Seçkin Piriler: Yatakta çok iyiydik

Seçkin Piriler gümbür gümbür geliyor. Yeni dizi projesiyle ekranlara dönmeye ve kendi tasarımlarıyla ‘Seçkin Piriler’ markasını yaratmaya hazırlanıyor. Posta Gazetesinden Oya Çınar’a röportaj veren Seçkin Piriler’den çok çarpıcı açıklamalar

İşte o çarpıcı açıklamalar;

Hayat nasıl gidiyor, mutlu musunuz? 

Her şey yolunda. İşime ağırlık verdim. Dört-beş aydır menajerim Şeyma Balkar ile çalışıyoruz. Güzel bir yol haritası çizdik. Kendimi televizyonda görmek istiyorum. Dizi ve sinema projesi geldi. İş görüşmeleri yüzünden Bodrum tatilimi erteledim.

Kendi tasarımlarınızı yapıyorsunuz bir yandan da…

Moda tasarımı mezunuyum. En büyük hayallerimden biri Seçkin Piriler markasını yaratmak. Kendimi yansıtan çılgın, dinamik ve genç bir marka olacak.

Çocuklarınızla ilişkiniz nasıl?

Çok güzel. Ama hassas noktalarımı öğrendiler, biraz kullanıyorlar. Dominant bir anne olamıyorum maalesef. Üzülmelerine dayanamıyorum.

KIRGINLIĞIM GEÇMİYOR

Çocuklarınızın babası Kaan ile aile ritüelleri yapıyor musunuz? 

Hayır yapmıyoruz.

Neden? 

Daha çok zaman gerekiyor. Öyle kolay düzelecek şeyler yaşamadım. Çok kötü günler geçirdim. Bana göre iyi giden bir evliliğim vardı. Kırgınlıklarım devam ediyor.

O nasıl görüşüyor çocuklarla?

İşim olduğunda arıyorum. O evde çocuklarla ilgileniyor, ben çıkıyorum. Bir araya gelmek istemiyorum kesinlikle.

Bir buçuk yıl geçti. Hiç mi soğumadı kırgınlıklarınız? 

Beni ancak ayrılık acısını yaşamış biri anlar. “Üzülme geçer” demekle olmuyor. Geçmiyor. Kimse kimseyle hayat boyu birlikte olmak zorunda değil ama nasıl ayrıldığın, ayrılık sürecinde yaşatılanlar önemli. Bunlar senin karakterini belli eder.

KARDA YÜRÜYÜP İZİNİ BELLİ ETMİYORMUŞ

Aldatıldığınızı hiç mi hissetmediniz?

İki gün önce kucağında oturuyordum, nasıl anlayabilirdim! Karda yürüyüp izini belli etmeyenlerdenmiş. Konseri olmadığında hep evdeydi. Meğer konserlerine götürüyormuş.

Kadınlar aldatıldıklarını anlar ama susar bazen… Bunu tercih etmiş olabilir misiniz? 

Şüpheleneceğim hiçbir şey olmuyordu ki!

Yataktada mı!?

Son ana kadar yatakta her şey çok iyiydi. Hatta beni aldattığını gazeten öğrenmeden üç gün önce Bodrum’da oteldeydik, her şey harikaydı. El ele, göz göze, diz dizeydik. Kaan gelince çocuklardan önce beni öperdi. Üçüncü çocuğu istiyordu. “İki erkeğin yanına bir kız yakışır”diyordu. Bizi tanıyan herkes biliyor bunları. Her şeyimiz yerli yerindeydi.

Öğrenince ilk tepkiniz ne oldu?

Aldatıldığımı o malum fotoğrafla öğrendim. İsmi lazım değil karşı taraf, “Evlilik kurumuna saygım var ama ortada gerçek bir evlilik varsa” dedi. Sinir krizleri geçirdim. Kaan’ı sarsarak soruyordum, “Söyleeeee! Gerçek değil miydi evliliğimiz, söyleeeee! Gözüme bakarak söyle!” diye.

Kaan Bey ne dedi?

“Tabii ki gerçekti” dedi. Gerçekti çünkü. Bir de babamı çok yeni kaybetmiştim. Kendi acımı bastırmaya çalışıyorum, ailemi teskin etmeye çalışıyorum. Üstüne bir de bu… Geçirdiğim travmayı düşünebiliyor musun? Şok geçirdim. Kaan zaten duygularını belli eden, ‘mıç mıç’ bir adam değil. Ağır bir tip. Ama beni sevdiğini her zaman, her şekilde hissettirirdi.

KAAN, SEVGİLİM OLDUĞUNA DAİR HABERLERE DELİRDİ

Bazı kadınlar inat ediyor, aldatıldığında boşanmak istemiyor… 

O tip biri değilim. Basında üç ay sonra “Karar verildi” diye yazdılar. Halbuki ben kararımı hemen verdim ama avukata gidemedim. İki çocuk var kolay değil ki!

Ayrıldıktan sonra Kaan Bey’in arkadaşı olduğu iddia edilen Levent Özer ile birlikte olduğunuz yazıldı… 

Alakam yok. Ayrıca Kaan’ın arkadaşı değil, hayranı. Bir kaç kere denk geldik. Saçma sapan şeyler yazdılar. Kaan da sinirlendi o haberlere, delirdi.

Ne münasebetle deliriyor? Kendisi başka bir kadınla...

“Böyle saçma haberlerin içinde neden yer alıyorsun?” diye… Bak gözünün içine baka baka söylüyorum sana. Ayrıldıktan sonra kimseyle birlikte olmadım. Gencim, güzelim diye insanlar hayatımda kimsenin olmadığına inanmıyor. Olursa göğsümü gere gere söylerim. Bekar bir kadınım. Neden saklayayım ki!

Geçtiğimiz günlerde Bebek’te Nurgül Yeşilçay’ın eski sevgilisi Özgür İnal’la görüntülendiniz…

Arkadaşım. Biz o gün arkadaşlarla toplanmıştık. Sonrasında Özgür evime bıraktı. Anlamıyorum bu haberleri. Tabii ki arkadaşlarım olacak. Bir kadın ve bir erkek yemeğe de çıkar, sinemaya da gider, sabaha kadar dans da eder. İlle sevgili mi olmak zorundalar!

YAŞLI BİR ADAMLA KENDİMİ HAYAL DAHİ EDEMEM

Bu travmalar yüzünden mi hayatınıza kimseyi almıyorsunuz? 

Yani, kolay değil ki! Sadece o da değil. Kaan’dan önce hayatıma ciddi anlamda kimse girmedi. Ufak tefek flörtlerim olmuştur ama hiç aşık olmadım. İlk kez Kaan’a aşık oldum. Hem de görür görmez…

Nasıl tanıştınız?

Konserde. Bir arkadaşımla gitmiştim. Öncesinde de özel bir hayranlığım yoktu aslında. Sadece şarkılarını dinler, severdim o kadar. Ama gördüğüm an çok başka bir şey oldu. İnsanın başına öyle kolay kolay gelecek bir şey değil bu.

Bundan sonra hayatınıza girecek kişi nasıl olmalı?

Hayat görüşü olan, bana bir şeyler öğretebilecek, konuşmayı, oturmayı kalkmayı bilen, ağır bir tip olmalı. Şımarık, ‘lay lay lom’ olmasın, ağır olsun. Kaan öyleydi. Ağırdı.

Acaba hâlâ aşık mısınız yoksa? 

Hayır, çok kırgınım sadece.

“Aşık olacağım adam benden büyük olmasın” demişsiniz… Neden?

İstemem. Benden küçük olabilir ama büyük tercih etmem. Daha genç, dinamik insanları seviyorum. Büyük konuşmak istemem ama yaşlı bir adamla kendimi hayal dahi edemem.

Yeniden evlilik ve çocuk fikrine nasıl bakarsınız?

Evlilik olabilir ama çocuk yeter artık. İki oğlum var. Bundan sonra tüm hayatım iki çocuğum ve işim olacak. Bir daha işimi geri plana atmayacağım. Bir kadının ekonomik özgürlüğü önemli. Pişman değilim ama evliliğimdeki büyük hatalarımdan biri de buydu.

BİR TEK KAAN’IN YANINDA NEFES ALABİLİYORDUM

Evliyken çalışmamak sizin tercihiniz miydi? 

15 yaşından beri bilinen bir insanım. Çok güzel teklifler geliyordu. Ama ben bu adamla o kadar mutluydum ki… Onun yanında olmak için arkadaşlarımdan, işimden vazgeçtim. Tanıştığımız andan itibaren sadece ve sürekli onunla olmak istiyordum. Onsuz hiçbir yerde duramıyordum. Bir tek onun yanında nefes aldığımı, yaşadığımı hissediyordum. Hiçbir şey yapmasın, yanımda dursun öyle… Bu bana yetiyordu. Evlenip üst üste iki çocuk da gelince, onları bakıcıya bırakmak istemedim haliyle.

Hayatınıza girecek kişinin maddi gücü önemli mi?

Asla. Benim için maneviyat önemli. Beş parasız bile olabilir. Yeter ki onunla birlikte olmak için can atayım. O zaman ne kazandığı paranın, ne de oturduğu yerin önemi olur.

ilişkilerinizde kıskanç mısınızdır? 

Sıfır. Telefon karıştırmam, “Neredesin, nereye gittin?” diye sormam. Kaan da bana hiç karışmazdı. Hele kıyafetlerime asla. O konserlere gittiğinde hangi otelde kaldığını bile sormazdım. Güvenim tamdı. Her konuda çok saygılıydım. O, evde çalışırken çıt çıkarmazdım, rahatsız etmezdim.

Bunlar hata mıymış?

Keşke kıskançlık yapsaymışım diyorum şimdi. Bu travmanın izlerini yeni bir ilişkim olduğunda göreceğim. Bundan sonra kıskanç olur muyum, ne yaparım bilmiyorum. Eskiden sakin bir insandım, artık agresifim.

ESKİ ZAMANDA YAŞASAK KUMAM OLACAKTI
 

İlişkisi ortaya çıkınca Kaan Bey hemen boşanmak istedi mi? 

Hayır hiç istemedi. Amerika vizem vardı o sıra. “Boşanmayalım, Amerika’ya git gel sonra konuşalım bunları” dedi. Evden giderken bile, “Bir yıl sonra geri dönersem kapını açar mısın bana?” diye sordu.

Siz ne dediniz?

“Hayır” dedim. Ne diyeceğim. Erkek psikolojisi. Her şeyi bir arada istiyorlar. Eski zamanda yaşasak malum şahıs kumam olacaktı. O avukat konuşmaları, o protokolü imzalamak kabusum oldu. Kaan’ın annesibabası bir arada. Benimkiler babam vefat edene kadar ayrılmadılar. Bizim de en büyük hayalimiz ömür boyu birlikte olmaktı. Kaan hep, “Biz de onlar gibi hiç ayrılmayacağız, ölene kadar birlikte olacağız” derdi. Çok güzel bir aileydik. “Ne oldu bize” diye ağlarmışım şimdi…