Türk Dermatoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Murat Durdu, Şu an, günümüzde polikliniğe gelen hasta sayısını 40 olarak ele alırsak; bunun en az 3- 4’ü uyuz vakası olmaktadır. Bu konuda bazı çalışmalar yapılmış. Son 3- 4 yıl içerisinde 30- 40 kat arttığı ile ilgili veriler var dedi.
İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Deri ve Zührevi Hastalıklar Anabilim Dalı ev sahipliğinde, bu yıl 31’incisini düzenlenen Ulusal Dermatoloji Kongresi 18-22 Ekim tarihleri arasında Antalya’da gerçekleştiriliyor.
Türkiye genelinde kamu ve özel hastaneler ile üniversite hastaneleri de olmak üzere binin üzerinde dermatoloğun katıldığı kongrede Türkiye’nin deri hastalıklarındaki başarı oranı, deri hastalıklarında dünyada yapılan son çalışmalar tartışılıp görüşülüyor.
Türk Dermatoloji Derneği, kongre kapsamında Türkiye’de her geçen gün artan uyuz vakalarıyla ilgili bilgilendirmelerde bulundu.
Dernekten yapılan açıklamada, uyuz hastalığının bilimsel adının Sarcoptes scabiei olduğu ve mikroskopik sekiz bacaklı akarların sebep olduğu bir enfestasyon olduğu ifade edildi.
Akarların deriye bıraktığı yumurtalar ve dışkı atıklarının deride alerjik tepkime, rahatsız edici bir kaşıntı ve döküntüye neden olduğu aktarılarak “Sıcak duş sonrası ve özellikle geceleri artan kaşıntı en büyük bulgulardandır. Kaşıntı özellikle el ve ayaklarda parmak araları, kulak arkaları, bel bölgesi ve koltuk altlarında yoğunlaşır. Deri içerisinde parazitlerin açtığı tüneller hastalık için oldukça tipiktir. Bu tünellerin ucunda küçük kabarıklıklar, su toplamaları ve kabuklanmalar görülebilir.” ifadelerine yer verildi.
Uyuzun dünyada belli dönemlerde salgınlara yol açtığı belirtilerek, “Yirmi yıl önce bir uyuz hastası gördüğümüzde ‘uyuz halen var mıymış’ derdik ve çok şaşırırdık. O zamanlar hastalara uyuzu açıklamak için de ‘sosyete uyuzu’ gibi bir şey söylenirdi. Çünkü insanlar bu durumu gerçekten kabullenmezlerdi.
O zamanlar Türkiye’de yok gibi diyebileceğimiz uyuz son 5-6 yıldır ülkemizde salgın şeklinde. Bırakın artık günde bir vaka görmeyi, günde 3-5 hasta görmeye başladık. Bazı hastanelerde dermatologlara başvuran hastaların %30-40’ını uyuz oluşturduğu belirtilmektedir.
Ülkemizde yapılan çalışmalarda uyuz vakalarının 2017 yılına göre 2018’yılında yaklaşık 7 kat arttığı, 2017 ile 2019 yılı karşılaştırıldığında ise 30 kat artış gösterdiği bildirilmiştir.
Şunu açıkça söylemek gerekir ki Türkiye’de uyuz vakaları geçen yıla göre yüzde 30 arttı. Düzensiz göçü, pandemiyi, kısıtlı sürede hasta muayene etmeye çalışmayı ve ne yazık ki ülkemizdeki depremler nedeniyle insanların toplu yaşamak zorunda kalması, temizlik için gereken su ihtiyacının karşılanamaması uyuzdaki artışın nedenleri olarak sayılabilir.” değerlendirmesinde bulunuldu.
Uyuz hastalığında doğru teşhisin konulması için mutlaka dermatoloji uzmanının detaylı muayenesi gerektiğini ifade eden Türk Dermatoloji Derneği, “Hekim tarafından uyuz akarlarının belirtileri kontrol edildikten sonra vücutta gözlemlenen akarlar dermatoskop yöntemiyle incelenir ve yine hekim tarafından gerek görülürse bölgesel kazıma yapılabilir. Ancak ne yazık ki 5 dakikalık bir muayene süresi, teşhis için hastaya gereken vakti ayırmak için yeterli değildir. Bu da uyuz tanısı almamış ve tedavisine başlanamamış hasta demektir. Böylelikle bulaş devam etmekte daha fazla kişi uyuzdan etkilenmektedir.
Yenidoğan bebeklerin çok sayıda kişiye yakın temasının olması ve kaşıntıyı ifade edemedikleri için geç tanı alması nedeniyle bebekler önemli bir bulaş kaynağı olmaktadır. Ayrıca bebek ve küçük çocuklarda uyuz sırasında bazı bakteriyel enfeksiyonların sıklığı arttığından bu enfeksiyonlara bağlı böbrek veya kalp problemleri gelişebilir. Bu sebeple bu yaş grubunda uyuz teşhisini koymak ve uygun tedaviye başlamak hayati önem arz eder.” şeklinde açıkladı.