Dünya Gazetesi Yazarı Volkan Dükkancık, yeni ekonomi yönetiminin almış olduğu sıkılaştırma kararlarının borsayı olumsuz etkilediğinin altını çizdi.
Konuyla ilgili yazısında Dünya Gazetesi Yazarı Volkan Dükkancık şu ifadelere yer verdi:
‘Yeni ekonomi yönetiminin göreve gelmesiyle ekonomide normlara dönüş süreci başlamış oldu.
Yönetimin öncelikli hedefi dezenflasyonun en kısa sürede tesisi, enflasyon beklentilerinin çıpalanması ve fiyatlama davranışlarındaki bozulmanın kontrol altına alınması için parasal sıkılaştırma sürecinin kararlılıkla sürdürülmesi olarak karşımıza çıkıyor. Nitekim bu doğrultuda kademeli faiz artırımları ve vergi artışları uygulandığı süreç içerisinde net bir şekilde izleniyor.
Ekonomi yönetimi tarafından yapılan açıklamalar takip edildiğinde de iç talebin dengeleneceği yönünde demeçlerin hemen her fırsatta tekrar edildiği görülüyor. Sıkılaşma politikalarının iç talep üzerinde baskı yaratabileceği ve önümüzdeki çeyrekte şirket satışlarında ve kar rakamlarında negatif etkisinin hissedilebileceği bir sürece girmiş durumdayız.
Mevcut süreçte finansman maliyetlerin yüksek olmasıyla finansmana ulaşmanın zor olduğu bir dönemdeyiz. Bu kapsamda şirketlerin borçlanmak suretiyle yapacağı harcamalar risk barındırıyor. Şirketlerin yatırımlarında bu nedenle azalma görmemiz kaçınılmaz olacak. Ancak ekonomi yönetiminin özellikle ihracatçı şirketlere sağlayabileceği düşük maliyetli kredi ve yatırım teşvikleri de süreç içerisinde yakından takip edilecek.
Özetle yeni para politikası, ekonomide normlara dönüş senaryosunun en önemli araçlarından biri olarak fiyat istikrarının sağlanması ve piyasalarda öngörülebilirliğin artmasına destek olabileceği için orta uzun vade adına oldukça pozitif ancak iç talepte yaşanabilecek baskılanma ve kısa vadeli yüksek faizle borçlanma ihtiyacı olan şirketler açısından zorlu bir süreçteyiz.
Finansman maliyetlerin yükseldiği mevcut konjonktürde borç/kaynak oranı yüksek şirketlerin negatif etkilenebileceği düşünülebilir. Net nakit pozisyonu güçlü, borçluluk oranı düşük ve mali yapısı sağlam şirketlerin bu süreçte ön planda olacağını düşünüyoruz.
Ekonomide normlara dönüş hikayesi orta uzun vadede yabancı yatırımcı ilgisini artırabilecek en önemli hikaye olarak karşımıza çıkıyor. Dolayısıyla faiz artışlarının, hikayenin bir parçası olduğu göz önünde bulundurulduğunda orta uzun vadede piyasaların pozitif algıladığı bir durum olarak karşımıza çıkıyor.
Ancak kısa vadede mevduat başta olmak üzere sabit getirili enstrümanların sunduğu iddialı getiriler yatırımcılar açısından borsaya alternatif bir yatırım fırsatı oluşturmuş durumda. Bu anlamda etkileri, kısa vadeli ve orta-uzun vadeli olacak şekilde farklı değerlendirmek gerekiyor. Özellikle borsa yatırımcıları açısından mevcut ekonomik konjonktürün gerektirdiği şekilde sektör ve hisse seçimlerinin çok daha belirleyici olacağı bir döneme girmiş durumdayız.
Bu kapsamda yatırımcıların şirket seçimlerinde içinde bulunduğumuz mevcut döngüye karşın faaliyet alanı ve operasyonel yapısı ile olası ekonomik durgunluktan etkilenmeyecek, güçlü nakit akışı ve nakit pozisyonu, ağırlıklı döviz geliri yaratabilen mali yapısı ile yeni yatırımlarında veya borç ödemelerinde finansman sorunu yaşamayacak şirketlere odaklanmalarının önem arz edeceğini düşünüyoruz.’