürme’ ve ‘kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ suçlarından tutuklanmıştı.
Daha önce aranan yerlere tekrar yoğunlaşan ekipler, mahalleye 2 kilometre uzaklıktaki Eğertutmaz Deresi’nde çalışma yaptı ve Narin’in cansız bedeni, 19. günde bulundu. Narin’in öldürüldükten sonra çuvalla dereye atıldığı, üzerinin taşla kapatıldığı tespit edildi.