Van’da yaşamını yitiren üniversite öğrencisi Rojin Kabaiş’in ölümünün cinayet olduğunu savunan Sedat Peker, olayın aydınlatılmasını sağlayacak bilgi veya belgeyi sunan kişiye 25 milyon lira vereceğini açıkladı.
Sedat Peker, Sözcü yazarı Saygı Öztürk’e yaptığı açıklamada üniversite öğrencisi Rojin Kabaiş’in ölümünün intihar değil cinayet olduğunu ileri sürdü. Peker, sosyal medya üzerinden kendisine ulaşan bir kişinin, bu konuyla ilgili yazılar yazdıkları için tehdit edildiğini ve aracının kurşunlandığını söylediğini belirtti. Bu sürecin ardından olayla daha yakından ilgilenmeye karar verdiğini aktardı.
Sedat Peker, tehdit iddiaları sonrası devreye girdi
Sedat Peker, Vanlı bir kullanıcıdan gelen mesaj üzerine durumu araştırdığını ve tehditte bulunan kişiyle ilgili bilgi toplamaya çalıştığını dile getirdi. Ortak bir tanıdık aracılığıyla bu kişiye haber gönderdiğini, konudan uzak durması yönünde uyarıda bulunduğunu ifade etti. Ancak bu uyarıdan sonra olayın peşini bırakmamaya karar verdiğini belirtti.
“Rojin’in intihar etmediğine inanıyorum”
Sedat Peker, avukatı Ersan Barkın aracılığıyla Rojin Kabaiş’in ailesiyle iletişime geçtiğini, süreçte aileye destek olmak istediğini söyledi. İkinci adli tıp raporunun ardından genç kadının birden fazla kişi tarafından cinsel saldırıya uğrayıp öldürüldüğünün anlaşıldığını iddia etti. Ailenin, olayla ilgili bilgi sahibi olanların korktukları için konuşamadığını dile getirdiğini aktardı.
Bilgi verenlere 25 milyon lira ödül
Sedat Peker, Rojin Kabaiş’in ölümünü aydınlatacak belge, bilgi ya da delil sağlayan kişiye 25 milyon lira ödül vereceğini duyurdu. Öğrencilerin ya da çalışanların işten atılma korkusu yaşamaması gerektiğini belirten Peker, bu ödülün yeni bir hayat kurmalarına yeteceğini söyledi. Güvenlik endişesi taşıyanların devlet tarafından korunacağını, bunun yanında kendisinin de elindeki tüm imkanları kullanacağını ifade etti.
“Bu olayın vicdani bir yönü var”
Rojin Kabaiş’in ölümüne ilişkin sosyal medyada yapılan tartışmalara değinen Peker, olay üzerinden etnik kimlik tartışması yapılmasını yanlış bulduğunu dile getirdi. Böylesi bir trajedide meselelerin siyaset veya kimlik üzerinden ele alınamayacağını, vicdan ve insanlık duygusunun ön planda olması gerektiğini vurguladı.