Bayramlar “uzat ellerini bayramlaşalım” diye dokunmanın ve yaklaşmanın özlemini dile getiren, uzakların yakın olması, bekleyiştir, kavuşmadır. Bir birine dargın olanların, kırılanların, küslerin barışıdır bayramlar. Kinin, nefretin, öfkenin çaresidir. Hasret ile yanan yüreklerin, kendisini hüzün dalgalarına teslim etmiş, “bayram gelmiş neyime, kan damlar yüreğime” diyerek özlem ile ağlayan gözlerin ilacıdır. Sevginin, muhabbetin ve tarife nâmümkün eşsiz […]
Bayramlar “uzat ellerini bayramlaşalım” diye dokunmanın ve yaklaşmanın özlemini dile getiren, uzakların yakın olması, bekleyiştir, kavuşmadır.
Bir birine dargın olanların, kırılanların, küslerin barışıdır bayramlar. Kinin, nefretin, öfkenin çaresidir. Hasret ile yanan yüreklerin, kendisini hüzün dalgalarına teslim etmiş, “bayram gelmiş neyime, kan damlar yüreğime” diyerek özlem ile ağlayan gözlerin ilacıdır. Sevginin, muhabbetin ve tarife nâmümkün eşsiz bir mutlulukla doğan umutların harcıdır bayramlar.
Son zamanlarda “Nerede o eski bayramlar” sözü sık sık tekrarlansa da çok şükür ki bizim ülkemizde bayramlar en güzel haliyle kutlanmaya devam ediyor. Çünkü bizim tarihimizde köklü bir bayram geleneği vardır ve bu gelenek bütün zenginliği ile devam etmektedir Eskiden bayramların nasıl kutlandığına dair çeşitli gelenekler anlatır büyüklerimiz ve bu yüzden belki de “o eski bayramlar” tabiri, eski bayramlardaki kutlamalara dair duyulan özlemi ifade ediyor.
Bayramlar; birlik, beraberlik ve gerçekten neşe dolu samimi buluşmaların an’larını oluşturur. Hep tatlı bir telaşı vardır. Çikolata alınır, şekeri, lokumu özel ve şık sunum kaplarına konulur, şerbetlisi ayrı, sütlüsü bol ceşit tatlılar…
Ha … Bir de evvelinde bayram temizliği vardır dip bucak, bayram alış-verişi ve tabi ki bayram kıyafetleri. Çoluk çocuk tüm ailece, ihtiyacımız olsun ya da olmasın tabiatına münhasır olan o güzel günü daha da özel kılacak, daha bir heyecan katacak küçükte olsa o güne ait bir kıyafet, bir ayakkabı ya da bir saç tokası hâli hazırdadır hep.
Bilhassa Anadolu’ da arefe günü ocaklardan çok güzel kokular yükselir hâlâ.
Sabahlara dek yanar taş ekmek fırınları. Tuzlu çörekler, tatlı kurabiyelerin mis kokuları sarar tüm mahalleyi. Ayşe ile Fatma buluşur birbirine yardım için. Sonra Zeynep’e destek verilir ” bir elin nesi var, iki el bayağı çabuk” der gibi. Son iftar gününe cami önlerine bir birinden farklı güzel hamur işleri çıkartılır. Herkes kendi ikramını sunarken duâlar yapılır, helâlleşerek karşılanan Ramazan ayı, yine aynı muhabbetle uğurlanır hep birlikte.
Aslında “o eski bayramlar” diye bir şey yok. Aslında, “nerde o eski insanlar” var diye düşünüyorum.
Peki bu güne gelsem; koştur koştur yaşayarak normalleşen hayatlarımız, artık eskilerden kalma diye yâd ederek nostaljileşen vazgeçtiğimiz o kadar çok değerlerimiz var ki hiç farkında bile değiliz. Sonra kalkıp hadsizce bayramları eleştiriyor, tarihe yükleniyor ve zamanı günah keçisi ilan ediyoruz neredeyse.
Günümüz şartlarında durum biraz farklı demeyelim. Teknolojinin gelişmesi, araya giren mesafeler ve mutlaka hepimizin etkilendiği başka faktörler bayramlarımız gibi özel değerlerimizi unutturmasın. Eski diye hatırladığımız babaannemizin evini, yediğimiz şekerleri, kimimize çocukken eli öpülenlerin verdiği bayram harçlıkları ve mis kokulu mendiller olsun aklımızda kalan imgeler. Bu eşsiz günlerde sevdiklerimizi görmek ve hatırlanmak ne de hoş bir duygudur.
Bu mutlu anları yaşatmak, bizden sonrakilerin de yaşamasını sağlamak bizim elimizde. Hadi bu bayram sevdiklerimizi ziyarete gidelim. Onlara verdiğimiz değeri gösterelim. Çocuklar gibi şen bir bayram geçirelim.
Son olarak, bayram yaklaştıkça özlemler artar, bekleyişler başlar. Yürekler kavuşmak için çarpar. Bir de sila-i rahim ise menziliniz, hele bir de bekleyen anne-baba, bacı-kardeş varsa, beklendiğinizi biliyorsanız ve özlenmişseniz, zaman mekan ve uzaklık kavramı yok olur.
İşte o vakit ” bayram o, bayram ola…”
Umuyorum ki şimdilerde bizim neslin, çocukluğuna dönüp oflayarak “nerde o eski bayramlar ” ifadesi bu serzenişten öteye geçmez.
Bu vesileyle bütün okurlarımın Ramazan Bayramını şimdiden kutluyor, büyüklerin ellerinden, küçüklerin gözlerinden öpüyor, nice coşkulu ve umut dolu bayramlarda buluşmak arzusuyla diyorum…
Selâm ve muhabbet ile…