“Bir ülke tanıyorum bilinmeyenler diyarında Öylesine küçük öylesine güzel ve de gizemli ki Küçücük insanlar barındırıyor içinde Umutları sevgileri amaçları aynı olan Umutları güzellikler, sevgileri insanlar Amaçları mutluluklar üzerine yazılmış Küçücük ülkenin küçük insanları Acı nedir bilmiyor, kıskançlığı hiç tatmamış hiç yalnız kalmamış Gözyaşı bilmiyor gülmeyi mutlu olmayı bilen insanlar Birgün birgün yolum düştü bilinmeyenler […]
“Bir ülke tanıyorum bilinmeyenler diyarında
Öylesine küçük öylesine güzel ve de gizemli ki
Küçücük insanlar barındırıyor içinde
Umutları sevgileri amaçları aynı olan
Umutları güzellikler, sevgileri insanlar
Amaçları mutluluklar üzerine yazılmış
Küçücük ülkenin küçük insanları
Acı nedir bilmiyor, kıskançlığı hiç tatmamış hiç yalnız kalmamış
Gözyaşı bilmiyor gülmeyi mutlu olmayı bilen insanlar
Birgün birgün yolum düştü bilinmeyenler diyarına
Cüssem büyük duygularım küçücüktü onların yanında
Yardım istedim hekes kucak açtı bana
Mutluluğun sırlarını öğrettiler
Yalvardım ne olur göndermeyin geri
Benim geldiğim diyarlarda bu sırların yeri yok dedim
Gözlerimin içine baktılar ne kadar büyüktüm onlar için
Duygularımsa yağmaya hazır bir bulut gibiydi
Korktular yağarsam sele kapılmaktan korktular
Sırlarımızı alda öyle git dediler ama ne olur git dediler
Hani ya yıllar geçti üzerinden
Kah unuttum kah unutmadım onları
Ama geri döndüğüme çok mutluydum
Mutsuzluğun anlamını bilen bir insan daima mutlu olamazdı
Ve ben o küçük mutlu insanlara
Mutsuzluğu tattırmadan geri döndüğüm için
Güldüm güldüm ve hep güldüm”
Gündemdeki ülkemin halini görünce “sözün bittiği nokta” diyor ve bu haftaki köşe yazısı olarak geçmiş zamanlarda yazdığım bir şiirime yer veriyorum.
Şiirim size ütopik gelse de hayal etmekten ve geleceğimizi kurtarmak için çabalamaktan asla vazgeçmeyelim diyorum.