CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında konuştu.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmasında CHP’nin tutuklu milletvekili Enis Berberoğlu hakkında istinaf mahkemesinin verdiği karara ilişkin açıklamalarda bulundu. Kılıçdaroğlu, ” Siz kim olursanız olun CHP’ye kumpas kuramayacaksınız. Bu ülkede namuslu savcılar hakimler var. Enis Berberoğlu’nun davası bir üst mahkemede bozuldu. Enis Berberoğlu’nun bir an önce serbest bırakılmasını TBMM’ye gelip görevinin başında olmasını istiyoruz” dedi.
İşte Kemal Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından satır başları…
Geçen hafta Enis Berberoğlu’nun duruşması vardı. O zaman da söylemiştim; Enis Berberoğlu’nun toplu iğne ucu kadar suçu yoktur. Enis Berberoğlu üzerinden CHP’ye nasıl kumpas kurarız anlayışı vardı. Siz kim olursanız olun CHP’ye kumpas kuramayacaksınız. Bu ülkede namuslu savcılar hakimler var. Enis Berberoğlu’nun davası bir üst mahkemede bozuldu. Enis Berberoğlu’nun bir an önce serbest bırakılmasını TBMM’ye gelip görevinin başında olmasını istiyoruz. Enis Berberoğlu kaçar mı diyorlar. Niye kaçsın? Suçu yok.
Devlet sırrı diyorlar değil mi? Nedir devlet sırrı; derin devletin bildiği kimsenin bilmemesi gereken sırdır. O sır açığa çıkarsa devlet ona sahip çıkmaz. Şimdi size bir belge göstereceğim, imzasız. MİT TIR’larıyla ilgili. Gizli değil herkesin birldiği bir şey. Fatura Enis Berberoğlu’na çıkıyor. Oradan CHP’ye ulaşacaklar.
“TÜTÜN ÜRÜNLERİ İMALATININ YÜZDE 89.3’ÜNÜ YABANCILAR YAPIYOR”
Az önce önüme bir tütün demeti bırakıldı. Arkadaşlarım Adıyaman’a gitti. Hepsi dertli. Bu topraklarda tütün 400 yıldır ekiliyor. Bizim tütünümüz dünyada bilinen bir tütündür. Binlerce aile tütünden geçinir.
2002’de bir yasa çıktı. Tütün üreticilerinin bir anlamda idam fermanı onaylandı. TEKEL özelleştirildi. 2002’de 405 bin 882 aile tütünden geçiniyordu. 2015’te 7 kat küçükdü, 56 bine düştü. Yabancı sigara üreticileri Türkiye’ye tütün ithal etmeye başladılar. 2012’den başlayarak Türkiye net tütün ithalatçısı haline geldi. 2013 verilerine göre tütün alanında faaliyet gösteren bütün imalatçıların yüzde 89.3’ünü yabancılar oluşturuyor. Geriye zaten yüzde 10 kalıyor. Şimdi ona da göz diktiler. Parlamentoya bir kanun getirdiler. Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülüyor. CHP milletvekilleri orada her türlü muhalefeti, tütün üreticileri lehine yapıyorlar.
Bugüne kadar tütün ektiği için zengin olan bir tek adam yok. Ancak geçinecek kadar kazanıyor. Siz buna yasak ve ceza getiriyorsunuz.
“BU PARALARI KİME VERDİN?”
Köprü yaptılar bütçeden 5 kuruş para çıkmadı. O zaman bu toplanan vergiler nereye gitti? Nereye bakarsanız bakın israfın iktidarın dokularına sindiğini görüyorsunuz. İşçiye verse işçiye verdi deriz, çiftçiye versen deriz ki çiftiye verdi…Kime verdin sen bu paraları?
“SANKİ BABANIN PARASI! KİMSİN SEN YA?”
Bu topluma hakarettir. Bizim Ampute Milli Takımımız Avrupa Şampiyonu oldu. “Beşiktaş takımına teşekkür edelim” diyor bakan. “Ne teşekkürü parasını biz verdik” diyor. Ne demek parasını biz verdik ya. O vergiyi sen çarçur et diye ödemiyorlar. Tek adam rejiminin Türkiye’yi getirdiği nokta budur işte. Sanki babasının parası. Kimsin sen ya? Kimsin sen?
“REHİN ALMA POLİTİKASIYLA SORUN ÇÖZÜLMEZ”
Dış politikada iktidarıyla muhalefetiyle ortak bir dil oluşturulur. Bugün geldiğimiz noktada ortak bir dilimiz yok. Dış politikada akılcı, soğukkanlı davranmak zorundayız. Danışmayı gözden uzak tutmamalıyız. Dış politikadaki atışmaları basın üzerinden yapmak hiçbir devlete yarar getirmez. Amerika’da Rıza Zarraf davası var. Rehin alma politikasıyla sorun çözülmez aksine derinleşir. Dış politikadan Erdoğan o kadar habersiz ki önemini o kadar az kavramış ki okuduğum zaman kulaklarıma inanamadım.
AMERİKA İLE TÜRKİYE ARASINDAKİ VİZE KRİZİ…
Erdoğan Amerika’ya gittiğinde havuz medyasında bayram vardı. Şimdi hiç olmadığı kadar uzaklar. Türkiye bu noktaya kısa bir sürede geldi. Amerika’nın yaptığı uygulama yanlıştır, asla desteklemiyoruz. Binlerce öğrenci gidecek Amerika’ya, hastalar var, iş adamlarımız var. Bütün bunların tamamının önü kesiliyor. Cezalandırılan hükümet değil, 80 milyon oluyor. Sağduyunun egemen olması gerekiyor. Her iki ülkenin de sağduyulu davranması lazım. Toplumlara zarar vermenin yararı yok.
“BİZ ASKERİN İDLİB’E GİDİŞİNE DESTEK VERİYORUZ”
Türk Silahlı Kuvvetleri İdlib’e gidiyor. Türkiye kendi sınırlarını güvence altına almak zorundadır. Biz askerin İdlib’e gidişine destek veriyoruz. TSK oraya gitmeli bir çatışmasızlık bölgesi yaratmalı. Astana süreci başladı. Türkiye, İran ve Rusya ortak çalışma yürütecek. Biz buna olumlu baktık, 3-4 yıl önce Türkiye’de yapın demiştik. Bu sürece Suriye’nin iç işlerine burnumuzu sokarak girdik. Esad’a Esed dedik. Bütün dünyadaki terör örgütlerini Türkiye üzerinden Suriye’ye geçirdik. Süleyman Şah Türbesi’ni kaçırmak zorunda kaldık ve 4 milyon Suriyeli Türkiye’ye geldi ve 30 milyar dolar para harcadık. İzlenen yanlış politikanın Türkiye’ye maliyetidir. Birçok terör örgütüne tırlarla silah götürdüler. Astana’dan sonra Esed oldu yeniden Esad. Suriye’de Rusya, Türkiye ve İran beraber çalışıyor. Soru şu; Rusya ve İran kimden yana tavır almıştı? Esad’dan yana. Türkiye kimden yana tavır alıyor? Esad’dan yana tavır alıyor. Adamın burnunu böyle sürterler işte…
BAŞBAKAN YILDIRIM’A NURİYE VE SEMİH ÇAĞRISI
Sözlerimi önemli bir konu ile bitiriyorum. Nuriye ve Semih sadece işlerini istediler. Hiç kimsenin burnunu kanatmadılar. Onlara şükran borçluyuz verdikleri hizmetten dolayı. Bir KHK ile görevlerine son verdiler. Biri hastanede, biri hapiste. Bir baba olarak bir baba olan Binali Yıldırım’a seslenmek istiyorum; Dünyanın en haklı talebi işini istemek. Dünyanın haklı talebini yerine getirmek için size düşen görevler vardır. Bu görevleri yerine getirirseniz büyürsünüz. İnsan hayatı bu kadar ucuz olmamalı. Ölümle pençeleşen iki kişiye yapılan zulümdür. Demokrasi açısından da faturası çok ağır olacaktır. Bir an önce görevlerinin başına dönmesi lazım. Yargılamaysa yargılansınlar, ekmeklerini neden ellerinden alıyorsunuz?