AK Parti Milletvekili Şirin Ünal, evinde ölen Özbekistan uyruklu Nadira Kadirova’yla ilgili açıklamalar yaptı
AK Parti İstanbul Milletvekili Şirin Ünal; 23 Eylül 2019 Pazartesi günü 21.00 sıralarında, Ankara’nın Çankaya ilçesindeki ikametinde meydana gelen ve Özbekistan uyruklu Nadira Kadirova’nın ölümüyle sonuçlanan olaya ilişkin, TBMM Genel Kurulu’nda açıklamalarda bulundu.
Şirin Ünal; yaptığı açıklamada şunları kaydetti:
“Maalesef iki hafta önce konutumuzda tatsız bir olay yaşandı. Sözlerimin başında merhumeye Allah’tan rahmet diliyorum. Bu kızcağız Ocak ayından beri, 20 senedir hasta olan, MS hastası olan ve şu anda yatalak olan eşime bakan iki tane yardımcımdan bir tanesiydi.
Son 2-3 aydır psikolojik yapısındaki bozulmaları fark edince ikinci elemanı aldık. Onu gönderemeden kendisini gönderdi Allah rahmet eylesin. Olayın 5. dakikasında polisimiz, ambulansımız ve itfaiyemiz geldi. Biz onlar gelene kadar 5 dakika içerisinde küçük kızımla beraber, kendisini kilitleyip intihar ettiği odanın kapısını kırmaya çalıştık, omuzum hala ağrıyor ama başarılı olamadık maalesef. 3-4 tane polisimiz oda kapısına yüklenip, kapıyı açtılar, hemen sedyeye koyup, hastaneye kaldırdılar. Yarım saat sonra Ankara Emniyet Müdürümüz yanımızdaydı. Birkaç dakika sonra da nöbetçi savcımız yanımızdaydı. Ben her ikisine de, ne gerekiyorsa, elimden gelen bütün kolaylığı göstereceğimi söyledim. Dolayısıyla tüm aile fertlerimiz, yatalak olan eşim dahil, ikinci çalışan kızcağız dahil o gece, gece yarısına kadar polislerimize ifadelerimizi verdik.
Savcımıza 15 dakika süreyle olayı baştan sona size anlattığım gibi anlattım. Ondan sonra savcımız hastaneye geçti, hastanedeki işlemleri takip etmek üzere. Ondan sonra bütün işlemler emniyetin ve savcılığın talimatları doğrultusunda devam etti. Hatta o gece ben milletvekilliği dokunulmazlığımı bir yana bırakarak ‘parmak izi, barut izi var mı’ diye. Dolayısıyla değerli arkadaşlarım ben polisimize ve savcımıza milletvekili dokunulmazlığını bir kenara bırakarak bu olayla ilgili tüm bildiklerimi, gördüklerimi anlatmaya çalıştım.
Allah hiçbirimizin başına böyle tatsız bir olayı vermesin. Sizlere de vermesin, bana da vermesin. Tabii bazı çevreler benim geçmişte TSK’da ve TBMM’de yaptığım çalışmalardan hoşnutsuz olanlar, huzursuz olanlar bunu fırsata çevirip, beni ve ailemi yerin dibine kadar soktular. Allah bu duruma hiç birinizi düşürmesin. Şu anda savcılığımızın soruşturması devam ediyor. Bana düşen görevi yaparım, ne lazımsa yaparım diyorum.”