Bahar geldi ama ben hazır değilim!

Yayınlama: 13.05.2025
Düzenleme: 13.05.2025 10:29
A+
A-

Mevsim geçişlerinin beden ve zihin üzerindeki etkilerine dair bir yolculuk

Bahar gelirken doğa cıvıldıyor, renkler canlanıyor, hava ısınıyor. Ağaçlar tomurcuklanıyor, kuşlar sabahı müjdeliyor. Ancak her beden aynı coşkuyla karşılamıyor bu uyanışı. Dışarısı canlanırken, içeride bir ağırlık taşıyorsanız, sabahları yorgun kalkıyor, burnunuz akıyor, başınız ağrıyorsa… Merak etmeyin, yalnız değilsiniz.

“Bahar gelirken doğa uyanır, insan içe döner… Yorgunluk sadece bedende değil, ruhta da saklanır.”

Bahar dediğimiz şey yalnızca çiçeklenmeden ibaret değil. Bazen gözlerde sulanma, boğazda kaşıntı, bazen de ruh hâlinde bir dalgalanma olarak gelir. Çünkü bu mevsim, sadece dış dünyayı değil, bedenimizin iç dengesini de değiştirir. Doğa uyanıyor olabilir, ama bağışıklık sistemimiz bu değişimi bazen panikle karşılar. Vücut zararsız polenleri tehdit gibi algılar, alerji tetiklenir; halsizlik ve odaklanma zorlukları kaçınılmaz olur.

Aynı zamanda hormonlarımız da bu değişime tepki verir. Güneş ışığı arttıkça melatonin azalır, serotonin artar. Fakat bu geçiş ani değildir; uykumuz bozulur, ruh hâlimiz dalgalanır. “Bahar yorgunluğu” dediğimiz şey, bu içsel geçişin sessiz ama etkili yankısıdır.

Bu yazı, baharın vücudumuza neler yaptığını anlatmakla kalmayacak; aynı zamanda kendimizi nasıl koruyabileceğimizi, bu geçici dönemi nasıl daha iyi yönetebileceğimizi ve doğayla nasıl daha dengeli bir uyum kurabileceğimizi de gösterecek. Çünkü bahar sadece dışarıda değil, içimizde de yaşanır. Ve her uyanış gibi, biraz zaman ve anlayış ister.

Baharın Işığı, Vücudun Gölgesi

Doğa uyanıyor. Ağaçlar yeşeriyor, güneş daha uzun süre bizimle kalıyor. Ama pek çoğumuz için bahar, neşe değil bir tür belirsizlik getiriyor. Yorgunluk, halsizlik, huzursuzluk… Oysa takvim baharı gösteriyor. Peki içimiz neden hâlâ kışa ait gibi?

Alerjiler: Doğaya Değil, Bağışıklığa Direniş

Bahar alerjileri bu dönemin en yaygın rahatsızlıklarından biri. Polen gibi zararsız partiküller, bağışıklık sistemi tarafından tehdit gibi algılanıyor. Sonuç: burun akıntısı, göz sulanması, yorgunluk… Üstelik bu tepkiler yalnızca fiziksel değil; zihinsel netliği de düşürüyor. Alerjiler, görünenden fazlası olabilir.

“Baharın ışığı göz kamaştırırken, beden hâlâ kışın gölgesinde.”

Hormonlar: İçsel Takvim Şaşarsa

Gün ışığının artışı melatonin üretimini azaltıyor, serotonin artıyor. Bu kulağa güzel gelse de hormonlar arasındaki bu geçiş aniden olmuyor. Uyku düzeninde bozulma, ruh hâlinde dalgalanma gibi belirtiler kaçınılmaz hale geliyor. Vücudumuzun iç takvimi, doğaya ayak uydurmakta bir miktar zaman kaybediyor.

Bahar Yorgunluğu: Gerçek mi, Bahane mi?

Evet, gerçek. Hava sıcaklığı, atmosfer basıncı, ışık… Hepsi değişirken, vücut bu yeni şartlara uyum sağlamak için enerji harcıyor. Kış boyunca hareketsiz kalınmışsa ya da D vitamini gibi eksiklikler varsa, bu geçiş daha da zorlaşıyor. Üstelik ruhsal olarak da baharın getirdiği açılma, bedende bir geçici bocalamaya neden olabiliyor.

Doğayla Yeniden Senkron Kurmak

Tüm bu etkiler geçici. Bahar yorgunluğunu anlamak, onu kabullenmek ve bedenimize karşı daha anlayışlı olmak bu süreci kolaylaştırır. Güneş ışığından faydalanmak, iyi beslenmek, hafif egzersizler yapmak ve uykuya dikkat etmek yeterli. Doğa gibi biz de dönüşüyoruz. Ve her dönüşüm gibi bu da sabır ister.

Okuyucuya Not

Mevsimler değişirken doğa sadece rengini değil, ritmini de değiştirir. Ve insan da bu ritmin bir parçasıdır. Bahar yorgunluğu, alerjiler, hormonal dengesizlikler… Bunlar vücudun bize gönderdiği zarif sinyallerdir: “Ben dönüşüyorum, sen de bana eşlik et.”

“Doğa uyanırken vücut alarma geçer; bahar herkese çiçek getirmez.”

Kendimizi korumayı öğrenmek sadece hastalıklardan değil, fazlalıklardan, ihmallerden ve zamanın hızından da korunmayı kapsar. Vücuda kulak vermek, yavaşlamak, ihtiyacımız olan dinlenmeyi almak; modern yaşamın içinde küçük ama güçlü bir direniştir. Çünkü güçlü olmak, her zaman dayanmak değil; bazen durup toparlanmayı bilmek demektir.

“Bahar geliyorsa, kendini ihmal etme. Doğayı dinle, bedenini anla.”

Bu bahar, sadece doğaya değil, kendinize de özenle yaklaşın. Unutmayın: İç dengemiz, dış dünyaya vereceğimiz en sağlam cevaptır.

Prof.Dr.Oğuz Özyaral
MBA, Mikrobiyolog, Koruyucu Sağlık Uzmanı,
Antalya Belek Üniversitesi Rektör Yardımcısı

 

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.