Amerika’nın Yellowstone Ulusal Parkı’nda bir zamanlar gri kurtlar yaşardı. Sessiz, kararlı, sürü hâlinde gezen bu yırtıcılar, sadece av peşinde koşmazdı; doğanın dengesini adeta bir orkestra şefi gibi yönetirlerdi.
Fakat insanlar “yırtıcıdır, zararlıdır” diyerek bu kurtları sistematik biçimde avladı. Ve bir gün park, gri kurtsuz kaldı.
O andan itibaren doğa yavaş yavaş çözülmeye başladı.
Geyik popülasyonu patladı. Ağaçların filizleri, genç fidanlar henüz büyüyemeden yendi. Nehir kenarları çıplaklaştı, toprak gevşedi. Dereler yön değiştirdi. Kuşlar, kunduzlar, balıklar tek tek bölgeyi terk etti.
Koskoca ekosistem, zincirin sadece bir halkasının kopmasıyla devrildi. Sebep sadece bir taneydi: Gri kurtun yokluğu.
Yıllar sonra yapılan araştırmalar bu çöküşün nedenini net bir şekilde ortaya koydu. Ve 1995 yılında doğaya 15 gri kurt geri gönderildi. Üstelik hepsine çip takıldı, yıllarca izlendiler.
Sonuç?
Gri kurtlar tekrar sürüleşti. Geyikler dengelendi. Ağaçlar yeniden filiz verdi. Nehirler eski yataklarına döndü. Kuşlar, balıklar geri geldi. Doğa kendini onardı.
Sadece 15 gri kurt… Doğanın kaderini değiştirdi.
—
Bugün Anadolu’dan bir çocuk çıkar, dünya sıralamasında ilk 100’e giren bir rakibin kaderini değiştirir.
Bir antrenör gelir; çalıştırdığı çocuk WTA veya ATP listelerinde tarihe geçer.
Bazen sıradan bir site kortuna bir hoca adım atar, o yer canlanır. Yeni yüzler, yeni ışıklar, umutlar doğar.
Ve o hoca oradan ayrıldığında… her şey durur, sessizlik gelir. Kortlar solar, çocuklar uzaklaşır, hayaller çölleşir.
Bazen bu bir antrenör olur, bazen bir kulüp, bir belediye, bir vizyon…
Ama her zaman şudur:
Eğer o “gri kurt” ortadan kaybolursa, sistem çöker.
Fakat bizler hâlâ gri kurtların değerini bilmiyoruz.
Anlayan yok, sorgulayan az.
Sesi çıkan susturuluyor, nitelik yerine “ahbaplık” konuşuyor.
Ve Türkiye’de spor gibi, eğitim gibi, sanat gibi pek çok alan, sessizce çölleşiyor.
Vizyonsuzluk, liyakatsizlik, hırs ve cehalet her yere sızmış durumda.
Giderek sıradanlaşıyoruz. Giderek çöpleşiyoruz.
—
Evet…
Bazen sadece bir kurt bile, bir ekosistemi yeniden ayağa kaldırır.
Ve bazen sadece bir insan, bir çocuğun, bir şehrin, hatta bir ülkenin kaderini değiştirir.
Ama fark edebilmek için önce bakmayı, sonra görmeyi öğrenmek gerekir.
Ve en önemlisi… değer vermeyi.
Çünkü gri kurtlar yalnızca doğayı değil, umudu da temsil eder.