Yunanistan’da sahil güvenlik ekiplerinin mülteci teknesini batırması sonucu 78 kişi hayatını kaybederken, yüzlerce kişi kayboldu.
Yunanistan, düzensiz mültecilere karşı bir kez daha insanlık dışı uygulamaya imza attı. Akdeniz açıklarında Yunan sahil güvenliği, içinde Avrupa’ya geçmeye çalışan 750’den fazla düzensiz göçmenin olduğu balıkçı teknesini batırdı. Balıkçı teknesi Pylos kıyılarında devrilirken, yüzlerce göçmen denizde boğuldu.
YÜZLERCE KİŞİ KAYBOLDU
Olayın ardından Yunanistan arama kurtarma çalışması başlattı. Ekipler 78 kişinin cansız bedenine ulaştı. 100’den fazla kişi kurtarılırken, yüzlerce kişinin ise kaybolduğu belirtildi.
Göçmenlerin hayatını kaybetmesi üzerine Yunanistan’da sokaklar karıştı. Pek çok noktada insan hakları savunucuları sokağa inerek protesto düzenledi. Polis ve göstericiler arasında çatışmalar yaşandı. Güvenlik güçleri protestoculara biber gazı ile müdahale etti.
Batan balıkçı teknesinde olan bir mülteci olay anını anlattı. Ölümden dönen mülteci, “Yunan hücumbotu halatı attı ama bir taraftan çekince bizim tekne sağa sola yalpalamaya başladı. Hücumbot çok hızlı gidiyordu. Bizim tekne sola yatmıştı. Ardından tekne battı.” dedi.
Yunan sahil güvenliği yaptığı açıklamada, 9 kişinin suç örgütü kurma, ihmali taksirle adam öldürme, tehlikeye maruz bırakma ve gemi kazasına neden olma şüphesiyle tutuklandığını belirtti.
Olaya Türkiye’den de sert tepki geldi. Dışişleri Bakanlığı yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi: “Düzensiz göçmen taşıyan bir balıkçı teknesinin 14 Haziran tarihinde Yunanistan açıklarında batması sonucu aralarında çocuk ve kadınların da bulunduğu çok sayıda can kaybı yaşanmasından büyük üzüntü duyuyoruz. Hayatını kaybedenlerin yakınlarına başsağlığı, yaralılara acil şifalar diliyoruz.
Akdeniz coğrafyasında yaşanan bu trajedi ne ilk ne de son olacaktır. Düzensiz göçe sebep olan nedenler ortadan kaldırılmadan bu tür felaketlerin önlenmesi mümkün değildir. Aksi yönde üretilecek çözümler sadece göçmenlerin ve sığınmacıların acıları ile denizlerdeki ölümleri artıracaktır.
Mültecilerin ve sığınmacıların yaşam koşullarının iyileştirilmesi ve sorunlarına kalıcı çözümler bulunması hepimizin ortak sorumluluğudur. Yaşanan bu elim olay, uluslararası toplumun bu konuya acilen çözüm bulma zorunluluğunu bir kez daha gözler önüne sermiştir. 20 Haziran Dünya Mülteciler Günü’nün yaklaşmakta olduğu bu günlerde, uluslararası toplumu bir kez daha adil sorumluluk ve yük paylaşımına davet ediyor, bölgemizdeki göç hareketlerinin kökeninde yatan sorunları ortadan kaldırmak için birlikte çalışmaya çağırıyoruz.”