MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, aday tanıtım toplantısında CHP’li Muharrem İnce’yi hedef aldı.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Ankara Spor Salonu’nda “Belediye Başkan Adayları Tanıtım Toplantısı”nda konuştu.
Bahçeli’nin hedefinde CHP’li Muharrem İnce vardı. İnce’ye sert sözlerle yanıt veren Bahçeli, “İnce ince nifak taşları döşeyen orada burada partisinin genel başkanının hedef alan bir zatta cumhurbaşkanlığı adaylığında yaşadığı şok ve hezimeti atlatamadığından ağzından çıkanı kulağı duymayacak bir noktaya savrulmuştur. Aklı epey incelmiş bu zavallıya göre sadece bir yerel seçimi beka sorunu olarak millete anlatmak zeka sorunuymuş. Biz bu ucube zihniyete hak ettiği cevabı vereceğiz. Vay densiz vay. Bekayı zeka sorunu olarak görmek ancak senin gibi mankurtların işidir. Ancak senin gibi sabah başka akşam başka konuşan çarkıfeleklerin üslubudur.” dedi
Bahçeli’nin açıklamalarından satır başları şu şekilde:
Ülkemizin en hassas döneminde yapılacak olan seçimlere 67 gün kala adaylarımızın takdim ve tanıtımı için toplandık. İşimiz çok hedeflerimiz büyük yükümüz ağırdır. 31 Mart’ta eminim ki Türkiye ehline emanet edilecektir. Türkiye’nin önünü kesmeye kimsenin gücü yetmeyecektir. Sağduyunun birlikteliği Cumhur İttifakı diyor, parlak bir geleceğin kilidini açmak için çalışıyoruz.
Türk milletine hizmet yolunda zorluk varsa aşacağız, imkansızlık varsa mutlaka üstesinden geleceğiz. Hep söyledim yine söylüyorum, iman varsa imkan vardır, irade diriyse istiklal güvendedir, istikbal güvence altındadır. Gerisi hikayedir, palavradır. İnanmış bir ülkücü asırlara bedeldir.
MHP’nin 50. yılını çok görkemli şekilde kutlayacağız; 50 yılda neler yaşanmadı ki?
“Muhterem dava arkadaşlarım öyle bir dönemdeyiz ki hem tarih yazıyor hem de buna şahitlik ediyoruz. MHP 50 yıllık birikimiyle, ilke ve tutarlılığıyla, siyasi ağırlığıyla Türkiye’nin önünü açıyor, serpilip gelişmesine destek veriyor. Herhangi bir pazarlık sürecine dahil olmaksızın milli mücadele içi fedakarlıksa fedakarlık, bedelse bedel ne gerekiyorsa onu yapıyoruz. Yerel seçimleri de bu şekilde kavrıyoruz.
“Bir nisan sabahı için felaket senaryoları yazanların hevesleri gursaklarında kalacaktır. 31Mart 2019 mahalli iradeler seçimelri yeni hükümet sisteminin ilk imtihanıdır. Bu beka meselesidir. Bu imtihanda başarılı olmak haysiyet konusudur. Bugüne kadar aday olarak ilan ettiğimiz 863 belediye başkanı adayımızın seçilmesini istiyoruz. Bununla birlikte il, ilçe meclislerinde daha çok temsil edilmek istiyoruz. Ancak önümüzdeki seçimlerde beka her şeyin üzerindedir. Beka yoksa belediye taş yüküdür. Malum zillet korosu hep bir ağızdan soruyor 31 Mart seçimlerinin beka ile ne ilgisi varmış. Hezeyan çukuruna düşen cillet için beka önemli değil mi?”
Muharrem İnce’ye tepki!
Bekayı zekâ sorunu olarak görmek ancak senin gibi mankurtların işidir; Zeka sorunuymuş. Bu ucube zihniyete layık olduğu muameleyi yapacağız. Vay densiz vay. Bekayı zekâ sorunu olarak görmek ancak senin gibi mankurtların işidir. Ancak senin gibi sabah başka akşam başka konuşan çarkıfeleklerin işidir.
Kaldı ki, CHP-İP-HDP-PKK-FETÖ’den oluşan, arkalarında Türk düşmanlarının bulunduğu zillet koalisyonu 31 Mart’ı beka görseydi biz kendimizden şüphe eder, acaba doğru mu yapıyoruz diye kendimizi sorgulardık.
“31 Mart 2019 Mahalli İdareler Seçimleri beka seçimidir”
Bilenlerle bilmeyenler, samimiyetle sahtekârlık hiç bir olur mu? Günahla sevap hiç aynı olur mu? Bekayla bozguncu emeller hiç yan yana gelir mi? Be hey cahil, be hey zalim, be hey zillet ittifakı, hakla batılın, doğruyla yanlışın, caniyle şehidin, aynı safta toplandığını, aynı hizaya geldiğini bir kez olsun gördünüz, bir kez olsun duydunuz mu? Kimin ne söylediğinin önemi yoktur. 31 Mart 2019 Mahalli İdareler Seçimleri beka seçimidir.
Bakınız çevrenize, huzurlu bir tek coğrafya, iç denge ve barışını tesis etmiş bir tek ülke görebilecek misiniz? Balkanlar sarsılıyor, özellikle Makedonya kaynıyor. Avrupa sancılı, Kafkasya sallantıdadır. AB’de kanama vardır, Londra-Brüksel ilişkisi karmakarışıktır. Dahası güney sınırlarımız boyunca kanlı ve karanlık bir hesap görülmektedir. Her yer karışık, her taraf karanlıktır. Küresel emperyalizm şirret oyun peşinde, habis senaryosunu icranın derdindedir.
Fırat’ın doğusunda neyin olacağı belli değildir. Gündemde olan güvenli bölge teklifleri masadadır, ne var ki boyutunu, ne getirip ne götüreceğini, dahası içeriğini tam bilen de yoktur. ABD’nin dayattığı güvenli bölge teklifiyle terör örgütlerinin güvenliğini sağlama gayesi ön plandadır, son tahlilde milli bekamız risk ve tehditlerin markajındadır. Yeni bir Barzani modeli kafalardadır, yeni bir özerk yapılanma gündemin başköşesindedir. Geçen hafta Türkiye’yi ziyaret eden ABD’li Senatörün YPG’yi PKK’nın politik kolu olarak itiraf ve ifadesi hala akıllardadır.
“Başkalarının eline avucuna bakarsak yenilgi üstüne yenilgi yaşarız”
ABD’nin Suriye’den çekildim çekiliyorum iddiaları her geçen gün anlam ve inandırıcılığını kaybediyor. Menbiç’te, Afrin’de ABD’li askerlere yönelik peş peşe manidar saldırılar gerçekleşiyor. Ve Türk milleti Fırat’ın doğusuna girilmesini, teröristlerin imha edilmesini sabırsızlıkla bekliyor. Kaybedilen her gün, her saat, her an aleyhimizedir. Fırat’ın doğusu hainlerden temizlenmedikten sonra vatan tehlikededir. Sınırlarımızdan başlayarak 30 km’lik derinliğe kadar bir güvenli bölge kurulacaksa, bunun denetim, kontrol ve yönetimi kesinlikle Türkiye’de olmalıdır. Başkalarının stratejik türbülansına kapılırsak tedavisi çok zor yaralar alırız. Başkalarının eline avucuna bakarsak yenilgi üstüne yenilgi yaşarız.
ABD’nin uluslararası hukuka tamamen aykırı, insanlık vicdanına, insan haklarına, devletlerin egemenlik haklarına bütünüyle ters teklif ve dayatmaları uygulanırsa, bilinsin ki, Ortadoğu’da önümüzdeki süreçte meydana gelecek olaylar bugünleri mumla aratacaktır.
“Biz onuruna düşkün, adam gibi adam bir milletiz”
Güvenli bölge önerisini, terör örgütlerinin güvenliği için planlayanlar ateşle oynamaktadır. Türkiye’ye karşı güvenli bölge kurmayı aklından geçirenler gaflet ve dalaletin pençesindedir. Türkiye Cumhuriyeti milli güvenliğini tehdit eden terör örgütleriyle mücadelede hiçbir devletten, hiçbir güç odağından müsaade istemeyecek, izin alma sırasına girmeyecektir. Biz onuruna düşkün, adam gibi adam bir milletiz. Biz bağımsızlığına tutkun ve bağlı bir ülkeyiz. Hiç kimse fıtrat değişti zannetmesin, kan yine o kandır. Menbiç Yol Haritasına uymayan, PKK/YPG/PYD’yi Kürt kökenli kardeşlerimizle ilişkilendiren ABD, kontrollü ve yönetilebilir bir istikrarsızlık sarmalıyla aziz milletimizin sabrını test etmektedir.
Az evvel temas ettiğim, MÇP’nin MHP’yle bütünleştiği 24 Ocak 1993 4.Olağanüstü Kongresi’nde merhum Başbuğumuz aynısıyla şöyle seslenmişti:
“Birlikte hayır, ayrılıkta azap vardır. Kürtler ne kadar Kürt’se biz de o kadar Kürt’üz. Biz ne kadar Türk’sek onlar da o kadar Türk’tür.”
Tekrar diyorum ki, hepimiz birlikte Türk milletiyiz. Doğudan batıya, güneyden kuzeye tek bilek, tek nefes, tek yürek, bölünmez ve dağılmaz tek ve büyük bir aileyiz. Ayrımız gayrımız yoktur, fitne-fesat ayaklarımızın ta altındadır. Kürt kökenli kardeşlerimizle terör öğütleri arasında bağ kurmak tarihe hakarettir, bin yıllık hukuka ihanettir, adalete ve vicdana karşı işlenmiş en vahşi cinayettir. Zalimlerin oyunu boşa çıkarılacaktır. Kuşku yok ki, Fırat’ın doğusundaki terör yuvalanması ifna edilecektir. Menbiç tepeden tırnağa arındırılmalıdır.
“Geç kalırsak hainler gemi azıya alırlar”
Geçtiğimiz yılın Haziran ayında rotası çizilen Menbiç Yol Haritasına riayet edilmelidir. Geç kalırsak hainler gemi azıya alırlar.
Milli tezlerimizi, egemenlik haklarımızı zamanlama hatasına düşüp her seviyede savunamazsak etrafımızdaki kuşatma şiddetlenir, zalimleşir. Unutmayınız ki, devlet bekadır. Vatan bekadır. Bayrak bekadır. Türklük bekadır. Türkçe bekadır. 31 Mart beka seçimidir. Türk milletinin bekası da Allah’ın izni ve inayetiyle ebediyete kadar güvencede kalacaktır. Bu nedenle 31 Mart 2019’un salimen ve selametle geçilmesi şattır. Siz bakmayın zillet ittifakı onu demiş, bunu söylemiş. Siz bakmayın kim kime kulp takmış, kim kiminle düşüp kalkmış. Tarih ne diyor ona bakın, millet ne diyor ona bakın, ecdat ne diyor ona bakın, 50 yıllık şerefli mazimiz neyi işaret ediyor, neyi ifade ediyor ona kulak verin.
Nefsimize diz çöktüremezsek, davamızı devleştiremeyiz. Ben dersek, bencilce hareket edersek, davayı yüceltemeyiz. Cumhur İttifakı Türkiye’nin geleceğini kuruyor. Buna uygun karar ve hazırlık içinde olmalıyız. Hem belediye hem de beka diyor, tarihi ittifakımızı koruyoruz.
İlle de bir tercih yapacak olursak on defa, bin defa, on bin defa beka diyeceğimi de herkesin bilmesini istiyorum.