Koronavirüs ilacı çoktan bulunmuş olabilir mi?

Dünyada koronavirüs salgını ile mücadele sürerken, bilim adamları bir yandan covid19’a aşı geliştirmeye çalışıyor

Koronavirüs ilacı çoktan bulunmuş olabilir mi?
Yayınlama: 08.04.2020
A+
A-

Dünyada koronavirüs salgını ile mücadelesi sürerken, bilim adamları bir yandan koronavirüse aşı geliştirmeye çalışıyor, bir yandan da mevcut ilaçların virüse çare olup olamayacağını araştırıyor. Şu an dünya genelinde koronavirüse karşı 68 ayrı aşı projesi yürütülüyor.

DW Türkçe’de yer alan habere göre şu an dünya genelinde koronavirüse karşı 68 ayrı aşı projesi yürütülüyor. Ancak uzmanlara göre bu yıl içinde aşının bulunup kitlelere uygulanması güç. Alman Farmakolojik Araştırmacılar Birliği (VfA) uzmanları Covid-19’a (SARS-CoV-2) karşı bu yıl içinde bir aşının bulunması durumunda dahi sağlık sistemi gelişmiş Almanya’da bile kitlesel aşılamaların mümkün olamayacağı görüşünde. Bu yüzden de geriye iki seçenek kalıyor: Ya aylarca sürecek izolasyona devam ya da mevcut ilaçların etken maddeleriyle uygun bir tedavi yöntemi geliştirmek.

Peki yeni bir ilaca gerek var mı, kullanımdaki mevcut ilaçlar yeni tip koronavirüse yakalanan hastalara çare olabilir mi?

Ruhsatlı ve halihazırda kullanımda olan ilaçların yeni bir hastalığın tedavisi için yeniden konumlandırılarak kullanılmasına tıp literatüründe “Repurposing” deniyor. Bu yeniden konumlandırma, sıfırdan bir etken madde geliştirmekten hem daha basit, hem de süreç daha hızlı işlemiş oluyor. Zira böylece yeni bir ilacın hastalara verilebilmesi için gerekli geniş kapsamlı; maliyetli ve uzun süren test süreci ortadan kalkıp klinik denemeler daha hızlı sonuçlandırılabiliyor.

Koronavirüs tedavisinde işe yarayacak en mantıklı ilacın ya da etken maddenin hangisi olacağı yapılacak testler ve ilaç ruhsatlandırmalarından sorumlu kurumların kararına bağlı. Bu yüzden de uzmanlar, oluşabilecek yan etkilere karşı kişilerin hekimlere danışmadan kendi başlarına ilaç kullanmamaları gerektiğini belirtiyor.

Üç farklı ilaç grubu

Halihazırda SARS-CoV-2’ye karşı üç ana ilaç grubunda denemeler yapılıyor.

Antviral ilaçlarla virüslerin çoğalmasının durdurulması ve akciğer hücrelerine tutunmaları engellenmeye çalışılıyor. Antiviral ilaçlar örneğin grip (influenza), Hepatit C (sarılık), HIV (AIDS) ve Ebola virüslerinin yol açtığı hastalıkların tedavisinde ayrıca yine korona grubundaki virüslerin yol açtığı SARS ve MERS hastalıklarının tedavisinde kullanılıyor. Ayrıca kısa bir süre önce etkisinin olduğu ortaya çıkan malarya (sıtma) ilaçları da yenit tip koronavirüs tedavisi için araştırılan ilaçlar arasında yer alıyor.

İmmünomodülatörler ise vücudun bağışıklık sistemini sınırlandırarak, vücut direncinin aşırı tepki vererek insanın kendi vücuduna ölümcül bir zarar vermemesini amaçlıyor. Bu tarz immünomodülatörler örneğin eklemlerdeki artrit (eklem iltihabı) ve iltihabi böbrek hastalıklarının tedavisi için geliştirildi.

Akciğerin korunmasına yönelik ilaçlarla akciğerlerin kanı yeterli oksijenle besleyememesinin önüne geçilmesi amaçlanıyor. Bu tip ilaçlar örneğin çoğu zaman ölümcül olan idiopatik pulmoner fibrozis gibi hastalıkların tedavisinde kullanılıyor. Akciğer fonksiyonunun giderek azalmasıyla karakterize olmuş idiyopatik pulmoner fibrozda, bronş ve bronşçuklar ve onları çevreleyen damarlar arasındaki bağ dokunun aşırı gelişmesi sonucu akciğerler sertleşiyor ve hastanın nefes alması giderek zorlaşıyor. Nefes darlığı ve kuru öksürük baş gösteriyor.

SARS, MERS, Ebola ve Influenza’ya karşı etken maddeler

Önceki koronavirüslere karşı kullanılan anti-viral ilaçların yen tip koronovirüsle mücadelede de işe yaraması olasılık dahilinde. ZiraSevere Acute Respiratory Syndrome (SARS) ve Middle East Respiratory Syndrome (MERS) de koronavirüslerin yol açtığı hastalıklardan. SARS-CoV-2 de 2002 yılına ait SARS’ın başka bir türü olarak görülüyor.

Laboratuvar araştırmaları Ebola enfeksiyonları için üretilen Remdesivir etken maddesinin SARS ve MERS-koronavirüslerine karşı etkili olduğunu ortaya koydu. Ancak Amerikan Gilead Sciences ilaç şirketi tarafından geliştirilen Remdesivir’e henüz dünya genelinde hiçbir ülkede ruhsat verilmiş değil. ABD’nin yanı sıra Çin’de de Remdesivir’le ilgili klinik araştırmalar sürüyor.    

Bu virostatik ilaç, Remdesivir’in farklı RNA virüs türlerine etki etmesi gibi, aslında viral RNA polimerazını (RNA polimerazlar: bir DNA veya RNA molekülündeki bilgiyi RNA molekülü olarak kopyalayan enzimler ailesi) azalttığı için influenza tedavisinde kullanılıyor. 2014’ten itibaren başarılı bir biçimde Ebola tedavisinde kullanılıyor. Japon hükümeti 2016’da Gine’deki Ebola salgınıyla mücadele için Favipiravir yardımında bulundu. Çin yönetimi, yeni tip koronavirüs salgının çıkış merkezi Vuhan kentinde de Covid-19’a karşı Avigan konusunda umut verici bulgular elde edildiğini duyurdu.

Bunun üzerine başta Asya’da ve ardından dünya genelinde Avigan’a talep arttı. Berlin Charité Hastanesi’nde görevli virolog Christian Drosten de Avigan kullanımı konusunda İtalya’da yapılan testlerin “umut verici” sonuçlar ortaya koyduğunu söyledi. Japonya tedbir olarak iki milyon paket Avigan stokladı. 270 milyon nüfuslu Endonezya ya da Almanya da henüz testler sonuçlanmamış olmasına rağmen milyonlarca paket Avigan siparişinde bulundu.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.