Serenay Sarıkaya, InStyle dergisine verdiği röportajda kimseyle yarış içinde olmadığını söyledi. Ünlü oyuncu, hayatında sakin bir dönemde olduğunu, kendini yenilemek ve içsel gücünü artırmak için zaman ayırdığını anlattı.
Güzel oyuncu Serenay Sarıkaya, InStyle dergisinin kasım sayısı için objektif karşısına geçti. İki buçuk yıl boyunca yoğun bir tempoda çalıştıktan sonra dinlenmeye geçtiğini belirten oyuncu, şu ifadeleri kullandı:
“Hayatımın aslında hiç fena olmayan bir dönemindeyim. Biraz durmak, kendimi yenileyebilmek, geliştirebilmek için bu zamanı kendime tanımak istiyordum. Planladığım gibi tatlı gidiyor. Alıştığımın tersine, daha durgun ama başka yerlerden beslendiğim, kendimi içerden kuvvetlendirmeye çalıştığım, daha korunaklı kalmaya ihtiyaç duyduğum bir dönemdeyim.”
İnsanları anlamaya çalışmak beni besliyor
İnsan davranışlarını ve motivasyonlarını derinlemesine incelemeyi sevdiğini söyleyen Sarıkaya, bu yönünün oyunculuğuna da katkı sağladığını dile getirdi:
“Önce kendimle başladım bu derinlemesine inceleme işine, sonra etrafımdaki tüm insanlara da böyle bakmaya başladım. Bir yerde oturup insanları izleyerek, hikâyelerinin ne olabileceğini düşünerek saatlerimi geçirebilirim. Hiçbir zaman kimse için önyargıya sahip olan biri olmadım. Birini tamamen anlayabilmek mümkün olmasa da bu şekilde yaklaşmak, daha az yara almama sebep oldu. Tek yönlü bakmaktan kurtardı beni.”
Düşmekten hiç korkmadım
Serenay Sarıkaya, “En çok hangi yönünle gurur duyuyorsun?” sorusuna içten bir yanıt verdi:
“Gurur duymak değilse de, çocukça bir hırsa yenik düşmeden, daha yolun başında öğrendiğim ve hayatımı kolaylaştıran bir şey var. O da kendimden başka kimseyle bir yarış içinde olmamam. Başarı bazen ulaşılan bir yer, atlanılan bir eşik gibi görülebiliyor. Benim derdim hep kendimle oldu. Hep çocuksu bir hevesle kendimi anlamaya, keşfetmeye, gelişmeye, ilerlemeye meraklı oldum. Düşmekten, yeniden ayağa kalkmaktan hiç korkmadım. Serenay olarak kendim gibi yaşamaya gayret ettim sadece. Çünkü insan, sadece başarılı olmaya odaklanmaktan kendini mutlu eden şeyleri unutuyor. Dolayısıyla her seferinde şunları soruyorum kendime: ‘İyi miyim? Mutlu muyum?’ Yaşamı ve ona dair her şeyi çok seviyorum.”
Kusurlu olan bana daha gerçek geliyor
Yapay zekâ teknolojisine dair görüşlerini de paylaşan Sarıkaya, bu konuda temkinli olduğunu belirtti:
“Fazla ‘boomer’ olmamaya, yeni gelişmeleri en azından anlamaya çalışıyorum. Ama benim sanatta bile hep el emeği daha fazla ilgimi çekiyor. Hayatı kolaylaştırıcı bir tarafı da var ama bazı meslek gruplarını ortadan kaldırdığı kesin. Bu sebepten bu gibi gelişmelerle ilgili fikrimi hâlâ netleştiremiyorum. Ama şunu söylemek isterim ki ben hep insanın içinde olduğu, hatta birazcık kusurlu olan şeyi daha gerçek buluyorum.”