İstanbul’da üst üste gelen afetler sonrası, Türkiye’de iklim değişikliği performansı tekrar gündeme geldi.
Bu konuda en yetkin uluslararası değerlendirme raporu olan “İklim Değişikliği Performans Endeksi 2017” raporuna göre Türkiye’nin notu “ÇOK ZAYIF” olarak kırmızı hatta yer alıyor.
Alman Kalkınma ve Çevre Örgütü Germanwatch ve Avrupa İklim Eylem Ağı (CAN – Climate Action Network Europe) tarafından, 2005 yılından beri her yıl Kasım veya Aralık aylarında gerçekleştirilen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi Taraflar Konferansında yayımlanan bir endeks olan İklim Değişikliği Performans Endeksi (CCPI) enerji ile ilişkili küresel CO2 emisyonlarının %90’ından fazlasını oluşturan 58 ülkeyi kapsıyor ve küresel CO2 emisyonlarının %1’inden fazlasını salan tüm ülkeler endekse dahil ediliyor.
Endeks iklimi koruma konusunda başarısız olan ülkelerin yanı sıra, iklim politikalarında iyi uygulamaları olan ülkeleri de vurgulayarak, ülkeler üzerinde siyasi ve toplumsal baskı oluşturulmasını amaçlıyor.
İndekste yer alan verilere göre dünya çapında 1996 ile 2015 yılları arasında 11 bin iklim kaynaklı aşırı iklim olayları meydana geldi. Bu olaylarda 530 bin kişi hayatını kaybetti. Olaylar 3.3 trilyon dolarlık (Satın alma paritesi) hasara yol açtı.
ENDEKS KİM TARAFINDAN HANGİ KRİTERLERE GÖRE DEĞERLENDİRİLİYOR
İklim değişikliği performansı, tek bir bileşik göstergede birleştirilen on beş farklı gösterge ile ölçülmektedir.
Göstergeler; emisyon düzeyleri, emisyonların gelişimi, verimlilik, yenilenebilir enerji ve iklim politikası olarak beş kategoriye ayrılmıştır.
Emisyon düzeyleri %30, emisyonların gelişimi %30, yenilenebilir enerji %10, verimlilik %10 ve iklim politikaları %20 puandır. Bu şekilde puanlama yapılarak ülkelerin puanları hesaplanıyor. 0 en düşük puan ve 100 en yüksek puan olmak üzere ülkeler en yüksekten en düşüğe doğru sıralanmaktadır.
İklim değişikliği performans endeksi ülkeleri mutlak terimlerle değerlendirmeyip birbirleri ile kıyaslamaktadır.
Ülkeler, iklim değişikliği performansı sıralamasındaki yerine göre değerlendirilmektedir. Değerlendirmenin %80’i emisyon trendi ve düzeyi ile ilgili objektif göstergelere dayanmaktadır. %20’si ise ilgili ülkelerden 300’den fazla uzmanın ulusal ve uluslararası iklim politikalarını değerlendirmelerine dayanmaktadır.
Bugüne kadar hiçbir ülke tehlikeli iklim değişikliğine karşı yeterli derecede harekete geçmeyip, hiçbir yüksek emisyon ülkesi 1.5-2°C limitine göre hareket etmediği için listenin ilk üç sırası boş bırakılmaktadır.
TÜRKİYE SONUNCU SIRADA
Fas’ın Marakeş kentinde gerçekleşen İklim Değişikliği Performans Endeksi 2017’de, küresel düzeyde yenilenebilir enerji ve enerji verimliliğinde olumlu gelişmeler yaşandığı görülürken, gerekli olan enerji devriminin hala yeterince hız kazanmadığı görülmektedir.
2017 İklim Değişikliği Performans Endeksi’ne göre Türkiye, geçen yılki sıralamada yerini koruyarak listenin 51. sırasında yer alarak , ‘çok zayıf’ olarak derelecelendirilirken iklim politikasında sonuncu sırada yer almaktadır.
Bunun başlıca sebebi, Türkiye’nin ulusal katkı belgesindeki hedefinin yalnızca artıştan azalım üzerinden olması ve yetersiz nitelendirilmesi.
Ayrıca Türkiye’nin rüzgar ve güneş enerjisi merkezli yenilenebilir enerji kaynaklarını geliştirmek üzere ilerici iklim politikaları geliştirmemesi, aynı zamanda kömürü merkezine alan enerji politikaları ile kömüre verdiği teşvik ile imtiyazlar Türkiye’nin iklim performansı konusunda liderlikten uzak olduğunu göstermektedir.
Uzmanlar, iklim korumaya yönelik birçok projenin finansmanının ulusal bütçelerden ziyade uluslararası kuruluşlardan kaynaklandığını eleştirmektedir. Raporda yenilebilir enerjide geriye dönük bir eğilimin daha da azaldığını görülürken, sadece 58 ülkenin 2’sinin (Türkiye ve Cezayir) daha önce olduğundan daha az yenilenebilir enerji kullandığı belirtiyor.
TÜRKİYE’NİN ONAYLAMADIĞI PARİS ANTLAŞMASI NEDEN ÖNEMLİ
İklim değişikliği konusunda kötü şöhretli ülkelerden Japonya 8 Kasım’da, Avustralya 9 Kasım’da anlaşmayı onaylamış bulunmaktadır.
Böylece dünyanın en büyük 20 ekonomisinin temsil edildiği G20 ülkelerinden sadece Türkiye, İngiltere ve Rusya anlaşmayı onaylamayan ülkeler arasında yer almaktadır.
İngiltere hala üyesi oldu AB’nin anlaşmayı 4 Ekim’de onaylamasıyla anlaşmanın yükümlülüğü altına girmiş durumdadır.
Paris Antlaşması emisyon azaltımı gibi konularda gelişmiş/gelişmekte olan ülke ayrımı yapmada da, gelişmiş ülkelerin gelişmekte olan ülkelere teknoloji transferi ile iklim finansmanı sağlanmasını hükmektedir.
GELİŞMİŞ ÜLKELER NE DURUMDA?
2017 İklim Değişikliği Performans Endeksi’ne göre Kanada (55), Avustralya (57) ve Japonya (60) çok zayıf olarak tanımlanan en alttaki grupta yer almaktadırlar.
Sıralamada Japonya, Japon uzmanların hükümetlerinin iklim politikalarını çok zayıf olduğu yönünde eleştirdikleri için, bir kez daha iki sıra gerilemiştir.
Avustralya hükümetin iddiasız iklim politikaları ve gerileyen enerji verimliliği için eleştirilmektedir. Dünyanın en fazla emisyon salınımını gerçekleştiren Amerika Birleşik Devletleri (43) ve Çin’in (48) performansları CCPI tarafından hala zayıf olarak değerlendirilmektedir.
ABD neredeyse her kategoride gerileyen performansından dolayı birkaç sıra gerilemiştir.
Çin ise zayıf olarak değerlendirilen ülkeler arasında yer almasına rağmen, olumlu gelişmeler göstermektedir.
Geçtiğimiz yıl küresel kömür tüketimindeki azalma sayesinde, 30 kömürlü termik santralin inşaatını durdurmuştu.
Germanwatch’dan Jan Burck’in 2017 değerlendirmesine göre : “ Küresel enerji devrimi için şartlar hiçbir zaman bu kadar iyi olmamıştı. Yenilenebilir enerji ve verimli teknoloji maliyetlerinin düşmesiyle birlikte, artık hükümetlerin Paris Antlaşması’nı ulusal yasaya dönüştürmemeleri için bahaneleri kalmıyor. Yenilenebilir enerjideki büyük gelişmelerin yanında fosil yakıtların gerilediğine dair olumlu sinyaller görmekteyiz. Şu ana kadar, düşen petrol fiyatları bu enerji kaynağının talebini arttırmadığı gibi, kömüre arkalarını dönmeye başlayan ülkelerin sayısı da artmaya devam ediyor” sözlerine yer vermiştir.
Bu yıl, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi Taraflar Konferansına ev sahipliği yapan Fas listede 8. sırada yer alarak iyi derecelendirmesi bulunan tek AB üyesi olmayan ülke olarak CCPI’de ki yükselişini devam ettirmektedir. Fas’ın yenilenebilir enerjiye yapmış olduğu ciddi yatırımlar, orta ve uzun vadeli hedefleriyle, Afrika kıtasının öncüsü olarak görülmektedir.
CCPI 2017’de sıralamalarında ilerleme kat eden Hindistan (20. sıra), Arjantin (36. sırada) ve Brezilya (40) gibi, gelişmekte olan G20 ekonomilerde de pozitif ilerleme gözlemlenirken Türkiye,58 ülkelik listenin 51. sırasında yer alarak notu çok zayıf olarak değerlendirilmektedir. Bu sene 4. Sırada yer alan Fransa, geçen yıl Paris Antlaşması’nı mümkün kılan olağanüstü diplomasiden faydalanarak ilk defa tablonun en üst sırasında yer almaktadır. Ümit verici iklim politikalarından dolayı, İsveç ve Birleşik Krallık listede Fransa’yı takip etmektedir.