Kılıçdaroğlu’ndan TRT’ye tepki

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, TRT’nin canlı yayını geç başlatmasına tepki gösterdi..

Kılıçdaroğlu’ndan TRT’ye tepki
Yayınlama: 08.04.2017
A+
A-

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, TRT Haber ve kuruma ait bazı kanallarda müşterek başlayacağı duyurulan canlı yayınının, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın konuşması nedeniyle yarım saat geç başlatılmasına tepki gösterdi.

Kılıçdaroğlu, tepkisini “Bakın tek adam rejimine en tipik örneği bu akşam yaşadık. Sayın Cumhurbaşkanı konuşuyor, bana saat 19.00’da televizyon programı yapılacak denmiş ama onun sözü kesilemiyor, kimse kesmeye cesaret edemiyor” sözleriyle dile getirdi. TRT Haber, TRT Türk ve TRT Radyo ortak yayınında Taşkın Koç’un sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu özetle şunları söyledi:

İNSANLIĞA KARŞI SUÇTUR
“Kimyasal silah kullanılması insanlığa karşı suçtur. Bu suçu kim hangi gerekçe ile işlerse işlesin, bütün dünyanın karşı çıkması gerekir. Bu suçu işleyenlerin süratle yakalanıp, evrensel kurallar içinde yargılanması gerekir. Bütün uluslararası sözleşmelerde kimyasal silah kullanmak yasaktır. Savaşta dahi çoluk çocuk demeden, bütün canlılar için ölümü öngörün silahtır, kimyasal silah. Küçücük çocukların hayatlarını kaybettiğini televizyon ekranlarından izliyoruz. Bu konuda bütün insanlığın ortak davranması lazım.

ORTAK KARAR ÇIKMALI

Bizi üzen bir şey var BM Güvenlik Konseyi’nden şu ana kadar ortak bir karar çıkmış değil. Bu ortak kararın mutlaka bir şekilde çıkması lazım. Asıl bu işin sorumluları, failler bütün bunların ortaya konması, uluslararası araştırma için BM’nin görev vermesi ve bunların Suriye’de çalışmaları, artı Suriye hükümetinin de hiçbir engel çıkarmaması gerekir. Olayın bütün safhasının açıklığa kavuşturulması gerekir. ABD’nin Suriye’yi vurmuş olması, Rusya’nın buna karşı farklı bir tedbir göstermesi, iki ülkenin de yapması gereken ortak eylem birlikte bu olayı aydınlığa çıkarmaları ve bunun için çaba harcamaları gerekir. Bu gerçekleşirse kimyasal silahı kullananlar saptanır ve uluslararası mahkemelerde yargılanırlarsa, gerekli cezaları alırlarsa bu konuda insanlık önemli bir adım atmış olacaktır.

TÜRKİYE’NİN POZİSYONU

Kimyasal silah konusunda Türkiye’nin tepki vermesinden daha doğal bir şey olamaz. Elbette tepki verilmeli. Biz başından beri Suriye’deki savaşın sonlandırılmasını, özellikle egemen iki ayrı devlet var o coğrafyada, Rusya ve ABD artı İran var o coğrafyada söz sahibi olan, Türkiye’nin de olması lazım, bin 100 kilometrelik sınırı var. Dolayısıyla bu olayın üzerine bütün ülkelerin kararlılıkla yürümesi, olayın soruşturulması, varsa faillerinin ki olacağı görülüyor, bilinen bir olay varsa faillerinin ki bilinen bir olay, insanlar hayatlarını kaybettiler, bu faillerin bulunması lazım. Türkiye, Suriye’de barışın sağlanmasını, iki devlete de, hem ABD hem Rusya’ya ortak hareket etmelerini, iç savaşın bir an önce sonlandırmalarını, bu olayın üzerine iki ülkenin kararlıkla gidip faillerin mutlaka uluslararası mahkemelere çıkartılmaları konusundaki düşüncelerini dünyaya duyurabilmeli, bu konuda daha aktif rol üstlenebilir diye düşünüyorum.

SORUMLU TÜRKİYE
Suriye’deki olayların başlangıcına baktığımız zaman, bizim Suriye’de ne işimiz var, şu ya da bu şekilde neden içişlerine müdahale ettik, muhalifleri neden Türkiye’ye getirdik, burada silahlandırdık, Suriye’nin parçalanmasına neden göz yumduk, bunların hepsinin sorgulanması lazım. Keşke mümkün olabilseydi, Dışişleri Bakanı bu konuda, daha sonra Suriye politikasının yanlışlığını vurguladılar zaten. Bu tablonun ortaya çıkmasının temel nedenlerinden birisi de Türkiye’nin Suriye’de izlediği yanış politikadır. Türkiye o yanlış adımları atmasa Suriye ve Ortadoğu’da böyle bir tablo çıkmazdı, çıkmışsa sorumlularından birisi de Türkiye’nin dış politikasıdır.

İKİ KİLİT İSİM NEDEN YOK

(Kontrollü darbe ididası) Darbe bitti, darbeleri araştırma komisyonu kuruldu. 15 Temmuz darbe girişimini araştıracak olan komisyona darbenin iki kilit önemli isim davet edilmesine karşın gelmediler. Bir parlamento düşünün, Gazi Meclis düşünün, bu Meclis diyor ki, ‘ben bu darbe girişimini araştıracağım ve bilinmeyen noktaları aydınlatacağım.’ Niçin engelleniyor, bana bunun cevabını birisi versin. Darbeleri Araştırma Komisyonu’na, muhalefetin istediği ve bütün gerçeklerin ortaya çıkması için çaba gösterdiği bir ortamda, arzu ettiği kişiler Başkan’a bildirilmesine rağmen başkan davet etmiyor. Niçin? Hükümet bunların parlamentoya gelip bilgi vermesini neden engelliyor. Önümüzdeki günlerde bu konuyu çok tartışacağız. Bu darbenin çikolatacı, memur, asker, sanayici, esnaf ayağı var, siyasi ayağı yok. Kim inanır buna. Bir darbeyi bir hükümet örterse, kapatmak isterse, araştırılmasın derse ne dersiniz buna. Meclis mi büyük yoksa sadece iki kişi mi büyük, neden gelip bilgi vermezler. Başka ayrıntılar var ama şimdilik bu kadar yeter.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.