Cildimizin güzelliğini ve kalitesini etkileyen birçok faktör vardır.
Leke, kırışıklık, sarkma gibi yaşlanma belirtileri genetikten çok çevresel faktörler ve yaşam tarzından kaynaklanır. Peki, cildimizi çevresel faktörlerden nasıl koruyabiliriz? Dermatoloji Uzmanı Dr. Emine Özge Ayabakan anlatıyor.
Cildin her gün maruz kaldığı UV ışınları, hava kirliliği, yaşam tarzı, beslenme, stres, sigara vb. etkisi uzun dönemde cildimizde ‘ekspozom’ dediğimiz gizli yaşlanmaya neden olur.
ÇEVRESEL FAKTÖRLER CİLDİ HIZLA YAŞLANDIRIYOR
Çevresel kirliliğin cilt hasarı ve yaşlanması üzerinde zararlı etkileri geniş bir çeşitliliğe sahiptir. Sigara dumanı, toz, duman ve arabalardan yayılan egzoz gazı gibi kirlilik kaynakları cilt bariyerine nüfuz ederek sivilce, cilt kuruluğu, egzama, cilt alerjileri, kızarıklıklar, kırışıklıklar ile nem ve esneklik kaybı gibi problemlere yol açar. Hava kirliliği cildimizin oksijen ile temasını azaltır ve cildimizin yapısına katılan doğal yağ katmanlarını kurutur. Çevre kirliliği, cildin genç ve dinamik görünümüne zarar verir, böylelikle kırışıklık görünümü artar
CİLDİNİZİ ÇEVRESEL FAKTÖRLERDEN NASIL KORUYABİLİRSİNİZ?
Çevresel faktörler ve yaşam tarzından kaynaklanan cilt yaşlanmasını yavaşlatan bakım yöntemleri ile cildimizi bu negatif etkilerden koruyup iyileştirebiliriz. Dermatoloji doktorlarına giderek cildinizin geleceğini değiştirebilirsiniz. Her yaş kendi yaşına uygun bir bakım ve tedavi yapmalıdır. Yaşlanmak için bir şeyler yapmanın yaşı 20’li yaşlardan itibaren başlamalı ki yaşlanma daha güzel olsun.
• Cilt yaşlanmasını yavaşlatan bakım yöntemlerini cilt uzmanına danışarak uygun olan yöntem belirlenebilir. Erken yaşlarda mezolift (vitamin enjeksiyonları), dermaroller cilt yenileme için kullanılabilir.
• Eğer ciltte renk düzensizlikleri, gözenek genişlikleri ve kılcal damar genişlemeleri varsa lazer ve ışık yöntemleri tercih edilebilir. Derimizin tazelenmesinde, kırk yaş sonrasında, PRP-kök hücre enjeksiyonları, radyofrekans gibi cihazlar, dolgu enjeksiyonları, botoks ilk tercih edilmesi gereken yöntemlerdir.
• Vücudumuzun ihtiyaç duyduğu, cildimizde meydana gelen zararları önleyebilecek besin maddelerini almamız, her gün bol miktarda su tüketmek, çevre kirliliğinin zararlı etkilerini giderir. Bilhassa domates, yeşil yapraklı sebzeler ve dutsu meyveler cildimizin taze kalmasını sağlar.
CİLT KONTROLLERİNİ İHMAL ETMEYİN
Hava kirliliğinin bazı formaları cildimizde kansere yol açabilen serbest radikallerin oluşmasından da sorumludur. Cilt kanserlerinin çevresel faktörler ve stresin de etkisi ile son yıllarda 20 misli arttığı gösterilmiştir. 40 yaşından itibaren dermatoloji doktorları tarafından yapılan yıllık cilt kontrolleriyle cilt kanseri önlenebilir.
BOL BOL NEMLENDİRİCİ ŞART
Sonuç olarak, yaşlanmamızda çevresel etkinin kalıtsal yapıdan daha az önemde olmadığının farkında olarak yaşam tarzımızı ona göre ayarlamamız, bilinçli olmamız, cildimizi ihmal etmememiz ve özellikle soğuk havalarda cildi bol bol nemlendirmemiz gerekir.