Kemal Kılıçdaroğlu’na kötü haber

Kemal Kılıçdaroğlu’nun Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik sözleri nedeniyle tazminat ödemeye mahkum edilmesinin “ifade özgürlüğünün ihlali” olmadığına hükmetti.

Kemal Kılıçdaroğlu’na kötü haber
Yayınlama: 29.11.2017
A+
A-

Anayasa Mahkemesi, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun 2012’de Başbakan olduğu dönemde Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik sözleri nedeniyle tazminat ödemeye mahkum edilmesinin “ifade özgürlüğünün ihlali” olmadığına hükmetti.

 

Resmi Gazete’de yayımlanan karara göre, Erdoğan, Kılıçdaroğlu’na, 31 Ocak ve 7 Şubat 2012’de partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmalarda, “kişilik haklarına saldırıda” bulunduğu gerekçesiyle iki ayrı dava açtı. Her iki davada da mahkemeler, söz konusu grup konuşmalarında, “Ey hırsızlar, yolsuzluk yapanlar, eğer başınıza bir şey gelmesini istemiyorsanız, hırsızlık ve yolsuzluk yapmadan önce Sayın Başbakan ile temasa geçin, irtibat kurun kimse size dokunamaz.”, “Yalan söylüyor.”, “Kardeşliğin, sevginin ve birliğin dinini fitne çıkararak, nefret üreterek, bölücülük yaparak kullanmak ancak sana yakışır.”, “Sen dindar değilsin, din tüccarısın.”, “Ahlaktan uzak başbakan” sözlerini kullanan Kılıçdaroğlu’nu 10 bin lira tazminat ödemeye mahkum etti. 

 

“KİŞİSEL SALDIRI İÇERİYOR”

Yargıtay’ın yerel mahkemelerin kararını onamasının ardından Kılıçdaroğlu, “fahiş tutarda tazminat ödemeye mahkum edilmesinin ifade özgürlüğünü ihlal ettiği” gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. Başvuruyu inceleyen Yüksek Mahkeme, “ifade özgürlüğü ihlali” olmadığına hükmetti. Başvuru konusunun, halka mal olmuş siyaset adamları arasında geçtiği için eleştiri sınırlarının sıradan bir insana göre daha geniş olduğu belirtilen kararda, başvurucunun, Başbakanla girdiği polemik sırasında kullandığı kimi sözlerin kişisel saldırı içerdiği kaydedildi. 

 

“TAZMİNAT CEZASI ORANTILI”

Kemal Kılıçdaroğlu’nun dava konusu ifadelerinin, siyasi bir eleştiri olmaktan çok bir hakaret zinciri olduğu belirtilen kararda, şu ifadelere yer verildi: 

 

“Başvurucu, ifade özgürlüğünü kullanırken kendisi için de geçerli olan görev ve sorumluluklara uygun davranmamıştır. Öte yandan, başvurucunun kullandığı sözleri ‘siyasi eleştiri bağlamında söylediğine’ ilişkin savunması başvuru konusu sözlerde yer alan ‘tahkiri’ ortadan kaldırmadığı gibi davacının bu sözleri duyduğunda hissettiği olumsuz duyguları da hafifletmez. Bu itibarla mevcut davada dile getirilen kaba, aşağılayıcı, küçük düşürücü, abartılı kişisel saldırı içeren sözlerin olayın tarafları ve konuşmanın çerçevesi politik alanda kalsa bile kabul edilebilir sınırları aşması nedeniyle siyasi bir tartışma içindeki bir görüş olarak değerlendirilmesi zordur ve bu sözler ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilemez. Başvurucunun tazminat ile cezalandırılmasının toplumsal ihtiyacı karşıladığı ve dolayısıyla ‘demokratik bir toplumda gerekli’ olduğu kabul edilmiştir.” 

 

Verilen tazminat cezasının miktarının orantılı olduğu vurgulanan kararda, başvurucunun “ifade özgürlüğünün ihlal edilmediği” belirtildi. 

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.