Kalbin Kararması

Kalp yalnızca sevmez; kırılır, hırpalanır, endişeler ve umursamazlıklarla ya da aldatış ve aldanışlarla kararır da! Bir bakarsınız sanki göğsünüzün üzerine bir fil oturmuşçasına nefes almakta zorlanıyorsunuz. İşte şu an aynen o durumdayım… Bir ay öncesine kadar meditasyonla uğraşıyordum. Uykularım düzene girmişti. Derin nefesler alabiliyordum kalbim sızlamadan. Sonra, seyahatlerim sırasında erken kalkıp meditasyona zaman ayıramayınca, bu […]

Yayınlama: 10.03.2019
A+
A-

Kalp yalnızca sevmez; kırılır, hırpalanır, endişeler ve umursamazlıklarla ya da aldatış ve aldanışlarla kararır da! Bir bakarsınız sanki göğsünüzün üzerine bir fil oturmuşçasına nefes almakta zorlanıyorsunuz. İşte şu an aynen o durumdayım…

Bir ay öncesine kadar meditasyonla uğraşıyordum. Uykularım düzene girmişti. Derin nefesler alabiliyordum kalbim sızlamadan. Sonra, seyahatlerim sırasında erken kalkıp meditasyona zaman ayıramayınca, bu güzel alışkanlığı bir yaşam tarzı haline getiremeden, onu bırakmak zorunda kaldım. Ne olduysa o zaman oldu işte…

Yine düşüncelerimde kaybolup uyku sorunları yaşamaya başladım. Bana meditasyon konusunda dünyanın öbür ucundan koçluk yapan uzman arkadaşım, nasıl hissettiğimi anlatmaya başlar başlamaz: “Hayatım senin kalbin kararmış!” dedi. Kalbim mi kararmış? Şaşırdım bir an!

Meditasyon yaparken kendimi iyi hissetmemin nedeni: Kalbimi, bütün yaşadığı kırgınlıklardan arındırmış olmamdanmış! Demek ki meditasyon yapmadığım şu bir aylık zaman zarfında hissettiğim bütün duygular, onu tekrar karartmaya yetmişti…

Bu kez de bu cümleye takılı kaldım ve günlerce uyuyamadım: Kalbim kararmış! Neler yaşamıştım ki bu süre zarfında? Ailemi her gördüğümde, özlemle onları gözümde abarttığımdan olsa gerek, daha farklı bir ilgi bekliyorum sanırım. Kısa bir süre sonra herkes televizyon başına dizilerini izlemek için geçtiğindeyse ister- istemez üzülüyor, alınıyorum. Sanırım kalbimi en çok karartan his, bu oldu son zamanlarda!

Ben daha çok sarılma, koklaşma ve sohbet etme peşindeyken bir sürü yalan dolanın döndüğü kara bir kutuya kitleniyor sevdiğim insanlar! Dizi kahramanlarından kendilerince bir aile oluşturmuşlar ve mutlu oluyorlar onlarla zaman geçirmekten. Oysa ben sevdiğim insanların yanındayken bir daha ne zaman onlarla aynı havayı soluyacağımı düşünüp ezberlemeye çalışıyorum onların mimiklerini; özlem dolu günlerde onları karşımda konuşturabilmek, hayallerde karşılıklı birer kahve içebilmek için.

Elbette benim de kırdığım insanlar oluyor çevremde bilerek ya da bilmeyerek. Vicdanım kalbimi karartmıştır belki de. Kim bilir? Düşündükçe kalbimin kararmış olmasına hiç şaşırmıyorum. Bir kere aydınlatmıştım onu; hatta gözlerim bile ışıl ışıldı meditasyonun 3. ayında. Bunu tekrar yapabilirim; umutluyum.

Şimdi kafama takılan bir diğer can alıcı soru da şu: Ben bir ay gibi kısa bir sürede yaşadıklarımla kalbimi karartmayı başardım. Peki, ya hayatı boyunca hiç meditasyon yapmamış insanlar kalplerinde yılların karartısıyla, huzursuzluğuyla nasıl kendileriyle yaşayabiliyorlar?

Ben de uzun süre öyle yaşamıştım ama ruhunuzu bir kere arındırdınız mı bütün yaşadıklarınızla ve yaptıklarınızla barıştınız mı kalbinizin tekrar kararmasına seyirci kalamıyorsunuz işte!

Ey benim kararmış kalbim! Yaşadıkların ve sana yaşattıklarım için üzgünüm. Hadi tut elimi; iyi hissedeceğimiz günlere doğru yol alalım beraber. Seni tekrar aydınlığa çıkaracak ve orda yaşatacağım artık. Derin nefesleri hak ediyorsun sen; bu sancılı iç çekişleri değil!

Hadi güzelliklerle aydınlanalım; çık ne olur bu anlamsız karanlıktan; derin bir nefes almak istiyorum!

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.