Türkiye İstatistik Kurumu’nun açıkladığı dönemlik nüfus istatistikleri, Türkiye’nin demografik yapısındaki dönüşümü ortaya koydu. 0-4 yaş aralığındaki çocuk sayısı 2025 yılı itibarıyla 4 milyon 945 bin 831’e gerileyerek Cumhuriyet tarihindeki en düşük seviyelere geriledi.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), ilk kez yayımladığı Dönemlik Nüfus İstatistikleri ile toplumdaki yaş dağılımına dair dikkat çeken veriler ortaya koydu. Buna göre, Türkiye artık genç bir ülke değil; yaşlı nüfus artarken çocuk sayısı düşüyor.
Yaşlı nüfus bir yılda yarım milyon arttı
TÜİK verilerine göre, 2025 yılı itibarıyla 65 yaş ve üzeri kişi sayısı 520 bin artışla 9 milyon 437 bine ulaştı. Bu da yaşlıların toplam nüfus içindeki oranını yüzde 11’e çıkardı. 2024’te bu oran yüzde 10,4’tü. Böylece Türkiye’de her 9 kişiden biri artık 65 yaş üstü.
Çocuk nüfusu azalıyor, oran tarihsel olarak en düşük seviyelerde
Verilere göre 0-14 yaş grubundaki çocuk sayısı, 2024’te 18 milyon 133 bin iken 2025’te 17 milyon 705 bine geriledi. Bu da çocuk nüfusun toplam içindeki oranını yüzde 21,2’den yüzde 20,6’ya düşürdü.
Özellikle 0-4 yaş grubunda dikkat çekici bir düşüş yaşandı. Bu gruptaki nüfus sadece bir yılda 278 bin azalarak 4 milyon 945 bine geriledi. Uzmanlara göre bu rakam, Cumhuriyet tarihinin en düşük seviyelerinden biri.
Kadınlar daha uzun yaşıyor, fark 90 yaş üstünde katlanıyor
Yaşlı nüfus içindeki cinsiyet dağılımına bakıldığında, kadınlar erkeklerden belirgin şekilde fazla. TÜİK’e göre:
Yaşlı erkek sayısı: 4 milyon 220 bin
Yaşlı kadın sayısı: 5 milyon 217 bin
Bu fark, 90 yaş ve üzeri nüfusta daha da çarpıcı: 76 bin 841 erkeğe karşılık tam 174 bin 340 kadın yaşıyor.
Çalışma çağındaki nüfus sabit kaldı
15-64 yaş aralığını kapsayan ve “çalışma çağındaki nüfus” olarak tanımlanan grup, hem 2024 hem 2025 verilerinde toplam nüfusun yüzde 68,4’ünü oluşturdu. Bu oran kısa vadede sabit seyrediyor.
2080 projeksiyonu: Her 4 kişiden 1’i yaşlı olacak
TÜİK’in uzun vadeli projeksiyonlarına göre, 2080 yılına gelindiğinde Türkiye nüfusunun yüzde 25’i 65 yaş ve üzeri olacak. Yani dört kişiden biri “yaşlı” sınıfında yer alacak.
Demografi uzmanları, bu dönüşümün sadece sağlık değil, ekonomi, sosyal güvenlik ve istihdam politikaları açısından da önemli sonuçlar doğuracağı uyarısında bulunuyor.