CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu, Kartal’da çarpıcı açıklamalar yaptı.
CHP Kartal Belediye Başkan Adayı Gökhan Yüksel, CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu ile birlikte Kartal’ta Şehit yakınları, gazi ve engelli vatandaşlarla buluştu.
CHP İstanbul Belediye başkan adayı Ekrem İmamoğlu, 31 Mart yerel seçim çalışmaları kapsamında, Kartal’da, şehit yakınları, gaziler ve engelli vatandaşlarla buluştu. İmamoğlu’na, CHP Kartal Belediye başkan adayı Gökhan Yüksel eşlik etti.
Toplantıda ilk konuşmayı CHP Kartal İlçe Başkanı Muammer Çelebi yaptı, ardından kürsüye CHP Kartal Belediye Başkan Adayı Gökhan Yüksel çıktı.
Gökhan Yüksel’in ardından CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu vatandaşlara hitap etti.
Ekrem İmamoğlu şunları söyledi:
”Toplumun borçlu olduğu kesimlerle bir aradayız. Savaş, terör dünyanın hiçbir yerinde olmasın. Yeni Zelanda’da yaşadık son olarak terörü. Terörün birkaç çeşidiyle mücadele ediyoruz. Mücadele ederken toplumsal barış ve hukukumuzu büyütmeliyiz. Şehit ailelerimiz bizimdir. Evlatları bizim evlatlarımız. Anneleri babaları bizim anne babalarımız. Gazilerimiz de aynı. Engelliler, bir şehirde hayata katılamıyorsa dahil olamıyorsa yöneticiler olarak başarısız olmuşuzdur. İstanbul’da bu alan, bizim de özel alanımız olacak. Dezavantajlı grup bırakmamak lazım. Herkes engelli adayı. Beni ilgilendirmiyor diyen hassasiyet göstermeyen hiçbir yönetici başarılı değildir. Sizler, bizim başımızın tacısınız. Şehit ailelerimiz, gazilerimiz ve de engellilerimiz, sizler bizim sorumluluğumuzsunuz. Sorumluluğumuzu yerine getireceğiz. Sizlere layık birer belediye başkanı olacağız. Hepinizin huzurunda buna söz veriyorum”
“KUTSALLARIMIZ KİMSENİN TEKELİNDE DEĞİL”
Dünyanın ve ülkemizin ihtiyacı olan en başta huzur, birlik ve beraberlik olduğunu vurgulayan Ekrem İmamoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ne yazık ki son günlerde, insanların dilinde en hassas konularda ve özellikle değerlerimiz üzerinden birbirini test etme, hatta ve hatta haddi olmayarak, neredeyse birilerinin, sanki elinin altındaymış gibi tüm maneviyatımızı ölçecek bir aletleri varmış gibi konuşmaları hepimizi derinden üzüyor. Daha net söylersem milli değerlerimiz, bakışımız, inancımız, kutsallarımız hiç kimsenin tekelinde değil, herkesin özelinde. Bu salonda bulunan, bulunmayan hiç kimsenin maneviyatını, hayata bakışını ve de milli duygularını ölçme kabiliyetine sahip değilim ki. Olamam da. Haddime değil. Aynı şekilde hiç kimsenin bu dil üzerinden, şu anda bir yarışın içinde olduğum için, şahsıma dair bir takım değerlerimi sorgulayacak ya da bu kavramlar üzerinden beni yargılayacak ne kabiliyete sahip ne de hakka sahip. Henüz öyle bir insan dünyaya gelmedi. Ne beni ne de sizi yargılayacak insan dünyaya gelmedi. Böyle bir kabiliyeti olan insan da yok. Toplumun buna müsaade etmemesi lazım.”
“ÜLKENİN DİNAMİKLERİ İLE OYNUYORLAR”
Ekrem İmamoğlu, ülkeyi yönetenlerin ‘Milli- milli olmayan şeklinde ayırım yaptığını belirterek konuşmasını şöyle tamamladı:
“Televizyona çıkıyorlar, Allah, bağırıp çağırıyorlar. ‘Sen milli değilsin, ben milliyim. Sen şöylesin, ben böyleyim.’ Hiç birinin malzemesi olmayacağız arkadaşlar. Hiç kimseye de prim tanımayın. En başta, güzel hanımefendilere, annelere sesleniyorum. Büyük bedeller ödemiş şehit ailelerimize ve gazilerimize sesleniyorum. Bu konuda çok hassas davranmalısınız. Özellikle anne vicdanı, kadın vicdanı bence, bazen toplumun çok daha önünde gider ve tehditleri, tehlikeleri önceden sezinler. Bunlara müsaade etmeyin. Sizler, bu duygularınızla aslında çok siyaset üstü kavramlarsınız. O bakımdan, bu dili kullananlar, ne yazık ki ülkenin mevcut durumuna bence yanlış yapıyorlar. Hatta biraz ileri gideyim, ihanet ediyorlar. Yapmasınlar.”