7’den 70’e tüm Türkiye’nin sevdiği usta sanatçı Barış Manço’nun vefatının üzerinden 22 yıl geçti.
Türkiye’nin yetiştirdiği önemli sanatçılardan biri olan, yalnızca Türkiye’de değil, yurt dışında da yaptığı çalışmalarla adından söz ettiren Barış Manço’nun vefatının üzerinden 22 yıl geçti.
BARIŞ MANÇO ÜSKÜDAR’DA DÜNYAYA GELDİ
Usta sanatçı Barış Manço, İsmail Hakkı Manço ile Türk müziği sanatçılarından Rikkat Uyanık çiftinin çocukları olarak 2 Ocak 1943’te, Üsküdar’da dünyaya geldi.
Manço ailesi ilk çocuklarına “Savaş” ismini verirken, İkinci Dünya Savaşı’nın son günlerinde doğan ikinci çocuklarına ise “Mehmet Barış” ismini vermeyi uygun buldu. Manço’nun daha sonra Oktay ve İnci ismini taşıyan iki kardeşi daha oldu. Anne ve babası 3 yaşındayken ayrılan Barış Manço, çocukluğunu babasının yanında geçirdi.
LİSE EĞİTİMİNİ ŞİŞLİ TERAKKİ’DE TAMAMLADI
Kadıköy Gazi Mustafa Kemal Paşa İlkokulu’nda başladığı eğitimine Galatasaray Lisesi’nde devam eden usta sanatçı, babasının vefatının ardından Galatasaray’dan ayrıldı ve eğitimini Şişli Terakki Lisesi’nde tamamladı.
İLK GRUBUNU GALATASARAY LİSESİ’NDE KURDU
Manço, ilk grubunu 1958’de Galatasaray Lisesinde okurken, “Barış Manço ve Kafadarlar” adıyla kurdu ve ilk bestesini “Dream Girl” adıyla çıkardı. Ünlü sanatçı, müzik hayatındaki ilk konserini de yine Galatasaray Lisesi’nin konferans salonunda verdi.
19 YAŞINDA ALBÜM YAYINLADI
“Harmoniler” grubuyla 1962’de ilk 45’lik plağını çıkaran Manço, henüz 19 yaşındayken yayımladığı bu albümde, İngilizce sözlü “Twist in USA” ve “The Jet” isimli iki parçaya imza attı.Usta sanatçı, bu albümün ardından bir yıl sonra Belçika’da bulunan ağabeyi Savaş Manço’nun yanına giderek, Belçika Güzel Sanatlar Akademisine kaydoldu. Bu okulda resim, grafik, desen ve iç mimari okuyan Manço, bir taraftan da gece bekçiliği ve garsonluk gibi işlerde çalıştı.
DÜŞÜNCELERİMİ DÜNYAYA AKTARMAK İÇİN GELDİM
Müzikle bağını koparmayan Barış Manço, bir röportajında kendisini şöyle tanımlıyordu: “Barış Manço şarkı söyler, ikincisi çocuk programı yapar, üçüncüsü dünyayı gezer. Bu toplum beni şarkı söylerken tanıdı ve çocuklarla ilgilenirken bir daha tanıdı ve bu arada dünyayı dolaşıp başka insanları anlatan kişi olarak tanıdı. Ben bu dünyaya şarkıcı olarak gelmedim. Benim birinci işim bu değil. Ben düşüncelerimi bu dünyaya aktarmak için geldiğime inanıyorum. Bu düşünceler bazen müzik eşliğinde daha güzel, daha şirin, daha hoş algılanıyor. Onun için bana verilen bu nimeti kullandım.”
‘VAHŞİ KEDİLER’ DÖNEMİ
Yabancı müzisyenlerden oluşan “Vahşi Kediler” grubuyla da bir süre çalışan Manço, 1964’te doldurduğu biri İngilizce, ikisi Fransızca üç şarkılık 45’liği Fransa’da yayımlandı. 12 Ocak 1965’te Paris Olympia Konseri’ni veren sanatçı, Mazhar Alanson ve Fuat Güner’in öncülüğündeki “Kaygısızlar” grubuyla 1967’de “Kol Düğmeleri”ni çıkardı.
‘AĞLAMA DEĞMEZ HAYAT’
Dönemin aranjman modasına tepki gösteren Barış Manço, “Kızılcıklar Oldu mu?”, “Derule”, “Kirpiklerin Ok Ok Eyle” gibi türküleri rock’n roll ve twist tarzlarında seslendirdi. “Sychedelic” müzik akımından da etkilenen grup, “Ağlama Değmez Hayat” şarkısıyla başarı yakaladı.
FRANSAYA GİTTİ
“Altın Plak” ödülü kazanan bu albümün ardından Barış Manço ve Kaygısızlar, Fransa’ya gitti. Burada plak çalışması yapılsa da albüm uzun süre piyasaya sürülmedi ve Kaygısızlar ile yollarını ayıran Barış Manço, 1970’te yurda döndü.
KISA SÜREDE 700 BİN SATTI
Sanatçının 1970’de bestelediği “Dağlar Dağlar” plağı kariyerinde adeta dönüm noktası oldu ve Manço’ya kariyerindeki tek Platin Plak Ödülü’nü kazandırdı. Dönemin ünlü müzisyenlerinden Cüneyd Orhon’un da eşlik ettiği plak, kısa sürede 700 bin sattı.
OTOBÜSÜ SALDIRIYA UĞRADI
Dönemin ünlü müzik gruplarından “Moğollar” ile de bir süre çalışan Barış Manço’nun, Anadolu turnesi sırasında otobüsü dinamitli saldırıya uğradı. Barış Manço’nun saçlarının uzun olması dolayısıyla gerçekleştirildiği öne sürülen saldırıda sanatçılar yara almadı. Antalya’da ise müzisyenlerden birinin yabancı uyruklu olması nedeniyle gözaltına alınan Barış Manço, ilk duruşmada serbest kaldı.
MOĞOLLAR’DAN SONRA KURTALAN EKSPRES
Barış Manço daha sonra Moğollar’la yolları ayırıp “Kurtalan Ekspres”i kurdu. İsmini İstanbul’dan Güneydoğu’ya giden trenden alan Kurtalan Ekspres’in o yıllardaki kadrosunda Murat Ses, Nur Moray, Celal Güven, Özkan Uğur ve Engin Yörükoğlu gibi müzisyenler vardı. Grupta ayrılıklar yaşanırken Kurtalan Ekspres’e Barış Manço’nun uzun yıllar birlikte çalışacağı Ahmet Güvenç ve Bahadır Akkuzu dahil oldu.
SAHNEDEKİ YETENEKLERİ DİKKAT ÇEKTİ
Askerliğini yedek subay olarak Polatlı ve Amasya’da yapan Barış Manço, daha sonra Kurtalan Ekspres’le Anadolu turnelerine çıktı. İlk yıllarında kısa saçlı olarak sahneye çıkan usta sanatçının Türkiye’de herkesin hafızasına kazınan uzun saçları, otantik kıyafetleri, bilezik, yüzük ve kemerle tasarladığı imajı ile tiyatral yetenekleri oldukça ilgi çekti.
İNGİLİZCE SÖZLÜ ALBÜM
Barış Manço, ilk uzunçaları (LP) “2023”ü, 1975’te çıkardı. “Progresif rock” esintileri taşıyan albümde Cumhuriyet’in 100. yılı anısına bestelediği enstrümantal şarkısı “2023”ün yanı sıra “Yine Yol Göründü Gurbete” ve “Yol Verin Ağalar Beyler” gibi şarkılar beğeni topladı. Yurt dışında da başarılı olmayı hedefleyen Manço, Belçika’ya gitti ve 1976’da “Baris Mancho” adlı ilk İngilizce sözlü albümünü yayımladı.
ÇOK SAYIDA ÖDÜL KAZANDI
“Yeni Bir Gün” albümünü ise 1979’da müzikseverlerin beğenisine sunan sanatçı “Hey” dergisinin, “Yılın Erkek Sanatçısı” ve “Yılın Albümü” ödüllerini aldı. Aynı yıl çıktığı Anadolu turnesinin tüm gelirlerini sağır ve dilsiz çocukların eğitimi ve tedavisi için bağışlayan Manço, daha sonra Hollanda, Belçika, İngiltere, Almanya ve Kıbrıs’ta konserler verdi.
SAHNELERDEN UZAK KALDI
Belçika’daki konserden dönerken 24 Ağustos 1979’da Edirne’de bir trafik kazası geçiren Barış Manço, bir süre sahnelerden uzak kaldı ve 1981 yılının sonlarına doğru “Sözüm Meclisten Dışarı” albümüyle büyük beğeni topladı. “Gül Pembe”, “Ali Yazar Veli Bozar”, “Alla Beni Pulla Beni” gibi hit şarkıların yanı sıra en iyi Türkçe sözlü rock şarkılarından “Dönence”yi de barındıran albümün pek çok şarkısı, bir süre TRT’nin denetleme kuruluna takılarak, televizyon ve radyoda çalınamadı. Halkla kurduğu bağı 1983’te “Estağfurullah Ne Haddimize”, 1985’te “24 ayar”, 1986’da “Sahibinden İhtiyaçtan” albümleriyle güçlendiren Manço, 1989’da “Darısı Başınıza”, 1992’de “Mega Manço”, 1995’te “Müsaadenizle Çocuklar”, 1996’da “Live in Japan” albümlerini sevenleriyle buluşturdu.
MODERN ÇAĞ OZANI
Müzikte açtığı yolun yanı sıra şarkı sözleriyle de kültür hayatına önemli katkılarda bulunan Manço, birçok şarkısının son kıtasında, tıpkı halk şiiri geleneğinde olduğu gibi kendi ismine yer verdi. “Modern Çağ Ozanı” olarak adlandırılan ve eserlerinde unutulan değerleri hatırlatan Manço, şarkılarında toplumsal konulara ve ailenin önemine de dikkati çekti.
MUTLU EVLİLİK
Daha önce kısa bir evlilik yapan Barış Manço, 1979’da Lale Çağlar’la dünya evine girdi ve çiftin “Doğukan Hazar” ve “Batıkan Zorbey” ismini verdikleri iki oğulları oldu. İçindeki çocuğu hiçbir zaman kaybetmediğini ifade eden usta sanatçı, sinema filmi olarak sadece yönetmen Oksal Pekmezoğlu’nun 1975’te çektiği “Baba Bizi Eversene” filminin başrolünde yer aldı.
ADAM OLACAK ÇOCUK VE 7’DEN 77’YE
Barış Manço, yaklaşık 15 yıl boyunca planladığı “7’den 77’ye” programı projesini, 1988’de TRT yönetimine kabul ettirmeyi başardı ve çocuklara öğütler verdiği “Adam Olacak Çocuk”, yaşlılara saygının önemine dikkati çektiği “İkinci Kahvaltı”, dünyayı dolaştığı “Dönence” ve Türkiye’yi dolaştığı “Dere Tepe Türkiye” gibi bölümleri olan programı, TRT 1, TGRT ve ATV’de 1988-1998 yılları arasında 10 yıl boyunca her pazar öğleden önce yayımlanarak, güç bir rekora imza attı.
ŞEREF MADALYASI
“Türk televizyonlarının ilk gezgini” olarak da gösterilen Barış Manço, 5 kıtada 140 değişik yörede 800 bin kilometreye yakın yol katetti ve 1990’da Ertuğrul Fırkateyni’nin Japonya’ya gelişinin 100. yılı dolayısıyla düzenlenen “Türk-Japon dostluğu” etkinlikleri kapsamında gittiği Japonya’da büyük bir coşkuyla karşılandı. Verdiği konserlerde şarkılarında Japonca sözlere de yer veren Barış Manço’ya “Min-On Vakfı Yüksek Şeref Madalyası” verildi. Manço, buradaki konser kaydını da “Live in Japan” adıyla yayımladı.
’80 YAŞIMDA BİLE SAHNEDE OLMAK İSTİYORUM’ DEMİŞTİ
Türk dünyası ile de çok iyi ilişkiler geliştiren usta sanatçıya, Türkmenistan Devlet Başkanı Saparmurat Niyazov tarafından “Türkmen vatandaşlığı” verildi. Belçika ve Fransa da sanatçıyı birçok kez ödüllendirdi. İlk albümüne Cumhuriyet’in 100. yılının kutlanacağı “2023” ismini veren Barış Manço, bir röportajında, “Benim birkaç hayalim var, 80 yaşındayken elimde bastonum, belki kolumda Doğukan, onun yardımıyla çıkarım sahneye ve senfoni orkestrasına 2023’ü çaldırmak en büyük ideallerimden birisi” demişti.
HENÜZ 56 YAŞINDA HAYATA VEDA ETTİ
Müzik hayatını anlattığı “40. Yıl” şarkısını besteleyen Barış Manço, bir döneme damgasını vuran şarkılarını yeniden düzenleyerek seslendirdi. Daha önce de tansiyon sıkıntıları yaşayan sanatçı, 31 Ocak’ı 1 Şubat 1999’a bağlayan gece, saat 23.30 sıralarında ani tansiyon düşmesi sonucu fenalaştı. Ambulansla Siyami Ersek Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Merkezi’ne kaldırılan 56 yaşındaki Barış Manço, müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Sanatçının cenazesi, Atatürk Kültür Merkezi’nde yapılan törenin ardından Levent Camisi’nden kaldırılarak, Kanlıca Mezarlığı’na defnedildi.
BOL ÖDÜLLÜ SANATÇI
Yaklaşık 40 yıllık sanat hayatında 200 besteye imza atan, ulusal ve uluslararası alanda pek çok ödüle layık görülen sanatçının ödüllerinin tamamı ise şöyle: 1980’de “Altın Orfe” Ödülü, 1987’de “Belçika Kültür Elçisi”, 1991’de “Türkiye Cumhuriyeti Devlet Sanatçısı”, “Hacettepe Üniversitesi Onursal Doktora ve Japonya Soka Üniversitesi Kültür ve Barış Ödülü”, 1992’de “Belçika Krallığı Leopold II Şövalyesi Nişanı” ve “Fransız Kültür Bakanlığı Edebiyat ve Sanat Şövalyesi Nişanı”, 1994’te Kocaeli Üniversitesi BarışDiploması, 1995’te Türkmenistan Cumhurbaşkanlığı Türkmen vatandaşlığı, 1995’te Pamukkale Üniversitesinden onursal doktora, 1995’te “Japonya Min-On Vakfı Yüksek Şeref Madalyası”, 1997’de “Belçika Liege Prensliği Onursal Hemşerilik Beratı”