Eski AK Parti Milletvekili Şamil Tayyar, Beyoğlu’nda genç bir kıza tecavüz girişiminde bulunan şahısların sosyal medyada oluşan tepkiler sonrası tutuklandığını hatırlattı. Tayyar “Üzülerek söyleyeyim, hani sosyal çürüme diyoruz ya, yargıdaki çürüme ilk sırada yer alır. Saldırının anbean görüntüleri var. Delil daha nasıl olsun? O halde niye bırakıyorsunuz?” ifadelerini kullandı.
İstanbul Beyoğlu’nda 2 şahıs sokak ortasında yürüyen genç bir kadına tecavüz girişiminde bulunurken kamuoyunda oluşan tepkilerin ardından gözaltına alınmışlardı.
AK PARTİLİ İSİMDEN SERT TEPKİ
Yaşanan olay ve süreç tepkilere neden olurken eski AK Parti Milletvekili Şamil Tayyar da o görüntüler üzerinden yargıyı hedef aldı. Tayyar “Üzülerek söyleyeyim, hani sosyal çürüme diyoruz ya, yargıdaki çürüme ilk sırada yer alır. Saldırının anbean görüntüleri var. Delil daha nasıl olsun? O halde niye bırakıyorsunuz?” ifadelerini kullandı.
“SOSYAL MEDYADAKİ TEPKİLER ÜZERİNE TUTUKLANDILAR”
AK Partili Şamil Tayyar’ın açıklaması şu şekilde; “Beyoğlu’nda bir kadına cinsel tacizde bulunan, neredeyse kalabalık ortasında tecavüze yeltenen iki sapık, çıkarıldığı mahkemece önce serbest bırakılmış, sosyal medyadaki tepkiler üzerine tutuklanmış. Bu karar değişikliği ilk değil, çok örnek var. Bunları tartışırken kimi vakit yargı camiasından şu tarz tepkiler yükselir: ‘Emniyet operasyon yapıyor, çoğu kez dosyanın içi boş, yargı delile bakar.’ Eyvallah. Saldırının an be an görüntüleri var. Delil daha nasıl olsun? O halde niye bırakıyorsunuz? O vakit, ‘Efendim, isnat edilen suçlamanın yatarı yok, neden tutuklansın’ deniyor. Tepki olunca tutukladınız. Demek ki mevzuat uygun, istenirse oluyor. Bir süredir AK Parti’ye baskı yapılıyor, ‘sosyal medyadaki baskılar yargıyı olumsuz etkiliyor’ gerekçesiyle yeni yasa isteniyor.
“MUTLAKA YASAL DENETİME TABİ TUTULMALI”
Sosyal medyadaki linç kültürünü kabul etmem mümkün değil, mutlaka yasal denetime tabi tutulmalı, ancak tüm eksik yanlarına rağmen yargı üzerindeki en etkili denetim mekanizması. Yargı da kendi muhasebesini yapsın. Üzülerek söyleyeyim, hani sosyal çürüme diyoruz ya, yargıdaki çürüme ilk sırada yer alır.”