Meral Akşener’in yeni kuracağı partinin adının Koray Aydın’ın açıkladığının aksine ‘Merkez Demokrat Parti’ olmayacağı öğrenildi.
Muharrem Sarıkaya yazısında yeni parti kurucuların bu isimden vazgeçtiğini belirterek şunları yazdı: “MDP veya DMP adından vazgeçilmesinin bazı nedenleri var. ‘Her şeyiyle taze olsun’ kararlılığı nedenlerden biri… Ayrıca geçmişte Turgut Sunalp’in kurduğu MDP’yi çağrıştıracak olması da bir başka gerekçe. Üç isim üzerinde çalışmalara ağırlık verilmiş; birilerinin önceden aynı isimle başvurmaması için sır gibi saklanıyor.” diye yazdı.
Muharrem Sarıkaya’nın yazısı şöyle:
BAŞTAN belirteyim, Meral Akşener’in kuruluş çalışmasını yaptığı partinin adı, Merkez Demokrat Parti olmayacak…
Ya da bu kelimelerin yer değiştirilmiş hali de kullanılmayacak.
Şimdi, “Kendi kanalınız Habertürk’te Didem Arslan Yılmaz’a, kurucular arasında yer alan Koray Aydın, adını Merkez Demokrat Parti olarak açıkladı” diyebilirsiniz.
Ben de daha emin bir yere dayanarak diyorum ki, partinin adı MDP olmayacak…
MDP veya DMP adından vazgeçilmesinin bazı nedenleri var.
“Her şeyiyle taze olsun” kararlılığı nedenlerden biri…
Ayrıca geçmişte Turgut Sunalp’in kurduğu MDP’yi çağrıştıracak olması da bir başka gerekçe.
3 isim üzerinde çalışmalara ağırlık verilmiş; birilerinin önceden aynı isimle başvurmaması için sır gibi saklanıyor.
TEKLİF YAPILMADI
Gelelim kurucuların kimlerden oluşacağı ve kimlere teklif götürüldüğüne…
Bugüne kadar “adı kamuoyuna yansımış kimselere iddia edildiği gibi teklif gitmemiş; nabız yoklanmış”…
Bu konuda yalanlama yapılmamasının nedeni de “İnsanları rencide etmemek” diye gerekçelendiriliyor.
Yeni oluşumun yoğunlaştığı en büyük konu, “Güçlü bir ekonomik programı hazırlayacak güçlü kadroları bulup bir araya getirmek” diye açıklanıyor.
Referandum sonrası Türkiye’de siyasetin başka bir zemine oturduğuna dikkat çekilip “ayrışmayı ortadan kaldırıp toplumsallaşmayı öne çıkaran parti yapılanması” hedefleniyor.
Yeni parti yapılanmasını anlatabilmek için önce büyük kentlerde örnek teşkilat modeli yaratıp Anadolu örgütlenmelerine örnek teşkil etmesi de tartışılan konular arasında.
Bu aşamada, “Muhalefet kliğinin yeni partisi olma niyetinde değiliz” cümlesinin altı çiziliyor.
HAZİRAN ÖNCESİ KAYGISI
Türkiye’nin parti kurma konusunda büyük bilgi birikimine (know- how) sahip olduğuna vurgu yapılıp Özal’ın ANAP’ından Erdoğan’ın AK Parti’sine, BBP ayrışmasından Ecevit’in DSP’sine, Erbakan’ın yedek partilerinden İsmail Cem’in Yeni Parti’sine kadar örnekler sıralanıyor.
Bu nedenle çekirdek kadroyu en çok düşündüren kimlerle yola çıkılacağı, bir de seçimin tarihi…
Çünkü Siyasi Partiler Yasası’nın (SPY) 36. maddesine göre, bir siyasi partinin seçime katılabilmesi için “illerin en az yarısında oy verme gününden altı ay evvel teşkilat kurmuş ve büyük kongrelerini yapmış olması veya TBMM’de grubunun bulunması” gerekiyor.
Bir ilde teşkilatlanmanın olabilmesi de merkez ilçe dahil o ilin en az üçte birinde teşkilat kurma zorunluluğuna dayalı.
Akşener’in parti kuruluşu için öngördüğü tarih ekim başı; en geç 29 Ekim…
Parti teşkilatının kuruluşunun ardından ilçe kurultay kararı, ilan ve bekleme süreleri eklendiğinde 17 gün alıyor.
İl kurultayları için de aynı süre eklenip olağan kurultay çağrısı süreci de konulduğunda aralık sonundan önce partinin Türkiye’nin yarısında örgütlenme şansı yok.
Seçime katılabilmesi için de kuruluşundan sonra en az 6 ay geçmesi gerekiyor…
SPY’de bir değişiklik olmazsa haziran öncesi yapılacak bir seçime yeni partinin katılma şansı bulunmuyor.
Bu ihtimal göz önüne alınarak örgütlenmesini tamamlayıp seçime katılma hakkı elde etmiş 3 parti yedekte tutuluyor.
Bütün bunların yanında örgütlenmenin her partide yarattığı güçlüklerle boğuşuluyor.