MHP lideri Devlet Bahçeli, “TSK kimyasal silah kullanıyor” iddiasında bulunan Türk Tabipler Başkanı Şebnem Korur Fincancı’ya sert sözlerle yüklendi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, TBMM’de partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin konularda değerlendirmelerde bulundu. Bahçeli’nin hedefinde, Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Şebnem Korur Fincancı’nın geçtiğimiz günlerde bir canlı yayında “Türk Silahlı Kuvvetleri kimyasal silah kullanıyor” şeklindeki skandal iddiası vardı.
Hakkında soruşturma başlatılan Şebnem Korur Fincancı’ya sert sözlerle yüklenen Bahçeli, “TTB’nin kapısına kilit vurulmasını tarihi önemde addediyorum. Türk düşmanı bir birliğin isminin başında Türk olamaz. Türk Tabipler Birliği Başkanı’nın vatandaşlıktan çıkarılması ve vatansız olmaya mahkum edilmesi akla en uygun seçeneklerden birisidir.” dedi.
“TÜRK ASKERİNE DÜŞMANLIK, DÜŞMANA ASKERLİKTİR”
MHP lideri sözlerini şöyle sürdürdü: “TSK’nın kimyasal silah kullandığını şerefsizce dillendirenlere kanacak kimse yoktur. İşgal için bahaneler oluşturulduğu bilinen gerçeklerdir. Türkiye’den Irak, Suriye çıkarma planları yapanlar sömürge piyonlarıdır. İP Başkanı’nın TTB’ne övgüleri hala hafızalarımızda olup en son dehşet verici iftiraya nasıl bir yorum getireceği merak konusudur. Herkesi uyarıyorum; Türk askerine düşmanlık, düşmana askerliktir. Türk askerine aslı astarı olmayan suçlamalarda bulunanlar, terörizme faaliyet yapan kansızlardır. Almanya’nın Köln kentinde husumet oluşumu tarafından düzenlenen konferansta PKK, FETÖ ve yeminli Türk düşmanları sahneye çıkmışlardır. Şerefli Türk hekimlerini hariç tutuyorum. Türk Tabipler Birliği’nin tıpla ilgisi kalmamıştır. FETÖ’nün kumpasları, PKK’nın iftiraları devam ederken FETÖ’den ihraç edilen 178 hakimin görevlerine iade kararı yenilir yutulur bir şey değildir. Bu kararı milletimize hakaret sayıyoruz. 15 Temmuz’un rövanşını almak için müsait zaman kollayanları hoş göremeyiz. Herkes aklını başına alsın.”
Bahçeli’nin açıklamalarından satır başları:
“Bu haftaki grup toplantımız vesilesiyle yapacağım konuşmaya geçmeden hepinizi muhabbetle selamlıyorum. Televizyon ekranlarından, radyo kanallarından toplantımızı takip eden aziz vatandaşlarımıza en kalbi selamlarımı iletiyorum. İnsanlık tarihini genel hatlarıyla incelediğimizde mücadele ve muhaberelerin ortaya çıktığı anda değil planlama aşamasında kazanıldığı görülecektir. Siyasi mücadelede muhalefet partilerine göre bir adım önde olmamızın sırrı buradadır. Hiçbir zaman çorak yere tohum ekmedik. Hiçbir zaman çuvalın ağzı dururken dibini açmadık. İlkelerimizden ödün vermedik, irademizden şaşmadık. İrfanımızdan sapmadık. Birileri gibi ülkü ve ülke sevdamızı bahis konusu yapmadık, siyasi müzayedeye bırakmadık.
“GÜCÜMÜZE GÜÇ KATIYORUZ”
Biz milletimizin uğruna varlığımızı adadık, bir doğrunun imanının bin eğriyi düzelteceğine inandık. Eskiyle yeninin arasında sıkışıp kalmadık. Milletimizle iç içe olduk, aynı hizada durduk, millet biziz dedik. Siyasi muhitler arası sürekli gezenlerle ne işimiz olmuş ne de ilişkimiz olacaktır. Buz üstüne bina yapıp içine girenler, ilk güneşte batacaklarını peşinen hesap etmelidir. İnancı sahte olanların iradesi kumandalıdır. Bir topal pire bir gecede 7 yastık dolaşırsa siyasi devşirmeler de buradan oraya savrulup duracaktır. Kendi evinizdeki bol tepsiyi görmeyip başkasından avucundan su içmeye kalkanların ne kandığı ne de doyduğu görülmüş, duyulmuş şey değildir. Bu tiplerden de adam olmaz, olamayacaktır. Biz milletimize nasıl hisset vereceğimizin amacıyla yoğruluyoruz. Hiç kimse kusura bakmasın, küçülmüş siyasetçilerin küçülmüş hesaplarına kafa yoracak değil. Çok şükür meydanlardan taşıyoruz, her gittiğimiz yerde kabul görüyor, gücümüze güç katıyoruz.
“TARAFIMIZ BELLİ, BİZİM ADAYIMIZ NETTİR”
Biz sıradağları birer birer aşmaya azmettik, kazanmaya da yemin ettik. 2023 yılında, 1923 yılının ilkelerini kesintiye uğratmayacağız. 2023 yılında, 1923 yılının ruh ve mirasını yağmalatmayacağız. Vatan kayık gibi yan giden zillete Türkiye’yi rehin bırakmayacağız. Zaman ayırıyoruz, sürekli faal halde bulunuyoruz. Bin defa helal olsun yeter ki Cumhur kazansın, yeter ki Sayın Recep Tayyip Erdoğan bir kez daha Cumhurbaşkanımız olsun. Tarafımız belli, bizim adayımız belli kararımız nettir. Manisa açık hava toplantımız yine düşman çatlatmıştır. Asıl gelenin Cumhur İttifakı, asıl gelmekte olanın MHP olduğunu ne görüyorlar ne de göstermeye ciğerleri yetiyor.
Biz yürüdükçe dağılıyorlar, biz yükseldikçe kaçışıyorlar. Boşuna nefes tüketmesinler, bizim bölünecek vatanımız yoktur, bizim inecek bayrağımız yoktur. Bizim zillete düşecek ülkemiz yoktur. Yarınlar, bugünden çok daha güzel olacaktır. Türkiye’nin yolu da bahtı da ardına kadar açıktır. Karamsarlarla işimiz yoktur, gücümüz Türkiye, güvencemiz büyük Türk milletidir. Milliyetçi hareket yalan haberlere, yalancıların oyunlarına hem kapalı hem de karşıdır. Buradan MHP’nin fedakar teşkilatlarına, asil dava arkadaşlarıma, milletimin her güzel insanına gönülden teşekkürü bir vefa borcu kabul ediyorum. Allah hepinizden razı olsun diliyorum.
“ZİLLET İTTİFAKI’NIN ADAYI ÜZERİNDE TOTO OYNUYORLAR”
Aşağı yukarı 1 buçuk yıldır zillet ittifakının cumhurbaşkanı adayı üzerinde papatya falları açılıp çekilişler yapılıyor. Sistematik bir propaganda sürekli tedavülde tutuluyor. Zillet ittifakını oluşturan partiler arasındaki görüş ayrılıkları sinir harbini kamçılıyor. Zillet partileri susuz vadide küreksiz tekneyle mesafe almaya çalışıyor. Buna da uyum diyorlar. Yabancı ülkelerde Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’nı yüzleri kızarmadan şikayet sırasına giriyorlar. Televizyon ekranlarına baktığımızda neredeyse her akşam 3-5 sabitleşmiş sözde uzman yorumcu ve akademisyenler bağıra çağıra zillet ittifakının adayı üzerinde toto oynuyorlar. Öyle isimler ortaya atılıyor ki bu girişimin tertip olduğu anlaşılıyor. Cumhur İttifakı’nın adayı nettir.
İstanbul’u perişan eden aciz, arızalı, ahlaki sancıları olan başarısız şahsın devamlı öne çıkarılması kimin telkinidir? Malum siyasetçinin Cumhurbaşkanlığı adaylığı için yeniden kulisleri kaynatması fırsatçılık değil midir? Bunların hangisi Türkiye Cumhurbaşkanlığı’na layık olabilir? Sayın Cumhurbaşkanımızı sorunlu isimlerle eş tutmak, onlarla yarıştırmaya niyet etmek bir defa klasik bir FETÖ yönetimidir. Bunun bir başka adı da yenemeyeceksen yıprat taktiğidir. Zillet ittifakının adayı arasında biriken tartışmaları ilk olarak dış güçler kışkırtmaktadır. Ülke içine yuvalanmış menfaat kalıntıları bu tartışmayı diri tutmaktadır.
“KILIÇDAROĞLU AÇIK AÇIK ‘ADAYIM’ DİYEMİYOR”
Cumhurbaşkanlığı yapboz tahtası değildir. Cumhurbaşkanlığı staj yapma yeri değildir. Cumhurbaşkanlığı yalvarmayla, yakarmayla, el avuç açmayla oturulacak bir makam değildir. Cumhurbaşkanlığı acemi eğitim alanı değildir. Sayın Kılıçdaroğlu hiçbir durma boş hayallerinin peşinden koşmaktan vazgeçme. Kılıçdaroğlu nasıl bir adam olduğunun görülmesini istiyormuş. Uçan kuştan Haber sorulur mu? Usta hırsıza kapı dayanır mı? Türkiye’nin karşısında duran bir şahsa adam denilir mi? Kılıçdaroğlu açık açık adayım diyemiyor. Sayın Kılıçdaroğlu meydan okuyacağına cesaretin varsa adaylığını ilan etti. Açıkla da Türk milleti seni tartıya alsın bakalım kilon kaçmış, ederin neymiş, çapın kaçmış. Bir demet gülün bir harman ottan iyi olacağını da asla unutma. Yalancının mumu yatsıya kadar yanar, bunu da aklından çıkarma.”